Elinizden Şiddeti Alırsak Sizden Geriye Ne Kalır?

[ A+ ] /[ A- ]

 

images

Firdevs Hoşer

hal böyle olunca sokaktaki erkek şiddetine gün doğuyor.onları engelleyecek bir mekanızma yok çünkü. ülkenin hukuğu OHAL’a teslim edilmiş,yasaların yerini KHK’ler almış…

bu ülkenin kadınları her gün böyle bir ülkeye uyanıyor uzun zamandır.ben ise faşizmin olağan hali diyorum yaşananlara.

yıllar yıllar önce okulda öğretmenlerden biri bir öğrenciyi sınıfa soktu.ben koridorun başındayım,ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. her halde konuşacak diye düşünüyorum ama beklemeye devam ediyorum,biraz sonra öğrenci içerden alı al,moru mor bir yüzle dışarı çıkıyor. anlıyorum öğretmen dayak atmış öğrenciye.

inci hanıma gidiyorum okul müdürüne. ‘’bu adamı şikayet edeceğim,nasıl bir süreç izlemem gerekiyor?’’ diyorum. ‘’azcık bekle dellenme ben kendisi ile konuşurum.” diyor… beklemiyorum kendim konuşuyorum.neler konuştuğumu şimdi unutum ama aklımda kalan , dayağın bir eğitim aracı olabileceği bunun dinimizde de olduğu vs. idi. öyle yüzüne bakıyorum,adam kendinden son derece emin ve referansları çok sağlam.

adamın biri bir kadına tekme atıyor.bunu yaparken o da kendinden çok emin.biz bu eminlik halini yüzündeki sırıtıştan anlıyoruz.onun da referansları,var gücünü nerden alıyor demeye gerek var mı?

en yetkili ağzılar yani ülkeyi yönetenler sürekli şiddet dilini kullanıyor.asıyor kesiyor,kinleniyor ,öfkeleniyor,iktidarını sağlamlaştırmak için kendi gibi düşünmeyenleri açlıkla terbiye etmeye kalkışıyor… hal böyle olunca sokaktaki erkek şiddetine gün doğuyor.onları engelleyecek bir mekanızma yok çünkü. ülkenin hukuğu OHAL’a teslim edilmiş,yasların yerini KHK’ler almış…

bu ülkenin kadınları her gün böyle bir ülkeye uyanıyor uzun zamandır.ben ise faşizmin olağan hali diyorum yaşananlara.

feministlerin politik mücadelesinin baş konularından birisinin şiddet olması bu nedenledir.

savaşta ,olağanüstü koşullarda palazlanır erkek şiddeti ve sokakta daha görünür hale gelir ve kadına geri döner. onları engelleyecek mekanizmalar sekteye uğramıştır çünkü.

faşizmin hukuğu hukuksuzluktur.

diğer yandan kadınların sahip olduğu kadim bir bilgi vardır ki,şiddet çaresizlerin çaresidir. düşünün… bu erkeklerin şiddet aracı haline gelmiş cinsiyetçi dilleri yumurkları,tekmeleri ,kezzapları,bıçakları,tabancaları,tankları,tüfekleri,orduları,polisleri, hatta yasaları ellerinden alındığında ellerinde geriye ne kalacak?kocaman bir hiç değil mi?

kadınlar cadı olup yakıldılar,kurban olup tanrılara sunuldular,savaş ganimeti olup esir alındılar.erkek tarih bunları yapadursun ve yazadursun kadınlar hep var olmanın ,yaşamanın, üstelik bir önceki kazanımlarından bir adım geri atmadan ve daha da ileri götürerek kazanımlarını, erkek egemenliğini aşındırmaya devam ettiler. çünkü kadınlar güçlerini yasalardan, erkeklerin şiddet araçlarından almadılar. onların güçü kadın olmaktan,taaa içerden, en içerden geliyor. kendilerinden…

bazen susarak bazen yüksek sesle haykırarak bazen bekleyerek bazen korkarak ama hiç vazgeçmeden yol almaya devam ettiler, edecekler.

sahi,elinizden şiddetinizi alırsak sizden geriye ne kalır?