Ahmet Kaya, bu Erdoğan’la kürsüde fotoğraf vermezdi: Kaya ile Dink’in ortak noktası

[ A+ ] /[ A- ]

Ergun BABAHAN
T24

995Başbakan Erdoğan, özellikle Kürt sorunuyla ilgili konuşmalarında Ahmet Kaya’ nın başına gelenleri örnek gösterip eski sistemi eleştiriyor, Kürtlerin gönlünü kazanmaya çalışıyor.

Ahmet Kaya’nın kimler tarafından nasıl hedef gösterdiğini çok yazdım burada tekrar etmeyeceğim. Ama bir konunun altını çizmek istiyorum, Ahmet Kaya’yı hedef haline getirip yalan haberlerle sürgüne gitmesine neden olan odaklar, aynı taktiği Hrant Dink’e uygulayarak ölümüne yol açtı.

Üstelik Hrant Dink, AK Parti iktidarı döneminde öldürüldü. Ortaya çıkan bilgi ve belgeler, bu cinayette çok sayıda kamu görevlisinin hafif deyimle kusuru, aslında payı, katkısı olduğunu gösterdi. Ancak AK Parti hükümeti bu sorumluları ortaya çıkarmadığı gibi, sorumlu olduğu bilinen isimleri özenle koruyup kolladı, hatta terfi ettirdi. Yargı üzerindeki gücü bilinen iktidar, bu gücü Dink cinayetinin çözümü için inatla kullanmaktan kaçındı.

Ahmet Kaya Kürt, Hrant Dink Ermeni idi…

Her fırsatta Ahmet Kaya’yı anan Başbakan Erdoğan Hrant Dink’in adını hatırlamamaya özen gösteriyor. Çünkü, Kürt realitesi mücadelesi sonucu kendini dayattı. Suriye’de bağımsız bir Kürt yapılanması var, Irak’ın yarı bağımsız Kürdistan’ı var; Türkiye’de güçlü bir Kürt hareketi var. Oysa Ermeniler öksüz. Bu toprakların kadim insanları İttihat ve Terraki faşizmi altında soykırıma uğradı, Kemalist rejim bu politikayı inkar söylemiyle üstlendi. Bugün bu ülkede bir Kürt realitesi var ama Ermeni Soykırımı yok.

İttihat Terakki’nin Kürt politikasını inkar edip Ermeni siyasetini olduğu gibi kabul eden bir parti lideri demokrat olabilir mi? İzlediği siyaset sorgulanmadan kabul edilebilinir mi?

Ahmet Kaya’yı kurban, Hrant Dink’i yok sayan bir anlayış ancak taktiksel demokrattır. Kürt politikası zoraki demokrattır. O yüzden gıdım gıdım vermeye, ilk fırsatta geri almaya yönelik bir siyasettir bu. Güvenilmez…

Gelelim Ahmet Kaya’ya…

Ahmet Kaya, Recep Tayyip Erdoğan’ı tanıdığında o mağdur bir insandı. Bir şiir yüzünden belediye başkanlığından düşürülmüş, cezaevine gitmesi kesinleşmiş bir siyasetçi.

”Beni burada arama

Arama anne

Kapıda adımı, adımı sorma

Saçlarına yıldız düşmüş

Koparma anne ağlama.”

Bu sözler cezaevine gitmeye hazırlanan Erdoğan’a söylenebilirdi.

Ama aradan geçen yıllar mağdur Erdoğan’ı mağrur hale getirdi. ‘Ağlama anne’ şarkısı artık Uludere’de düşen garibanlar için söylenmeye başladı.

Ahmet Kaya ezilenlerin sözcüsüydü, Erdoğan o dönemin ezileniydi. Ezmeye başladığı anda Ahmet Kaya ile bir ilişkisi olamazdı. Onun içindir ki, eşi Gülten Kaya bu şartlarda cenazesinin Türkiye’ye getirilmesini kabul etmiyor.

İnsan hakkı, tarihi yanlışların kabulü, bunlar için özür dilenmesi birbirinden ayrılmaz bir bütündür. Tarihi gerçekleri parçalara ayırıp kendinize uygun gelenleri kabul, geri kalanları reddedemezsiniz.

Oy hesabı, Kemalist rejimle hesaplaşma uğruna Dersim kıyımını Meclis kürsüsünden kabul edip Ermeni Soykırımı’nı ”Benim ecdadım soykırım yapmaz” diyerek red edemezsiniz. Böyle yaparsanız, ikiyüzlü davranmış olursunuz.

O zaman, Ahmet Kaya sizle birlikte poz vermez.

Ahmet Kaya, Gezi’nin ta kendisidir, dibidir.

Oradaki gençlerin türküsü, ruhudur.

Acımasızca öldürülüp kör edilen gençleri görüp sizinle aynı kürsüye çıksa Ahmet Kaya olmazdı zaten, İbrahim Tatlıses olurdu.

Artık kendi fikirlerini, düşüncelerini açıklayamayacak insanları kendi propagandanıza meze yapmanız, en hafif deyimiyle ayıp. Ahmet Kaya’yı sürekli gündemde tutarken Hrant Dink’i yok saymanızın ismi bile konulamaz.

Güçlü olabilirsiniz ama haklı değilsiniz. Ahmet Kaya haksızın yanında yer almazdı.

Elbette bu siyasetinizi, Kürt sorunundan Ermeni Soykırımı’na kadar geniş yelpazede İttihatçı siyaseti savunan ana muhalefete borçlusunuz. Ahmet Kaya’yı, Hrant Dink’i yok sayan, Kürt sorununda sizden geri düşmüş, Ermeni Soykırımı’nda sizden daha inkarcı bir CHP size dilediğiniz politikaları izleme fırsatı veriyor. Demokrasinin koşullarında rekabetçi bir ortamın yokluğu Ahmet Kaya’yı bile propaganda yapmanızı sağlıyor.

Kaya size haksız yere koltuğundan edilen, cezaevine gönderilen bir insan olduğunuz için sahip çıkmıştı. Sonra devran değişti, siz insanları cezaevine koyar oldunuz. Eline silah almamış binlerce Kürt’ü cezaevinde tuttuğunuz, Gezi’de ölen gençler için bir tek üzüntü ifade etmediğiniz sürece Kaya’nın ismini ağzınıza almanız anısına, uğruna mücadele ettiği değerlere saygısızlık olur. En az ”Vay Şerefsiz” manşeti kadar yaralar onu.

Bilesiniz…