İşkencenin tedavisine ambargo konulamaz

[ A+ ] /[ A- ]

TTB

Kurulduğu 1990 yılından bu yana işkence mağdurlarına tedavi ve rehabilitasyon desteği sağlayan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), Gezi olayları sürecindeki tutumu dolayısıyla baskı altına alınmaya çalışılıyor. SGK, Gezi Parkı olayları sürecinde işkence görenlere yoğun olarak hizmet sunulan 18-21 Haziran 2013 tarihleri arasında THİV’e gerçekleştirdiği denetim sonucunda, başka bir kurumda sigortalı ve THİV’de yarı zamanlı çalıştığı belgeli olan bir personelin durumunu gerekçe göstererek, TİHV’e 130 bin lira para cezası verdi. THİV Genel Sekreteri Dr. Metin Bakkalcı, “Bu parayı ödemeyeceğiz” dedi.

THİV konuyla ilgili olarak bugün İstanbul, Diyarbakır ve Ankara’da eş zamanlı basın toplantıları düzenledi. Ankara’da THİV Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında THİV Genel Sekreteri Dr. Metin Bakkalcı, THİV Yönetim Kurulu üyesi Dr. Sezai Berber, İnsan Hakları Derneği Başkanı Av. Öztürk Türkdoğan, İnsan Hakları Derneği Genel Sekreteri Emrah Şeyhanlıoğlu ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan katıldı. Basın toplantısına insan hakları savunucuları Esin Koman ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak da destek verdi.

Bu parayı ödemeyeceğiz

THİV Genel Sekreteri Dr. Metin Bakkalcı, 20 aydır bu kasıtlı para cezasının geri çekilmesi için hukuki yollar da dahil olmak üzere bütün yolları denediklerini belirterek, bugün gelinen noktada hiçbir sonuç alamadıklarını söyledi. Bu para cezasının THİV nezdinde hiçbir hükmü olmadığını belirten Bakkalcı, “Bizim bütün emeklerimiz, temin ettiğimiz her kuruş, işkence görenlere, bu toplum adına bir özür dileme ortamı olan THİV bünyesinde, tedavisi içindir. Tek bir kuruşun bizim vicdanımızda hesabı var. Vermeyiz, vermeyeceğiz” diye konuştu.

Tüm dünyaya duyuracak bir kampanya başlatıyoruz

Teknik bir konu olmasının ötesinde bir şey olduğunu paylaşmak isteriz, Bu ülkedeki moral değerlerin geldiği noktayı göstermesi anlamında ehemmiyetini ve buna olan isyanımızı paylaşmak isteriz. Biz inanıyoruz ki bu ülkenin toplum vicdanı mutlak anlamda kendisini ifade edecek, bundan hiç kuşkumuz yok. Bugün sadece bir açıklama yapmıyoruz, bir kampanyayı da başlatıyoruz. Bu ceza geri alınana kadar, başta işkence görenlerden özür dilenene kadar ve de bu genç denetleyici dahil olmak üzere bunun sorumlularından hesap sorulana kadar bu ülkede bir kampanya yürüteceğiz. Bu ülkede pek çok insan hakları ihlali ile ilgili pek çok önemli sorun var. Bunu tabii ki uluslararası düzeyde de bir kampanyaya dönüştüreceğiz. Bütün dünyada ilgili pek çok dost kurumun da katkısıyla bir kampanyayı başlatmış durumdayız. Sonuç alacağımıza inanıyoruz.

TTB THİV’in yanındadır

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan, Türkiye’de bir süredir yürütülmekte olan baskı süreçlerinin bir benzerinin THİV üzerinden devam ettiğini belirterek, “Kamusal denetimin siyasi bir baskı aracına dönüştürüldüğü bir durumla karşı karşıyayız” diye konuştu. Bunun siyasi bir baskı olduğunun çok açık olduğunu ifade eden İlhan, şunları söyledi:

“Bugün Gezi’nin sembol isimlerinden Ali İsmail Korkmaz’ın doğum günü. Ali İsmail bütün gençliği ve dinamizmiyle yaşamaya devam edecek. THİV de böyle. Gençliği ve dinamizmiyle yaşamaya devam edecek. THİV insanlığı korumak için var olan bir kurum. Bizim insanlığımızı öldürmeye çalışıyorlar. Bizi en temel etik değerlerden, insani değerlerden kopartmaya çalışıyorlar. Biz Türkiye’deki hekimler sağlıkçılar olarak mesleğimizin gereğini yapmaya devam edeceğiz. THİV’in yanındayız. Ortak dayanışmamızı sürdüreceğiz.”

Bu rezalete bir an önce son verilsin.

İHD Başkanı Av. Öztürk Türkdoğan da, Çalışma Bakanı Faruk Çelik’e seslenerek, “Bu rezalete bir an önce son verin. Bu işlemi yapan denetçi ile ilgili soruşturma açın. Bu cezayı iptal edin” dedi. Bu olayın insan hakları ortamını zehirlemeye yönelik bir girişim olduğunu belirten Türkdoğan, “Bu insan hakları savunucularına yönelik açık bir baskı, ciddi bir tehdittir. THİV çok önemli, alanında çok önemli işler yapan, bilirkişi niteliğinde, çok özel bir kurumdur. Bu işlemi yapan kişilerin baltayı taşa vurduğunu düşünüyorum” diye konuştu.