58. Gününde Olan Açlık Grevleri ile ilgili Basın Açıklaması

[ A+ ] /[ A- ]

Basına ve kamuoyuna

En temel insan haklarından biri olan anadilinde kendini savunma hakkını elde edebilmek için ellerindeki tek mücadele imkanı olan kendi bedenleri ile direnenlerle dayanışma içerisinde olduğumuzu açıklıyoruz.

Bizler Türkiyeli Ermeniler olarak anadilde eğitim hakkını Almanya’daki Türk göçmen işçilerinden Sincan bölgesindeki Uygurlara kadar, herkes için su ve ekmek gibi bir yaşam kaynağı olarak görmekteyiz. Bizler her türlü tecrit uygulamasını reddederken, insanların anadillerinde kendilerini ifade etmelerinin önüne konulan her türlü baskı ve şiddeti de kabul etmiyoruz. Ayrıca, böylesine siyasi bir davada tutsakların kendilerini anadillerinde savunma yapmalarını demokrasinin bir gereği olarak görmekteyiz.

Bugün demokrasi havariliğine bürünmüş AKP hükümeti ülkeyi bir iç savaş ortamına sürüklemekten geri durmamaktadır. Barış için adım atmamakta ısrar etmekte, medya vasıtasıyla ırkçı/şoven tavrını topluma dayatmaktadır. Bunun sonucunda, farklı etnik topluluklara karşı toplu linçler ve nefret suçları gün geçtikçe artmaktadır. Bunların yanı sıra, açlık grevleri ile ilgili yapılan bir çok basın açıklaması ve eyleme kolluk kuvvetleri tarafından gaz, tazyikli su ve cop ile müdahale etmektedir. Medyada sansür ve oto-sansür uygulamaları olanca hızıyla sürmektedir.

Tüm bunlara karşı, biz, barıştan ve kardeşlikten yana olan insanlar, olanca sesimizle haykırmaya devam ediyoruz: Biz artık bir kişinin dahi ölmesini istemiyoruz! Ülkedeki “bir bebekten bir katil yaratan karanlığın” daha fazla can almasını istemiyoruz! Geri dönülmez bir şekilde yeni ölümler yaklaşırken, bizler, açlık grevinde olan tutsakların taleplerinin karşılanmasını ve artık ülkede ölümlerin değil barışın, kardeşliğin egemen olmasını istiyoruz!

Açlık grevlerinin 58. gününde bizler, bir grup Türkiyeli Ermeniler olarak, ülkemizde süren bu insan hakları mücadelesine desteğimizi ve dayanışmamızı Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşıyoruz.