Malatyalı Ermeniler Derneği Kuruldu

[ A+ ] /[ A- ]

Sahag GÜRYAN
Agos Gazetesi

Son yıllarda Ermeni toplumunda yeni bir örgütlenme modeli benimsenmeye başlandı. Anadolu’daki köklerinden koparılan 1915’in kılıç artıkları, kültürlerini ve geleneklerini yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla dernekleşmeye başladı. 10 yıl önce Vakıflıköy Derneği’nin kurulmasıyla başlayan bu yeni harekete daha sonra Sasonlu, Dersimli ve son olarak da Malatya Ermenileri eklendi. Geçen hafta içerisinde bir basın açıklamasıyla kurulduğu resmen açıklanan MalatHAYDer, 23 Ekim Cumartesi gecesi Kumkapı Surp Harutyun Kilisesi Salonu’nda ilk etkinliğini gerçekleştirdi.

Harut Kurumlu başkanlığında, Nuran Gezdirici, Hosrof Köletavitoğlu, Karin Diktaş, Garbis Evyapan, Garabet Orünöz, Nişan Boyacı ve Garabet Paylan’dan oluşan yönetim kuruluna destek vermek üzere yaklaşık dört yüz Malatyalı Ermeni yemeğe katıldı. Gecede bir konuşma yapan Basın Sorumlusu Hosrof Köletavitoğlu, derneğin amaçları hakkında bilgiler verdi. Malatya’ya özgü kiraz yaprağından sarmanın ikram edildiği gecede Ankine Evyapan, Malatyalı şair Rupen Vorperyan hakkında bilgiler verdi ve şiirlerinden örnekler sundu.

MalatHAYDer yöneticileri geceye gösterilen ilginin kendilerini yüreklendirdiğini belirtiyor. Hosrof Köletavitoğlu ilginin yoğun olmasını “Bu, bir anlamda bizlere ‘haydi yürüyün, arkanızdayız’ mesajının verilmesidir” şeklinde yorumluyor. Köletavitoğlu’yla Malatya Ermenilerinin tarihi, kültürü ve derneğin amaçları üzerine konuştuk.

•Malatya Ermenileri ile ilgili bilgiler verebilir misiniz? Derneğiniz neyi amaçlıyor?

Malatya Ermenileri ile ilgili bilgiler de Anadolu’nun diğer Ermenilerinden farklı değil. Kayıtların 1900’lere kadar titizlikle tutulduğu hakkında bilgiler var ancak bunlar bugün ortada yok. Biz MalatyaHAY Derneği olarak üyelerimizi bir çatı altında toplamak, etkinlikler düzenleyerek, gençleri kaynaştırarak asimilasyona engel olmaya çalışmak, geçmişimizden gelecek nesillere devretmek üzere emanet aldığımız tarihi mirasların sağlam aktarılmasını sağlamakla birlikte, diğer kültürel öğelerle bulabileceğimiz bilgi, belge, kayıt, anı, gelenek ve görenekler gibi değerleri gençlerimize ulaştırabilmeyi hedefliyoruz.

• Malatya’da bugüne kalan tarihsel miras neler?

Bir dönem Sivas ve Erzincan ile birlikte “Küçük Ermenistan” diye adlandırılan Malatya’da 1900’lü yıllara kadar 33 tane kilisemiz, sadece merkezde 10 adet kilisemiz olduğu, çok sayıda okulumuz olduğu kayıtlı. Öyle ki edebiyat, müzik ve sanatın da bu paralelde oluştuğunu tahmin etmek pek güç olmasa gerek. Ermeniler genelde olduğu gibi Malatya’da da kümeler halinde oluşturdukları küçük köylerde ve genellikle Pütürge’de, Arapkir’de, Hekimhan’da, Arguvan’da, Akçadağ’da, Darende’de, kısaca her yerde yaygın halde yaşarlarmış. Osmanlı İmparatorluğu’nda yerleşik ekonomiyi yapan ana unsurlardan olan Ermeniler, terzilik, bakırcılık, kalaycılık, şapkacılık, saatçilik, çanak-çömlekçilik, demircilik, inşaatçılık vb. gibi zanaat yanında tarım ve hayvancılıkla da uğraşır ve üretim yaparlarmış. Böylece yüksek verimli Malatya ovasının hemen her köşesinde Ermenilere rastlanırmış. Hâlâ birçok yörede kimliklerini gizleyerek veya doğrudan din değiştirerek yaşamlarına devam edenler var.

• Malatya Ermenilerinin yakın tarihinde, 1915’ten günümüze kadar geçen süreçte neler yaşandı?

Anadolu’daki olayların başlangıcından nasibini alan Malatya, daha o dönemde yurtdışına göç vermeye başlamış. Toplum yaşamına müthiş bir darbe indiren 1915 ve sonrası gelişmeler; yaşamın her boyutunda bireysel olarak etkin olmalarına rağmen toplumsal her türlü hareketi kısıtlamış, böylece suskun bir yaşam yaşanmaya başlanmış. Çocukluğumuzda, biz çocukların olmadığı ortamlarda “sövket’ten (sevkiyat) bahsedilirdi ama bizler yaklaştığımızda sesler hemen kesilirdi. Ancak bazı karmaşık akrabalık bağları zaman içerisinde bizlere “hayatta kalmanın” pek kolay gerçekleşmediğini gösteriyor. Saklanmalar, saklamalar, kurtarmalar ve sonradan ağaların, beylerin kurtardıkları kızlarla evlenmeleri vs. yani hemen her Anadolu köşesinde olanların benzeri olaylar burada da yaşanmış. Tabii böyle bir dönemden sonra, köylerde kurtulanların şehre göçü, hemen herkesin eldekileri kaybetmesi neticesinde kalan ailelerinin geçimlerini temin etmek için çalışmaları… Uzun ve birkaç kez yapılan askerlikler, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül olaylarının yansımaları vs., 1960’ların ortalarında İstanbul’a doğru göçün hız alması ve kısa zamanda neredeyse cemaatsiz kalma noktasına gelinmiş.

• İstanbul’da ne kadar Malatyalı Ermeni var?

İstanbul’da 4 bine yakın Malatyalı Ermeninin yaşadığını tahmin ediyoruz.

• MalatHAYder’i kurmaya nasıl karar verdiniz, süreç nasıl başladı, neler tartışıldı?

MalatHAYDer’inin kuruluşu tamamen organize olabilmek ve ortak sorunlarımızı ortak akılla çözebilmek noktasında başladı. Sıkça yapılan toplantılar ve yoğun bir çalışma ile kısa bir zamanda dernek tüzüğünü hazırlayıp onaylattık, logomuzu hazırladık ve dernek resmen çalışmalarına başladı. Derneğimiz öncelikle üye kayıtları ile çalışmalarını yürütecek, bunun paralelinde Malatya’daki mezarlığımızın emniyetini etkinleştirme çalışmaları, mezarlığın içme suyu ile sulama suyu ihtiyacını giderme, ağaçlandırma gibi sorunları ve kiliselerimizin onarımı konusunda Malatya’da yerel yönetimlerle görüşmeler yapılacak ve atılacak adımlar tespit edilecek. Yönetim Kurullarımızda ve çalışmalarımızda gençlerimiz aktif olarak yer alacak ve kısa bir süre sonra da yönetim tamamıyla onlara devredilecek.

• Derneğin kurulması Malatya’da nasıl karşılandı?

Derneğimizin kuruluşu İstanbul’da Ermeni basını ile Malatya’da yerel basına birer basın bildirisiyle duyuruldu. Yerel gazetelerden üç tanesi gayet geniş kapsamlı haberler yaptı, bir yerel televizyon kanalı da geniş bir yayın hazırladı. Bunların sonucunda Malatyalı Ermeniler, Malatya’daki Ermeni olmayan dostlardan da oldukça yoğun kutlama mesajları aldılar. Malatya’da bulunan az sayıdaki Ermeni dostlarımız, heyecandan sabaha kadar uyumadıklarını söylediler. Özetle toplumun hemen her kesiminden olumlu mesajlar aldık, bu desteklerle yola daha şevkli devam etmeye gayret edeceğiz.

• Okul derneklerinin etkisinin kaybolduğu günümüzde hemşeri derneklerinin de çoğaldığını görüyoruz. Ermeni toplumunda yeni bir sivil hareket mi oluşuyor?

İşlevleri açısından okul ve spor dernekleri ile hemşeri dernekleri birbirine karıştırılmamalı. Tüm dernekler amaçları doğrultusunda yapacakları etkinliklerle canlı kalırlar. Okullarımızdan mezun olanların derneklerine ve aktivitelerine sahip çıkmaları, o kurumların ayakta kalması, kapsamı içindeki fikirlerin yaşaması ve dikkate alınması için mutlaka gereklidir. Bizler Malatya HAYDer’i bir hemşeri derneği olarak kurmadık, öyle de algılamıyoruz. İnanıyoruz ki bütün değerler değerimizdir, bizim değerlerimiz de herkesindir. Vakıflıköy’e, Kayseri’ye, Sivas’a gittiğimizde toplumumuza ait şeylerle nasıl heyecanlanıyorsak, Malatya’daki değerler de insanlarımızı bir o kadar heyecanlandıracaktır. Toplumumuzun her kesimiyle kurmayı düşündüğümüz sıkı bağın bir sembolü olarak, logomuzda kilisemizin ana kapısı üzerindeki kemerin kilit taşını kullandık. Bu kilit taşı şimdiye kadar tesis edilmemiş bağları tesis edecek, tesis edilmiş tüm bağları kuvvetlendirecektir, inancındayız. Bu bağlamda, derneğimizin internet sitesi olan malatyahayder.com’un da önemli bir işlevi yerine getireceğine inancımız tam.