Af Örgütü: Zergelê’de köylüler açık şekilde hedef alındı

[ A+ ] /[ A- ]

680x365cc-merkez-01-08-15-zergele-bombalama9

Dicle Haber Ajansı

TSK’ye bağlı savaş uçaklarının açık bir sivil katliam gerçekleştirdiği Zergelê katliamını reddeden geçici AKP hükümetinin iddialarını yalanlayan bir açıklama da Uluslararası Af Örgütü’nden geldi. Köyde yapılan inceleme sonucu katliama ilişkin bir rapor yayınlayan Af Örgütü, Türk hükümetinin hiçbir askeri hedefin bulunmadığı köyde sivillerin hayatını açık bir şekilde görmezden geldiğinin altını çizerek, bu durumun uluslararası hukuka göre yasadışı olduğunu vurguladı.

TSK’ye bağlı savaş uçakları tarafından 1 Ağustos’ta bombalanan ve 8 sivil köylünün yaşamını yitirdiği Zergelê köyüne durum tespit heyeti gönderen Uluslararası Af Örgütü, incelemeler sonucunda hazırladığı raporu açıkladı. Açık katliamı reddeden geçici AKP hükümeti ve TSK’nin iddia ettiğinin aksine bombardımanda PKK savaşçılarının değil, sivil köylülerin vurulduğunu teyit eden Af Örgütü’nün açıklamasında “Zergele’de köy sakinlerinin hedef alınması uluslararası hukuka göre yasadışıdır” denildi.

Af Örgütü’nün açıklamasında, Türkiye hükümetinin Güney Kürdistan’ın Kandil dağlarında yer alan Zergelê köyüne düzenlediği çoklu saldırıların hukuka aykırı olduğu vurgusu yapılırken, saldırıda 8 köy sakininin hayatını kaybettiği, aralarında bir çocuğun da bulunduğu en az 8 köy sakininin de yaralandığı belirtildi.
AKP hükümeti ve medyasının iddia ettiğinin aksine bölge sakinlerinin PKK ile ilişkili olmadığı kaydedilen açıklamada, AKP hükümetine de hava saldırıları için bağımsız, tarafsız ve etkili bir soruşturma yapmaya ve bu soruşturmanın bulgularını kamuoyuyla paylaşma çağrısı yapıldı.

Hiçbir askeri hedef yok

İncelemelerde bulunmak üzere bölgeyi ziyaret eden Uluslararası Af Örgütü Kıdemli Kriz Danışmanı Lama Fakih da konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Fakih, “Kandil’e yönelik son saldırılar hiçbir askeri hedefin mevcut görülmediği bir bölgedeki sakinleri öldürdü, sakatladı ve yerlerinden etti, evleri yıktı ve dehşete düşmelerine yol açtı” dedi. Fakih sözlerine şöyle devam etti: “Bu kayıpların kanıtı, Kandil’e saldırıların hukuka uygunluğu hususundaki ciddi endişeleri arttırmakta, hava saldırıları için yapılacak bir soruşturmanın bağımsız, tarafsız olmasını, mağdurlar ile aileleri için sorumluluğun tespitini ve tazminat sağlanması gerektiğini vurgulamaktadır.”

‘Saldırıda ölen ve yaralananların PKK ile ilişkisi yok’

PKK ile Türkiye hükümeti arasında çatışma olsa dahi, PKK ile ilişkisi olmayan bölge sakinlerinin öldürülmesinin hem insancıl hukuk hem de uluslararası insan hakları hukukuna göre yasadışı olduğunu vurgulayan Fakih “Hava saldırılarından üç gün sonra Zergele köyünü ziyaret eden Uluslararası Af Örgütü’nün elde ettiği deliller, saldırıda ölen ve yaralananların tamamının PKK ile ilişkisi olmadığını ortaya koyuyor” diye kaydetti.

Af Örgütü raportörleri, incelemeleri sırasında aralarında yaralıları kurtaran iki doktor ve “ölen ile yaralananların PKK savaşçısı olmadığını ve bölgede PKK savaşçısının olmadığını” defalarca söyleyen üç köy sakininin de bulunduğu birkaç görgü tanığıyla da konuştu. Belediye başkanı ve iki belediye işçisinin de hayatını kaybedenler arasında bulunduğu saldırı anında olay yerinde olan veya saldırıdan kısa bir sonra olay yerine varan tüm görgü tanıkları, kurbanların sivil kıyafet giydiğini ve olay mahallinde silah görmediklerini raportörlere aktardı.
Rapoortörler, görgü tanıkları ifadeleriyle tutarlı olan 10 fotoğraf ve bir videoyu da inceledi.

‘Şoktaydılar’

Köyün yakınlarında bölge sakinleri için bir sağlık kliniği işleten ve PKK üyesi olan Dr. Medya, olay mahalline vardığı zaman gördüklerini Af Örgütü’ne şöyle anlattı:
“Akrabaları için ağlayan pek çok insan gördüm. Bir kadın düştü… Hipertansiyonu vardı. Kafasından yaralanmış birini gördüm. Birini gördüm… [organları dışarı çıkmıştı], yaralanmıştı ve şok pozisyondaydı. O (Necip Aziz) öldü. Çok fazla kan kaybetmişti. Bir diğeri ise tamamen yanmıştı. Bazıları, nasıl söyleyebilirim, şoktaydı ve ağlıyordu… Birkaç ev tamamen yıkılmıştı… 400 metre uzaktaki bir başka kliniğin ve caminin enkazını, kırılmış camlarını görebiliyordunuz.”

Yaralılara yardıma koşanlar öldürüldü

Dr. Medya ile olay yerine ilk ulaşan sağlık görevlilerinden bir diğeri de Zergelê Sağlık Merkezi’nde görev yapan Dr. Derbas Salih Muhammed Emin. Emin’de 1 Ağustos sabah erken saatlerde yaralıları kurtarmak için saldırı alanına gittiklerini anlattı. Görgü tanıkları ayrıca, ilk hava saldırısında yaralılara yardıma koşan bazı akrabaların ve ilk müdahale edenlerin sonraki saldırılarda öldürüldüğünü ve yaralandığını söyledi.
Bunların arasında, yaralılara yardım etmek için gelen, ancak kız kardeşi Heybet Muhammed Emin ile birlikte hayatını kaybeden komşu köy Bokriskan’ın Belediye Başkanı Salih Muhammed Emin de vardı.

‘PKK mevsizi bulunmuyor’

Raporda, köy sakinlerinin köyde yaşayan veya mevzi alan hiçbir PKK’li bulunmadığını teyit etmesinin yanı sıra köyün hiçbir kontrol noktasında polis karakolu veya sabit askeri mevzilere rastlanmadığı yönünde raportörlerin kişisel gözlemleri de yer aldı. En yakın sabit kontrol noktasının köyün her iki tarafından da karayoluyla yaklaşık 25 kilometre ve 3-5 kilometre uzakta olduğu kaydedildi.
Köy sakinleri ve PKK sözcüsünün, hava saldırısından sonra güvenliği sağlamak amacıyla 4 Ağustos günü köye birkaç PKK savaşçısının geldiğini anlattığı kaydedildi.

‘Türk Hükümeti köy sakinlerinin hayatını görmezden geldi’

Rapora yansıtılan bu bilgiler doğrultusunda Lama Fakih, gerçekleştirilen sivil katliamına dair şu değerlendirmelerde bulundu: “Hava saldırısının gerçekleştiği çevrede belirgin bir askeri hedefin olmaması, Türkiye ile PKK arasında hukuki anlamda silahlı bir çatışma olsun ya da olmasın bu saldırıların yasadışı olduğunu ortaya koymaktadır. Türk hükümeti bölgedeki köy sakinlerinin hayatını açık bir şekilde görmezden gelmiştir. Köy sakinlerinin görebileceği zararı en aza indirmek için gerekli tedbirleri almamış, siviller ile PKK savaşçıları arasında ayrım yapmamıştır.”