‘Çokluk içinde birliği yaratma amacındayız’

[ A+ ] /[ A- ]

ETHA

etha-20131123-seyma-kantarci-00_displayHalkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi, bu yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Haftası’nda kadın cinayetlerini durdurmak için tüm kadınlara örgütlenme ve dayanışma çağrısı yapacak. HDK Kadın Meclisi, ayrıca Rojava kadın devrimi ile dayanışmanın büyütülmesi çağrısında da bulunacak.

HDK Kadın Meclisi adına Şeyma Kantarcı, hükümetin kadına yönelik politikaları ile 25 Kasım’a ilişkin ETHA’nın sorularını yanıtladı.

AKP hükümetinin Türkiye Cumhuriyeti tarihinde kadınların gördüğü en kötü hükümet olduğunun altını çizen Kantarcı, “Kadınları vurmak emperyalistlerin, egemenlerin temel karakteridir zaten. Ama bu AKP şahsında daha da somutlaştı. Çünkü, muhafazakar söylemle kadın üzerindeki cinsiyetçi politikalarıyla toplumun dokularını değiştirmek istiyor” dedi.

‘Cinsiyetçilik ve militarizm’

Kantarcı şöyle konuştu: “Kızlı/erkekli, kürtaj, sezaryen gibi kadınlarla ilgili tüm söylemleri AKP’nin militarist ve cinsiyetçi politikalarından bağımsız değil. Cinsiyetçilik, militarist söylemleri pekiştirir. Cinsiyetçiliği de artıran militarizmdir. AKP, Kürtlere, Ermenilere, Rumlara, Süryanilere, Alevilere, Hristiyanlara düşman, yani topluma, özelde de kadınlara düşman bir politika izliyor.”

AKP için “salt hükümet partisi değil, bir ideoloji” diyen Kantarcı, hükümetin gündeme getirdiği “kadın istihdamı paketi”ni hatırlattı ve ekledi: “Kadınlara müjde olarak sunuldu ve aldatıcı bir takım düzenlemeler de içeriyor. Ancak ayrıntılara bakıldığında kadınlar için çok tehlikeli. Bu pakette ideolojik yaklaşımının altında yatan en temel amaç, kadını eve kapatmaktır. Kadın eve kapansın, çocuk doğursun, onları büyütsün. Annelik ve kadınlık görevlerini yerine getirirken ayrıca ucuz iş gücü olsun ve ucuz iş gücü olacak çocuklar doğursun.”

‘Kadın kimliğinin mucize olduğunu gördüler’

HDK Kadın Meclisi’nden Şeyma Kantarcı, Rojava kadın devriminin Türkiye kadın hareketi açısından da bir model olacağına dikkat çekti, “Coğrafi olarak küçük bir parça ancak tüm Ortadoğu’ya mal olacak bir direniş ve bu direnişi götüren kadınlar. Eminim ki Rojava’daki kadınlar Kürt kadını olmanın mucize olduğuna bakmıyorlar; onlar kadın olmanın, kadın kimliğinin bir mucize olduğunu gördüler” dedi.

Kantarcı, HDK Kadın Meclisi’nde hayatın her alanında sisteme muhalif olan ancak farklılıkları bulunan kadınlar olarak bir araya geldiklerini belirtti, “Biz çokluk içinde, farklılıklar içinde birliği yaratmaya, ortak mücadele hattını oluşturmaya çalışıyoruz. 1980 darbesinden sonra üzerinden dozer geçen Türkiye sol/sosyalist hareket, Kürtler, Müslümanlar, ulusal ve mezhepsel topluluklar, 30 yıl aradan sonra HDK’de bir araya geldi” dedi.

Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerindeki ürkütücü artışın bu yıl ki 25 Kasım etkinlerinin temel gündemi olacağını hatırlatan Kantarcı, “Kadına yönelik şiddet ile ilgili veriler, adeta bir savaş bilançosu gibi. AKP kadınlara savaş açmış durumda. Fiziki şiddetin yanı sıra kadınlar psikolojik ve ideolojik şiddetin de hedefinde. Muhalif kadınlar, devletin cinsel işkencesine maruz kalıyor. Tüm bu şiddet biçimlerine karşı duracağız” diye konuştu.