Akademik Özgürlük Çanakkale’de Battı

[ A+ ] /[ A- ]

İsmail SAYMAZ
Radikal

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’ndeki dersinde, öğrencisinin Çanakkale Savaşı’nı “cübbeli evliyaların kazandığı” yönündeki sunuma itiraz edip daha sonra Türkiye’deki Ermenilerin ezildiğinden söz eden Mukaddes Akdeniz memuriyetten atıldı.

Mukaddes Akdeniz, bir süredir Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Kimya Fakültesi’nde ‘Yaşam Becerileri ve Sosyal Etkinlikler’ adlı dersi veriyordu. İki yıl önce, 30 Aralık 2011’de, M.Ç. adlı öğrenci Çanakkale Savaşı konulu sunumunda, “imamların ve evliyaların cübbeleriyle savaşı kazandığını” anlatınca, “Bu bilimsel değil” diyerek itiraz etti. Bir başka öğrencisi Mimar Sinan hakkında sunum yaptı. Ardından bir diğeri Tekirdağ tarihini anlatırken, geçmişte şehirde Ermeni, Rum ve Yahudilerin yaşadığını fakat artık var olmadıklarını söyledi.

Akdeniz de “Ne yazık ki kültürel zenginliğimizi koruyamadık” dedi ve yıllarca Ermenilere küfreden bir arkadaşının aslında Ermeni olduğunu babaannesinin cenazesinde öğrenmesine ilişkin anısını anlattı. Ders bitti; Mukaddes Hoca’nın ‘sınavı’ başladı.

Çanakkale Savaşı’nı sunan M.Ç., geçersiz not aldığı savıyla 4 Ocak 2012’de dekanlığa verdiği dilekçede, hocasının “Onun kadar saçma savaş yok” dediğini, Ermenileri savunduğunu ve sınıfa kendi görüşünü dayattığını iddia ederek, “Ben ve bütün sınıf o gün hocamızın ailesinin Ermenilere dayandığını öğrendik” dedi. E.G. adlı öğrenci de “Bu yorumlar ülkemizin gurur kaynağı Çanakkale Savaşı’nı, birlik ve beraberliği bozacak nitelikteydi” dedi. A.K. ise “Derste çok fazla feminizm ve siyaset içerikli konu empoze etmesini doğru bulmuyorum” dedi.

Akdeniz, 9 Nisan’da gazeteleri açınca; Çanakkale şehitlerine hakaret ettiğini, “Siz bu zırvalıklarla kendinizi kandırmayın. Esas savaş, Kürt halkının özgürlük savaşıdır” dediğini iddia eden haberleri okudu. Ardından Tekirdağ Terörle Mücadele Şubesi harekete geçti ve 12 öğrenciyi dinledi. Öğrenciler Mukaddes Akdeniz’in “Van depreminde sonra ilk yardımı Ermeniler yaptı” dediğini, “arkadaşının Ermeniliğine ilişkin anısını anlatırken ağlamaklı olduğunu, sanki kendisinden söz ettiğini” söyledi. Fakat “Esas savaş Kürt halkının özgürlük savaşıdır” demediğini, “Asıl önemli olan bizim özgürlük mücadelemizdir” demiş olabileceğini vurguladı. Öğrencilerin tümü, “Herhangi bir siyasi ideoloji ya da terör örgütü hakkında propaganda yapmadığını ancak devletin kötü yönetiminden, adalet olmadığından, kadınların ezildiğinden ve gelir adaletsizliğinden” söz ettiğini söyledi.

Önce emniyet, sonra YÖK

Hâl böyle olmasına rağmen emniyet fezlekesinde, Akdeniz’in Çanakkale Savaşı için ‘kıytırık’ dediği, “Karslıyım ama Ermeni kökenliyim” diye konuştuğunu, Mimar Sinan’la ilgili sunumun ardından öğrencisine, “Ermenilerin sorunlarını anlatan slayt hazırladığın için teşekkür ederim, güzel olmuş” diye övdüğünü, “Bu ülkede sadece Türkler yaşamıyor. Ermeniler ve Kürtler de yaşıyor. Onları yok sayamazsınız” dediği savunuldu. Böylelikle Akdeniz’in “devlet aleyhine propaganda yaparak öğrencileri devlete karşı tahrik ederek kin ve düşmanlığa sevk edebileceği gibi, kamu güvenliği açısından da çatışma çıkarabileceği” iddia edildi. Ayrınca “Asıl önemli olan bizim özgürlük mücadelemizdir” ifadesiyle PKK propagandası yaptığı ileri sürüldü. Akdeniz’in 2010’da Çorlu’daki Newroz kutlamasına katıldığı için hakkında PKK propagandası suçundan işlem yapıldığı ifade edildi. Dosya İstanbul TMK 10. Madde ile Yetkili Başsavcılığı’na gönderildi.

Namık Kemal Üniversitesi Rektörlüğü de emniyetten geri kalmadı. “Derslerde müfredat dışına çıkıp devleti küçük düşürücü, millî ve manevi değerleri küçümseyen, belli etnik grupları ön plana çıkarmaya çalışan, görüşlerini empoze eden söylemlerde bulunduğu, üç hafta derse gelmediği halde topluca yoklama aldığı” iddiasıyla soruşturma başlatıldı. İddiaya göre bir dersi başka bir güne kaydırmış; bir hafta anne ve babasının kansere yakalandığını öğrendiği için derse gelememiş, diğer derste de öğrencileri sınıfta bulamamıştı. Buna rağmen ders ücretlerini almıştı. Rektörlük soruşturma sonunda ‘sebepsiz zenginleştiğini’ iddia ederek, görevinden çıkarılmasını önerdi. YÖK Disiplin Kurulu Raportörü Beril Dedeoğlu da 28 Şubat 2013’te sunduğu görüşünde, cezanın onanması gerektiğini, iyi hali nedeniyle ‘görevinden çekilmiş sayma’ cezasına çarptırılmasını istedi. YÖK de bu görüşü onayarak, Akdeniz’i meslekten çıkardı.