‘Eğitimde değişmesi gereken müfredat değil zihniyet’

[ A+ ] /[ A- ]

Zeynep Ekim ELBAŞI
Agos

kapak9Ermeni Kültürü ve Dayanışma Derneği tarafından geçen yıl düzenlenen sözlü tarih atölyesi kapsamında yapılan mülakatlar, ‘Biz O Konuyu Daha Görmedik – Eğitim Sistemi ve Temsiliyet’ başlıklı kitapta bir araya getirildi. Ermeni Kültürü ve Dayanışma Derneği Yayınları’nın ilk ürünü olan kitabın tanıtım toplantısı, 30 Eylül Pazartesi akşamı, proje ekibi ve dernek temsilcilerinin katılımıyla Cezayir Restoran’da yapıldı.

Atölye katılımcıları tarafından, “Türk milli eğitim sisteminde etnik ve cinsel anlamda temsil edilmediğini düşünen” gruplara mensup 12 kişiyle yapılan mülakatlardan oluşan ‘Biz O Konuyu Daha Görmedik’, görüşülen kişilerin çocukluklarına ve eğitim hayatlarına odaklanarak, milli eğitim sisteminin, onların bugünkü yaşamlarında nasıl bir etkisi olduğunu araştırıyor. Görüşülen kişilerin ortak noktası ‘Türk, Sünni, Müslüman ve erkek’ prototipine uymamaları.

Calouste Gulbenkian Vakfı tarafından desteklenen projenin yöneticiliğini, Concordia Üniversitesi Antropoloji Bölümü’nde doktora öğrencisi ve araştırma asistanı olan Nora Tataryan yaptı.

‘Bu kitap arşiv için başlangıç’

Tataryan, Ermeni Kültürü ve Dayanışma Derneği’nde sürdürdükleri sözlü tarih çalışmalarını şöyle anlatıyor: “Ermeni Kültür’de ilk sözlü tarih atölyesini 2011’de yapmıştık. Çok yoğun bir talep olmuştu. Genel olarak sözlü tarihin yöntemine ilişkin, teorik ağırlıklı bir atölyeydi o. İnsanların halihazırda dahil oldukları projeler vardı ve herkes kendi isteğine göre görüşmeler yapmıştı. 2012’de düzenleyeceğimiz atölyenin belli bir konuya odaklanmasının daha iyi olacağına karar verdik.”

Bu yeni atölye eğitim sistemiyle ilgili görüşmeler yapmak üzere tasarlanmış. Tataryan, Türkiye’deki eğitim sistemiyle ilgili çeşitli çalışmaların var olduğunu ama özel olarak bu konuda bir sözlü tarih çalışması olmadığını vurguluyor ve ekliyor: “Türkiye’deki eğitim sistemi ve müfredat birçok kişiyi muzdarip ettiğinden bu konuda insanların söyleyecek şeyleri olduğunu düşündük ve böyle başladık. Yapılan görüşmeler ve bu kitap da, bu alanda bir arşiv oluşturmak için başlangıç niteliğinde.”

sozlu tarih atolyeden

‘Değişmesi gereken, zihniyet’

Nora Tataryan, “Eğitim sistemiyle, birçok kişiyi dışarıda bırakmak üzerine kurulu bir vatandaşlık tanımı oluşturulmaya çalışılıyor” diyor. Tataryan’ın, 30 Eylül’de açıklanan ‘Demokratikleşme Paketi’nin eğitime ilişkin maddelerine dair düşünceleri ise şöyle: “Bu ayrımcılığı, demokratikleşme paketi olarak bize sunulan değişikliklerde dahi açıkça görebiliyoruz. Adından da belli olacağı üzere, eğitim sistemimiz ‘milli’; dolayısıyla, değiştirilmesi gereken şey sadece müfredat değil, aynı zamanda zihniyet. Bu sistem, herkes için değişik ve özelleşmiş şekillerde işliyor. Örneğin Ermenilerin anadilinde eğitim özgürlüğü var ama Ermeni tarihi okutma izinleri yok. Tarih, Vatandaşlık gibi dersler Milli Eğitim Bakanlığı’nın atadığı öğretmenler tarafından veriliyor. ‘Müdür Başyardımcısı’ diye bir denetim mekanizması işletiliyor. Kürtler ise senelerdir temel hakları olan anadilinde eğitim için mücadele veriyorlar, ve sonuç olarak bir lütuf gibi önümüze sunulan, ‘sadece özel okullarda Kürtçe eğitim verilebilir’ kararı.”

Okul müfredatının genel olarak belli kişilere ve gruplara yönelik bir nefret oluşturacak şekilde hazırlandığını belirten Tataryan, bu noktada çoğulcu ve kapsayıcı bir eğitim anlayışının yerleşmesinin, öğretmenlerin inisiyatifine bağlı olduğunu söylüyor.

Kitap, eğitim sistemiyle ilgili her soruna değinmek gibi bir iddia taşımıyor. Tataryan, ayrıca, yaptıkları görüşmelerde, ‘acı’ hikâyeleri toplamak gibi bir niyetle hareket etmediklerini vurguluyor: “Sözlü tarih deyince insanlar bir ‘acı’ arama derdine düşüyor. Biz böyle bir arayışa girmedik ve görüşeceğimiz kişileri böyle bir niyetle belirlemedik.”

Murat Gözoğlu tarafından yayına hazırlanan kitap, derneğin ofisinden ücretsiz olarak edinilebilecek. İletişim için: info@ermenikultur.org