6-7 Eylül Olayları

[ A+ ] /[ A- ]

Vikipedia, özgür ansiklopedi

6-7 Eylül Olayları (Yunancası Σεπτεμβριανά). 1955 yılında “Atatürk’ün Selanik’te doğduğu eve bomba atıldı” şeklindeki yalan haberle başlayan olaylar. Olayları düzenleyenlerin, kimsenin öldürülmemesi yönündeki telkinlerine rağmen, 6 Eylül akşamı başlayan ve yaklaşık 9 saat süren olaylar boyunca ve sonrasında (aralarında iki Ortodoks papaz da olmak üzere) 13 ile 16 arası Rum ve en az bir Ermeni vatandaşı hayatını kaybetmiş, 32 Rum da ağır yaralanmıştır. Fiziksel zarar, 4.348 Ruma ait işyeri, 110 otel, 27 eczane, 23 okul, 21 fabrika ve 73 kilise ve mezarlıklar ile 1000’in üzerinde Rumlara ait evin tahrip edilmesi ya da yakılması şeklinde ortaya çıkmıştır.

Ekonomik zarar, Türk Hükümeti’ne göre 69,5 milyon Türk Lirası, İngiliz diplomatik kaynaklarına göre 100 milyon İngiliz Sterlini, Dünya Kiliseler Birliği’ne göre 150 milyon Amerikan Doları, Yunan Hükümeti’ne göre ise 500 milyon Amerikan Doları olarak hesaplanmıştır. Demokrat Parti (DP) hükümeti zarara uğrayıp tescil ettirenlere toplam 60 milyon Türk Lirası cıvarında tazminat ödemiştir. Saldırıların ardından, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki Rumların ekonomideki etkisi zayıflamaya başlamış ve Türklerin sermayeye hakim olması hızlanmıştır.

O zamanki hükümet suçu solculara (Aziz Nesin, Kemal Tahir) atarak işin içinden çıkmak istemiş, ancak Yassıada Yargılamalarında olayın DP hükümetinin başbakanı Adnan Menderes’in provokasyonu sonucu olayların kontrolden çıkması olduğu kabullenilmiştir.
Bu olaylar sonucunda Türkiye’de yaşayan Rum azınlığına ait binlerce Rum Türkiye’den göç etmiştir.[1] Zamanla kalan Rumlar da İstanbul’u terketmiştir. 1923 yılında 110.000’i bulan İstanbul’daki Rum nüfus, 1999 yılında 2.500 kişiye düşmüştür.[2]

Nedenleri

19. ve 20. yüzyıllarda çokuluslu imparatorlukların dağılmasını, etnik olarak homojen devletlerin kurulması çabası izlemiştir. 1919-1920 Paris Barış ve 1923 Lozan antlaşmalarının sonucunda homojen ulus-devletler değil, içlerindeki etnik gruplardan birinin, kaderini tayin hakkını kendinde gördüğü ve kendini yeni devletin taşıyıcısı olarak tanımlarken, diğer etnik gruplara azınlık statüsünü atfettiği devletler oluşmuştur. Ancak, bu yeni devletlerin azınlıkları, genellikle, ulus-devletin homojenleştirilmesi önünde bir engel ve hatta tehdit olarak algılanmışlardır. Devletin yeni meşruiyet zeminini meydana getiren unsur, ulusal üst kimlikli etnik-kültürel birlik olarak kabul edildiğinden, diğer etnik grupların varlığı, statüko tarafından yeni devletin bir zaafı olarak görülmeye başlanmıştır.

Olaylar

Kıbrıs sorunu, 1955 yılında Türk kamuoyunun gündeminde baş köşeye oturmuştur. Dışişleri yetkilileri Londra’da Kıbrıs temaslarına devam ederken, Atatürk’ün Selanik’teki evinde bir bomba patlamasıyla ilgili haber, önce 6 Eylül 1955 günü Türkiye radyolarında yayımlandı. Bunun üzerine, “Atamızın evi bombalandı” manşetiyle ikinci baskı yapan İstanbul Ekspres gazetesi o dönemde kurulmuş olan Kıbrıs Türktür Cemiyeti üyelerince bütün İstanbul’da satılmaya ve halkı galeyana getirmek üzere kullanılmaya başlandı.
Kıbrıs Türktür Cemiyeti’nin önayak olması ve diğer gençlik örgütleri, meslek kuruluşları, DP teşkilatı, bazı resmi ve gayri resmi makamların telkin ve teşvikiyle yerel kalabalıklar ve şehre dışarıdan getirilmiş olan kitlelerce 6 Eylül akşamı Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yağma ve yıkım eylemi gerçekleştirildi.
İstanbul’daki Yunan ve Rum azınlığın ev, işyeri ve ibadet yerlerine yönelik bu saldırılarda emniyet pasif bir tutum sergiledi. Yunan ve Rum vatandaşların adresleri hakkında önceden bilgi sahibi olan, 20-30 kişilik organize birliklerin kent içindeki ulaşımı özel arabalar, taksi ve kamyonların yanı sıra otobüs, vapur ve hatta askeri araçlar yardımıyla sağlandı.
İstanbul’un her yerinde yağmalar aynı yöntemle yapıldı. Dükkânlara saldıranlar önce vitrinleri taşlayarak kırdılar ya da demir parmaklıkları kaynak makineleri ve tel makasları yardımıyla açtılar, ardından içerideki alet ve makineleri dışarı çıkararak paramparça ettiler.
Kiliseler de payını aldı: Kiliselerin içindeki kutsal resimler, haçlar, ikonalar ve diğer kutsal eşya tahrip edildiği ve yakıldığı gibi, bazı kiliselerin tamamı ateşe verildi.
İzmit ve Adapazarı’ndan gelen yağmacılar geri dönmek üzere Haydarpaşa istasyonuna geldiklerinde, üzerlerinde yağmaladıkları mallarla yakalandılar. Bunların büyük bir bölümünün başka şehirlerden getirildiği ortaya çıktı (örneğin Sivas’tan 145, Trabzon’dan 117, Kastamonu’dan 116, Erzincan’dan 111 kişi)

Sonrası

Olaylar üzerine İstanbul’da sıkıyönetim ilan edildi. Başlangıçta, Kıbrıs Türktür Cemiyeti ve gençlik örgütleri etrafında yoğunlaşan ve o günlerde ilan edilen sıkıyönetim savcıları tarafından yapılan ilk soruşturma ve yargılamalar, daha sonra DP iktidarının bastırması sonucunda, 6-7 Eylül olayları “komünistlerin tahriki” olarak yorumlandı; ancak, 1960 darbesinden sonra, bu olaylar Yassıada yargılamalarının gündemine oturdu. Yassıada’da 6-7 Eylül olayları bu kez tamamen DP iktidarının hazırladığı bir tertip olarak sunuldu ve sorumlu tutulan DP yönetimi, 6-7 Eylül olayları nedeniyle cezalandırıldı.
6-7 Eylül 1955 olayları, Rumların büyük göç dalgalarıyla ülkeden ayrılmasına neden oldu. Olaylardan Ermeni ve Yahudiler zarar görmemişse de[3] kendilerini güvende hissetmedikleri için onlardan da ayrılan olmuştur. Gayrimüslimlerin büyük bir kısmı için, yaşananlar, Türk vatandaşı olarak kabul görmediklerinin kanıtı olmuş, hangi parti iktidarda olursa olsun, gelecekte de ayrımcılıklara maruz kalacakları düşüncesi azınlıkların yurtdışına göç kararını vermelerine yol açmıştır. Nesiller boyu Türk topraklarında yaşamış olan İstanbul’un gayrimüslim yerlileri, çevrelerin bilinçsiz ve kabul edilemez bu davranışı sonucu evlerini terk etmek durumunda bırakılmışlardır.

Kaynaklar
Fahri Çoker: 6-7 Eylül Olayları : Fotoğraflar – Belgeler. Fahri Çoker Arşivi. Istanbul, 2005, ISBN 975-333-19
Dilek Güven: 6-7 Eylül Olayları. Istanbul, 2005, ISBN 975-333-19
Tarih Vakfı: “6-7 Eylül 1955” 50 Yıl Sonra!
Radikal: 6-7 Eylül Olayları

Notlar
1. ^ Human Rights Watch raporu, sayfa 8 – … and precipitated the exodus of thousands of ethnic Greeks from the city in 1955.
2. ^ Human Rights Watch raporu, sayfa 2 dipnot The ethnic Greek minority of Istanbul, also protected under the Treaty of Lausanne, has also shrunk in size because of state discrimination, from 110,000 in 1923 to an estimated 2,500 today.
3. ^ Yalçın Küçük: Tekeliyet Sayfa: 283. İstanbul, 2003, ISBN 975-8725-77-7
“http://tr.wikipedia.org/wiki/6-7_Eyl%C3%BCl_Olaylar%C4%B1″‘dan alındı