Azınlık Mallarında Son Söz Vakıflar Meclisi’nin

[ A+ ] /[ A- ]

Neşe KARANFİL
Radikal Gazetesi

Azınlıkların malvarlıklarının geri verilmesinde son sözü Vakıflar Meclisi söyleyecek. 15 kişiden oluşan bu Meclis’te 2008 yılında seçilen Laki Vingas da bulunuyor. Vingas, Vakıflar Meclisi’nin en üst organ olduğunu belirterek, kararların oyçokluğu ile alınacağını söyledi. Başvuru için 12 aylık süre olduğunu hatırlatan Vingas, 12 ay boyunca müracaat yapılabileceğini ifade etti.

Atılan adımın ‘büyük bir adım’ olduğunu dile getiren Vingas, 2008’de yasa çıkarken eksik kalan unsurların kararname ile giderildiğini söyledi. 2008’de çıkarılan yasanın ardından yaklaşık 150-200 taşınmazın iade edildiğini, bu düzenlemeyle de yaklaşık 40-50 mezarlığın mülkiyetinin cemaatlere geçeceğini anlatan Vingas, bu mezarlıkların büyük çoğunluğunun İstanbul’da ve çok değerli araziler olduğunu ifade etti.

İade nasıl olacak ?

Kararname cumartesi günü Resmi Gazete’de yayımlandı. Yani düzenleme şu anda yürürlükte. Ancak uygulamanın nasıl yapılacağına ilişkin bir yönetmelik çıkarılması gerekecek. 3. kişilere devredilenlerle ilgili Maliye Bakanlığı rayiç bedel tespit edecek, bedel de Vakıflar Genel Müdürlüğü ya da Hazine tarafından ödenecek. Cemaatlere yapılacak iade ile ilgili son karar Vakıflar Meclisi’nde verilecek. Vakıflar Meclisi 15 üyeden oluşuyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün teşkilat organlarından birisi olan Vakıflar Meclisi’nin şu anda 13 üyesi var. Meclisin başkanlığını Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem yapıyor. Genel Müdür yardımcıları Burhan Ersoy, Ali Hürata ile 1. Hukuk Müşaviri Oya Ercil de meclis üyelerinden. Vingas, kendisinin 28 Aralık 2008’de meclise üye olduğunu ve 3 yıllık görev süresinin bu yıl sonunda dolacağını söyledi.

‘Kılıfına uydurulmuş bir gasp’ öyküsü

Agos gazetesinin son sayısında, 1930’lu yıllarda el konulan Surp Agop Mezarlığı’nın öyküsü konu edildi. Elmadağ’daki Divan ve Hyatt otelleri ile TRT Radyosu ve Askeri Müze’nin bulunduğu alanda, geçmişte Pangaltı Ermeni Mezarlığı’nın bulunduğu belirtilen haberde, Kanuni’nin, kendisini ölümden kurtaran Vanlı aşçı Manuk Karaseferyan’ın isteğiyle Ermenilere verdiği ve yüzlerce yıl mezar olarak kullanılan arazinin, 30’lu yıllarda belediye tarafından ‘kılıfına uydurularak’ gasp edildiği anlatılıyor.