Halamı Arıyorum

[ A+ ] /[ A- ]

Agos Gazetesi

Ben, Elazığ’ın Palu ilçesi Hoşmat (yeni adıyla Çakırkaş) beldesinde doğdum. 34 yaşındayım ve öğretmenim. Çocukluğumdan beri babaannemin ve üvey halamın hazin hikâyesini büyüklerimden hep dinledim.

Babaannemin adı Aznif. O meşum dönemde ismini öğrenemediğim Ermeni bir adamla evli. Eşi Amerika ya da Avrupa’da çalışıyor. Azbar adında 5-6 yaşlarında bir kızları var. Soykırım yıllarında köyümüzde hatırlamak istemediğim olaylar oluyor ve birçok Ermeni vatandaş sürgün ediliyor ya da yurdunu terk ediyor. Tabii bu can pazarında kimsesiz kalan bazı Ermeni kadınlar canlarını ve ırzlarını korumak için yöre halkından evli veya bekâr erkeklerle evlenmeyi kabul ediyor, birçoğu Müslüman oluyor.

Babaannem Aznif de güzelliğiyle dillere destan bir kadındır. Soykırımın en şiddetli olduğu günlerde artık kaçma ümidi kalmayınca dedem Şerif’le evlenmeyi kabul ediyor. Evlendikten sonra adını Asime olarak değiştiriyorlar. Dedem ona âşıktır ama nedense Aznif’in Ermeni kocasından olan küçük Azbar’ı bir türlü kabullenemez. Onu her defasında dışlar, evden kovar, içeri almaz, kışın soğuğuna, yazın sıcağına atar, zavallı kıza zulmeder. Öyle ki Aznif, kızı Azbar’ın kocası ya da gözü dönmüş cahil köylülerden biri tarafından her an öldürüleceğini sezmiş ve henüz göçmemiş olan soydaşlarıyla gizlice iletişim kurmaya çalışmıştır. Bu arada göç hâlâ devam etmektedir. Palu’dan Suriye-Halep’e sürgün trenleri kalkmaktadır. Aznif’in Halep’te bir kardeşi vardır. Anlatıldığına göre bu adam orduda rütbeli bir kişi. Albay diyorlar. Aznif bir yolunu bulup kızı Azbar’ı göç eden Ermenilerden birine teslim ediyor sonunda. Adam Azbar’ı Suriye’ye, dayısına ulaştırıyor.

Aradan yıllar geçiyor. Asime, yani Aznif çoluk çocuğa karışıyor. Bir gün bir mektup geliyor, Fransa’dan. Kimse okuma yazma bilmediği için yalnızca zarfın içindeki resimlere odaklanıyorlar. Kimse anlamıyor bu mektubun sırrını. Nenem diyor ki “Neye bakıyorsunuz öyle? Ben de bakayım.” Uzatıyorlar, alıyor fotoğrafları eline. Genç bir kadın ve yanında birkaç çocuk… Nenemin gözleri genç kadının gözlerine kilitleniyor. Birazdan içinde patlayacak bir volkanın hazırlığı gibi…

Ve elleri titriyor, dedem de başında tabii. Gözyaşları sel oluyor… Okuma yazma bilen biri gelip okuyor mektubu. Azbar Halep’ten Avrupa’ya gitmiş, Fransa’da yaşıyormuş. Evlenmiş, çocukları olmuş… Dedem bu mektubu ve fotoğrafları bir süre sonra yakıyor maalesef.

Ben yıllarca hep merak ettim üvey halamı. Sanırım şimdi ölmüştür. Fakat en azından çocuklarına ulaşmak, onları hiç olmazsa internet ortamında görmek istiyorum. Büyüklerimizin yaptığı hatalardan dolayı onlardan af dilemek istiyorum bir Müslüman olarak. Bana Azbar’ın çocuklarını, torunlarını bulmam için yardım eder misiniz? Size onun ve annesinin kısa künyesini vereyim. Umarım işe yarar:

Adı: Aznif
Baba adı: Mardik
Kayınpederi: Kalo Agop
Sülalesinin adı: Ulusgiller (Ulusoylar diyenler de var)

Aradığım kişi:
Aznif’in kızı Azbar ya da çocukları, torunları
Yaşadıkları yer: Fransa

Bir dahaki yazımda Aznif’in babası Mardik’in hikâyesini anlatacağım. Bu yazdıklarımı yayımlayabilirsiniz ancak ismimi saklı tutmanızı önemle rica ederim.