Hükümet Kimi Kandırıyor?!

[ A+ ] /[ A- ]

Hükümet kimi kandırıyor!

BirGün

‘Kamu taşeron işçilerine kadro müjdesi’ diye lanse edilen, ancak işçilere ‘özel sözleşmeli personel’ adlı yeni bir statü getiren düzenlemeye tepkiler sürüyor. Belediyelerde ve sağlık işkolunda örgütlü sendikalar, düzenlemenin ‘aldatmacadan ibaret’ olduğuna dikkat çekiyor.

AKP hükümeti tarafından kamuoyuna ‘kamuda çalışan tüm taşeron işçilerine kadro müjdesi’ olarak lanse edilen ve iki hafta içinde Meclis’e getirilmesi beklenen düzenlemeye tepkiler sürüyor. Sendikalar, düzenlemenin bir ‘aldatmaca’ olduğuna, çok sayıda işçinin kapsam dışında kalacağına ve kapsam dışında kalmayanların da ciddi hak gasplarına uğrayacağına dikkat çekiyor.

‘Birbirini Turmuyor’

BirGün’e konuşan DİSK Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan, Başbakan Davutoğlu’nun AKP grup toplantısında yaptığı açıklama ile Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın yaptığı açıklama arasında ciddi çelişkiler bulunduğunu belirtti.

Davutoğlu’nun “Kamuda çalışan tüm taşeron işçilerine kadro vereceğiz, tek bir taşeron işçisi bile dışarıda kalmayacak” şeklindeki sözlerini hatırlatan Çalışkan, “Maliye Bakanı ise işçilerin ‘özel sözleşmeli personel’ statüsünde çalıştırılacağını söyledi, sınav şartı gibi pek çok şarttan söz etti. Bunlar bizi tatmin eden açıklamalar değil. Biz en başından beri yalansız hilesiz şekilde, kamuda çalışan tüm taşeron işçilerine ayrımsız, kayıtsız şartsız kadro verilmesini talep ettik, etmeye de devam ediyoruz” dedi.

Maliye Bakanı Ağbal’ın açıklamasına göre, taşeron işçilerinin mevcut olan belediye şirketlerinde ya da yeni kurulacak şirketlerde istihdam edileceğini belirten Çalışkan, ancak bu şirketlerin yine ihaleye girerek iş alacağına, dolayısıyla taşeron çalıştırmanın süreceğine dikkat çekti:

“5396 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 67’nci maddesinde, belediyelerde hangi işlerin ihaleye çıkarılacağı belirlenmiş. Güvenlik ve itfaiye hizmeti dışında belediyenin tüm asıl işlerinde ihaleye çıkılmasını öngörüyor yasa. Dolayısıyla mevcut uygulamada belediyenin şirketi de, o işi isteyen diğer taşeron firmalarla birlikte ihaleye girmek zorunda. Bu durum düzeltilmeden söylenenler aldatmacadan ibaret. Önce yasal düzenleme yapılarak kurulacak ya da kurulu olan belediye şirketlerinin ihaleye girmeden çalışması sağlanmalı.”

‘Çok Sayıda İşçi Dışarıda Kalıyor’

Belediye şirketlerinde çalışan işçilerin düzenlemenin kapsamı dışında bırakıldığına da dikkat çeken Çalışkan, “Hâlbuki bu işçiler de taşeron işçisi. Öte yandan 12 ay çalışma şartı getiriliyor, ama 12 aydan az çalışan çok sayıda işçi var, örneğin 5 ay 29 gün çalışan işçiler var. Böyle bir ayrımcılığın, ayrıştırmanın hiçbir anlamı yok. Çok işçi dışarıda kalıyor, bu aldatmacadır, kabul etmiyoruz” diye konuştu.

‘İşçilerle dalga mı geçiyorsunuz!’

Düzenlemeye en sert tepkilerden biri, Belediye-İş Sendikası’ndan geldi. Sendikadan yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Kadro müjdesi diye açıklanan düzenleme, var olan yasal düzenlemenin de gerisinde bir düzenlemedir. Sendikalaşma hakkı ve toplusözleşme hakkını yok ederek, kıdem tazminatını ortadan kaldırarak, yıllardır aynı işte çalışan işçileri tekrar sınava sokarak, işçi statüsünde çalışanları ‘özel sözleşmeli personel’ gibi ne olduğu belli olmayan bir statüyle çalıştırarak, geçmişe dönük hak talebinde bulunmama taahhüdü isteyerek siz neyin müjdesini veriyorsunuz! Siz taşeron işçileri ile dalga mı geçiyorsunuz? Kadro veriyoruz diye yapılan bu açıklamalar, taşeron işçisi ile alay etmektir, onları aptal yerine koymaktır. Taşeron işçilerini siyasi hesaplarınıza alet etmeyin…”

‘Kadro değil, yeni güvencesiz statü’

Düzenlemeye sağlık işkolunda çalışan taşeron işçileri de tepki gösterdi. DİSK Genel Merkezi’nde dün düzenlenen basın toplantısında konuşan Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Yapılan açıklamalara göre hükümet tarafından ‘kadro’ ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan, 657 sayılı yasadaki hiçbir statüye benzemeyen, tümüyle güvencesiz yeni bir statü icat ediliyor” dedi. Çerkezoğlu, bu düzenlemeyle taşeron sağlık işçilerinin 52 günlük ikramiye ve kıdem tazminatı haklarının yok edileceğine de dikkat çekti.