Dikkat! Okulda Trans Var

[ A+ ] /[ A- ]

Nayat KARAKÖSE
Agos Şapgir

Kafka, okulu yetişkinlerin kurduğu bir komplo olarak değerlendirirmiş. Haksız da sayılmaz ne de olsa okul bir çocuktan bir yandan birey yaratmaya çalışır, bir yandan da bunun yerine çocuğu edilgenleştirir, çocuğun içindeki bireyi askıya almasını söyler, çocuk da giderek yetişkinlerin kurduğu bir komplonun parçası olur.

Okul öğretir, eğitir ve devletin kendi “makbullerini” yaratmasına hizmet eder. Peki devletin “makbullerinin” dışında kalanlar okullarda neler yaşar? Mesela heteroseksüelliğin kutsandığı, LGBT olmanın çoğunluk tarafından “hastalık” olarak algınlandığı bir ülkede, trans bir öğrenci okulda ne yaşar? Neler yaşayamaz? Nelerden mahrum kalıp, nelere maruz kalır?

AB Sivil Düşün’ün desteği ile Barış Sulu’nun yönetmenliğini yaptığı trans erkeklerin okuldaki hayatlarını anlatan “Dikkat okulda trans var” belgeseli bu soruların cevaplarını içeriyor.

Belgeselde altı trans erkeğin okul deneyimlerini aktarışını izliyoruz. Okudukları okullarda oldukları gibi olamamak ve bir başkasıymış gibi davranmak ağırlarına gidiyor hepsinin. Okul, güle oynaya gittikleri bir yer olmaktan çıkıp ayaklarını sürüye sürüye gittikleri bir yer haline geliyor. Görüşmecilerden biri okuldan ürktüğünü aktarıyor:
“Okul çok korkutucu bir yerdi, o eteği giymek ile ilgili sorunlarım vardı, annem beni okula hazırlarken o seremoni bitsin, bir an önce çıkıp gideyim isterdim. Çok hayalperest bir çocuktum, etek giymediğimi başka kıyafet giydiğimi düşünürdüm.”

Çorap giymek, etek giymek hep dert, giymek istemeyen, direnen öğrencilerin anneleri de sıkıntı yaşamış, aynen görüşmecilerden birisinin aktardığı gibi…

“Anneme kötü anne muamelesi yapıyorlardı annem de beyaz çorap, beyaz kurdele alıp bana dayatmaya başlattı. Bana pantolonumu çıkarttırıp beyaz külotlu çorap giydirdiğinde ağlamıştım.”

Okulda çocuk vardır, çocuklar içlerinden geçenleri en dolaysız, doğrudan ifade eder, bazen ziyadesiyle acımasızlardır ve incitici olabilirler. İşte bu yüzden okullarda rencide edici, incitici muamele sadece öğretmenlerden, müdürlerden gelmiyor, öğrencilerin rencide edici davranışları trans öğrencilerde yaralar açıyor. Aynen görüşmecilerden birisinin aktardığı, “diğer sınıflardan bu sınıfta birisi varmış kız mı erkek mi” kontrolü gibi.

“Kimlik adımı tahtaya yazarlardı, yanına da ‘dönme, homo, sapık, ucube’ gibi şeyler yazarlardı, sürekli sınıftan sevmedikleri kızları bana yakıştırırlardı.

Öğretmenler de neticede sokaktaki insandan bağımsız değil, onlar da bu toplumun parçası ve homofobi veya transfobiden azad değiller. Görüşmecilerden birisi okul müdürüne trans erkeğim demek yerine erkeğim demeyi tercih etmiş ve müdür onu sapıklıkla, sapkınlıkla itham etmiş, sopayla tehdit etmiş.

Okulda zor bir öğrencilik tecrübesi yaşamış olan trans erkekler öğretmenlerin öğrencilere cinsel kimlikle, cinsel yönelimle ilgili bilgi vermesini, öğretmenlerden kadın ve erkeği sınıflandırmamalarını diliyor, farklı bir eğitim ve farklı bir zihniyet bekliyorlar.

“Çağın gerisinde telkinlerle LGBT öğrencilere işkence yapılıyor”

Belgeselin yönetmeni olan, LGBT hakları aktivisti Barış Sulu ile iletişime geçtik ve Sulu çekim sürecini, belgeselle ilgili detayları ve beklentilerini Şapgir’e anlattı.

Dikkat okulda trans var belgeselini çekmeye niçin ihtiyaç duydun?

LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans) bireylerin eğitim hayatındaki deneyimleri birbirlerine anlattıkları kadar sınırlı bir alanda kalıyor. Sevgilim de bir trans erkek ve bana özel olarak anlattığı yurt deneyimi sırasında “Neden bunun belgeselini çekmiyoruz?” dedik. Özelde de trans erkeklerin eğitim hayatına dair hiçbir veri yoktu yani, uzun yıllardır LGBT hareketin içinde yer almama rağmen sevgilimin anlattıklarını ilk kez duyuyordum ve çok etkilendim, buna dair bir şey yapmak istedim.

Belgeselde trans erkek bireylerin görüşleri yer alıyor. Trans kadınların yer almaması için özel bir sebep var mıydı?

Belgeseli kurgularken belli bir konuya odaklamanın daha iyi olacağını düşündük, hatta konuyu biraz daha daraltıp trans erkeklerin deneyimleri değil trans erkeklerin okul deneyimleri olarak başladık çalışmaya, trans kadınların ve trans erkeklerin eğitim hayatları birbirinden çok farklı ve trans kadınların eğitim hayatları da başka bir belgesel konusu, belki ileride devam filmi yapabiliriz.

Öğretmenlerin tutumu nasıl? Öğretmenler LGBT hakları, ayrımcılık konusunda ayrıca eğitilmeli mi, sence neler yapılabilir?

Maalesef öğretmenler toplumsal cinsiyetle ilgili bir eğitim almıyorlar, dolayısıyla LGBT öğrencilerle karşılaştıklarında nasıl bir yol izleyecekleri konusunda eğitimli değiller ve bu yol çoğunlukla homofobik veya transfobik olabiliyor. LGBT olmak bozuklukmuş gibi görülüyor ve makyaj yap, etek giy düzelirsin gibi çağın gerisinde telkinlerle LGBT öğrencilere işkence yapılıyor. Öğretmenler LGBT Derneklerle bağlantıya geçip bir LGBT öğrenciyle karşılaştıklarında nasıl bir yol izleyecekleri konusunda bilgi almalılar.

Eğitim sisteminde trans bireylerin yaşadığı sorunlar nasıl aşılabilir?

Eğitim hayatındaki diğer sorunlardan bağımsız düşünmemek lazım trans bireyleri, eğitim hayatındaki ırkçı, milliyetçi, cinsiyetçi, ataerkil uygulamaların yani bütünüyle bir dilin değişmesi gerekiyor. Çocuklar ötekileştirmeyi okul sıralarında öğreniyorlar. Öncelikle “insan hakları” başlıklı bir ders müfredata konulmalı. Cinsellik derslerinde cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, toplumsal cinsiyet konuları anlatılmalı.

Trans bireylerin geneline baktığımızda okullarda yaşadıkları sıkıntılar, hatta travmalar gelecekteki yaşantılarına nasıl yansıyor?

Eğitim hayatında veya başka bir yerde çocukken yaşadığımız kötü muamele ve ayrımcılık hayatımızın bütününde derin izler bırakıyor. Trans bireylerin gelecekte yaşadıkları istihdam sorunu, sosyal hayatlarında yaşadıkları endişe bu geçmiş bilgisiyle yoğruluyor. Birçok trans birey eğitim hayatında yeteneklerini geliştirmek yerine yaşadıkları şiddetle mücadele ediyor ve bunun etkileri de hayatı boyunca devam ediyor. Eğitim hayatını yarıda bırakan trans bireyler de ileride ciddi bir ekonomik zorlukla mücadele etmek durumunda kalıyor. Bir insanın ilkokul mezunu olmasıyla lise mezunu olması arasında çok büyük fark var. Okuldaki zorbalıklardan dolayı okul sıralarından elleri ayakları çektirilen trans bireyler ileride karşımıza çok zor koşullarda yaşayan ötekileştirilmiş bireyler olarak çıkıyor.

Belgesel nerelerde gösterildi, nerelerde gösterilecek, izlemeyi dileyenler temin edebilecekler mi?

Belgeselin ilk gösterimi İstanbul’da Şarlo Kafe’de yapıldı. Yakında Ankara’da Trans Danışma Merkezi (T-Der) bünyesinde de bir gösterim yapacağız, ardından filmi sosyal medyada dolaşıma sokacağız. Filmi göstermek isteyen dernekler, sendikalar, kurumlar benimle dikkatokuldatransvar@gmail.com adresinden bağlantıya geçip filmi isteyebilirler. Eğitim fakültelerindeki öğretmen adaylarının izlemesi için de filmi üniversitelere postalayacağım. Toplumsal cinsiyet dersleri veren öğretim elemanları da filmin kopyasını aynı mail adresinden temin edebilirler.