68’in Sis Bombaları Arasında İlk Kürt Gecesi

[ A+ ] /[ A- ]

Ragıp ZARAKOLU

Dün muhteşem bir gece yaşadın The Hall’da. !f Bağımsız Film Festivali vesilesiyle, Kürt müziğinin en zirve isimlerinden Aynur, Arpist Tara Jaff ve Mehmet Atlı’yı bir arada dinlemek tam bir ayrıcalıktı. Kürt müziği, antik dönemden gelen arpın tınıları ile müthiş bir armoniye ulaşıyor. Zaten Gomidas’ın da katkısı ile, Kürt müziğinin zenginliği konusunda, müzikologlar arasında bir farkındalık var.

Belki arpında etkisi ile, Mehmet’in çalış tarzı ie, yoğunlaşması ile kendimi bir an İrlanda’da hissettim. Sahi Keltler Anadolu’ya kadar gelmişlerdi değimli, eski çağlarda, Kardukların ülkesine niçin uzanmasınlardı ki. İşte evrensel müzik işte böyle arkeolojik hissiyata da neden oluyor.

Kahramanların, Mehmet Atlı’nın müziği sayesinde, yükselen yeni bir Kürt kuşağının özellikleri ile de tanıştım. Yerel özelliklerini yitirmeden, metropol yaşamı gerçekliği ile çok hoş bir biçimde sentezleyen bir kuşak bu. İrlanda kimliğinin, damgasını İngiltere’ye, Birleşik Devletlere vurması gibi bir şey… İrlanda mayası olmadan her iki ülkenin de müziği çok yoksul olurdu. Aynı şey Trkiye’deki popüler müzik alanında da geçerli.

Zare’yi canlandıran Kürt oyuncu
Zare’yi canlandıran Kürt oyuncu

Festivalin açılışı Ermeni yönetmen Hamo Beknazarian ın 1926’da bir Ezidi köyünde çektiği “Zare” filmi ile yapıldı. Bu film gerek Ermeni gerekse Kürt sinemasının ilk filmleri arasında sayılıyor. Sessiz filme, Tara Jaff’ın arpı ile eşlik etmesi, filme çok daha epik bir karakter kazandırıyordu. Filmin öyküsü, Çarlık döneminde, tam 1. Dünya Savaşının başlamak üzere olduğu günlerde geçmekteydi. Geleneksel topluma, sevgi ile isyanı simgeliyordu.

Bütün bunlar beni alıp, muhteşem 68’lere götürdü. Yalnız onların değil bizim de “muhteşem” yıllarımız var değil mi.

Ocak 68’de Spor Sergi Sarayının tiribünlerini doldurmuştuk, FKF’nin Kürt illerinin yerel öğrenci dernekleri ile birlikte organize ettiği “Doğu Gecesi”nde. Bu çılgın fikir Veysi’nin başı altından çıkmıştı. Sosyalist gençler ile Kürt gençliği muhteşem bir buluşma düzenlemişti.

Hayatımda ilk kez Kürt müziği ve dansı ile orada karşılaştım.

Bu geceye tahammül edemeyen birkaç sızmış faşist, piste sis bombaları atmaya başladı. Amaçları panik yaratmak. Ama o sis arasında halay kesintiye uğramadan devam ediyordu. Ve o sis, davul zurna, çok daha mistik, isyankar görünüm sunuyordu.

Bu görünüm gelecek olan muhteşem isyan yıllarını simgeliyordu sanki.

Böylece sis efekti, daha rock müzik sahneye getirmeden çok önce, 68’de Spor Sergi Sarayındaki ilk Kürt Gecesinde yaşanmıştı.

Faşist militanlardan Mustafa İspirli, izleyiciler dağılırken kurşun sıkacak, İktisatlı bir arkadaşımızı yaralayacaktı. Yaka paça polise verildiği halde, serbest bırakılacaktı.

Bu tip 68’de devrimciler işgal etmesin diye, İÜ Edebiyat Fakültesini işgal edecek, ama öğrenci kitlesi bu sahte işgale son verecekti. Bu arada, bir minibüs ile Merkez binaya götürülürken, bir karışıklık sonucu arabaya faşist öğrencilerin doluşması sonucu, az daha İspirli, bizim Osman Arolat’ı kaçıracaktı. Bu da 68’in en matrak hikayelerinden biri idi.