Kamp Armen arazisi için bir adım daha

[ A+ ] /[ A- ]

Hrant Dink ve Rakel Dink’in de uzun yıllar emek verdiği Tuzla Ermeni Yetimhanesi arazisi ile ilgili İBB cephesinde gelişmeler yaşandı. Arazinin Kamp Armen Gençlik Merkezi’ne dönüştürüleceğini açıklayan İmamoğlu, İBB Meclisi’nden oybirliği ile çıkan karar doğrultusunda Tuzla Ermeni Yetimhanesi’nin alanıyla ilgili plan değişikliğinin kabul edildiğini söyledi.

İmamoğlu sosyal medya paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
“Gazeteci Hrant Dink’in büyüdüğü Tuzla Ermeni Yetimhanesi’nin alanıyla ilgili plan değişikliği İBB Meclisimizden oy birliğiyle geçti. Böylece, kurulacak Kamp Armen Gençlik Merkezi’nin önünde herhangi bir engel kalmadı. Vefat yıl dönümünde rahmetle anıyorum.”

1987’de devletin el koyduğu ve sonrasında özel bir şahsa satılan arazi, Kamp Armen binasının yıkılmak istenmesi üzerine oluşan tepkiler sonrasında ilk sahibi olan Gedikpaşa Protestan Kilisesi Vakfı’na iade edilmişti. Araziye gençlerin yararlanacağı bir teknoloji parkı yapılması planlanıyor.
Projenin sorumlularından HAYCAR Mimarları’ndan Kevork Özkaragöz, Agos muhabiri Miran Manukyan’ın sorularını yanıtladı.

İBB’den çıkan karar ne ifade ediyor?

Mal sahibi vakfın tüzel kişiliğine uygun olan bir plan değişikliği yapılmış oldu İBB Meclisi’nin aldığı kararla birlikte. Projenin önünde uygulamaya yönelik herhangi bir engelin olmadığı anlamına geliyor. İlçe Belediyesi 27 Kasım tarihinde ruhsat düzenlemesi yapmıştı, İBB’nin almış olduğu son plan değişikliği işleri daha da somutlaştırmaya başladı. Projemizin özelliği, Kamp Armen’in yıkılan binasının dışında bir bina. Özelliklerini taşıyor ama güncel ihtiyaçlara göre bazı ilave fonksiyonlar yapılarak projelendirildi. Bu çalışmada da tarafların görüşleri alınarak yapıldı, ihtiyaç programları oluşturuldu.

Projenin önünün açılmasıyla birlikte nasıl bir yapı inşa edilecek?

Projemiz bir Bilim Merkezi kısmi bir Tekno Park. Bunun dışında sanatsal faaliyetleri de içerisinde barındıracak bir yapı olacak. Müzik, sinema, film, resim ve el sanatları atölyeleri olacak. Bilgisayar, kod yazma, animasyon programları yapabilecekleri çalışma alanları olacak. Bununla birlikte çocukların konaklama ihtiyacını karşılayacak yatakhaneler bulunacak. 200 kişilik bir oditoryum, toplantı salonları, kafeteryalar komplekse yer alacak.

Projeye ne zaman başlanacak?

Bu proje artık kamusal bir proje haline geldi. Maddi olanaklarımız olduğu takdirde hemen başlanabilir. Düzgün bir ihaleciyle, bu tip yapıları daha önce yapmış uzman şirketlerle oturup konuşup teklifler bekleyeceğiz. Bütçe en önemli faktör, bağışlarla ilerleyecek bir proje olduğu için toplumsal duyarlılıkla yürütmemiz gereken bir konudur artık. Kamp Armen artık sadece Ermeni toplumunun projesi değil, kamusal bir proje haline dönüştü.

Arazinin iade edilmeyen yüzde 40’lık bir bölümü vardı. O konuda durum nedir?

Bu oran daha az olabilirdi, önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili de görüşmeler yapacağız. 4500 metrekare alandan bahsediyoruz, bununla ilgili ilçe belediyesiyle ve İBB’yle buraların kullanım hakkını elde etme gibi çabalarımız olacak. Terk edilen alanların içerisinde zaten yoğun bir şekilde ağaçlar var, buraları kamp bünyesinde kullanma taleplerimiz olacaktır.

Ne olmuştu?

Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi tarafından, Valilik ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden izin alınarak satın alınan Tuzla Ermeni Çocuk Kampı, yıllarca, aralarında İstanbul dışından gelenlerin de bulunduğu pek çok çocuğa ev sahipliği yaptı. Hrant Güzelyan’ın öncülüğünde kurulan kampa Hrant Dink ve Rakel Dink de büyük emek verdiler, bir dönem kampın idareciliğini yaptılar.

Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı’nın satın aldığı kamp arazisi, 1936 Beyannamesi gerekçe gösterilerek, çocukların emeğiyle inşa edilen tesisiyle birlikte, devlet tarafından ilk sahibine iade edilmiş ve kampa el koyma süreci, Yargıtay’ın 1987’de yerel mahkeme kararını onaylamasıyla tamamlanmıştı.

Kampın iadesi için vakıf yönetimi bütün hukuki yolları denedi ancak sonuç alamadı. Boş aldıkları arazinin üzerine yapılan tesisler için tazminat talebiyle açılan davalar dahi sonuçsuz kaldı.

2011’de Vakıflar Kanunu’nda yapılan değişiklikle azınlık vakıflarının el konan mülklerinin iade süreci başlayınca, Tuzla Çocuk Kampı için de Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne (VGM) başvuru yapıldı. Ancak VGM, Tuzla Kampı’nın satışının hukuki olarak iptal edilmiş olmasını gerekçe göstererek, dosyayı ‘el konmuş mülk’ olarak değerlendirmedi ve bu sebeple kampın iadesi ya da tazminat ödenmesi söz konusu olmadı.

Kampın, tapuda son sahibi olarak görünenler tarafından 1 Mayıs 2015’da yıkılmaya çalışılması üzerine, direniş başladı. Nor Zartonk ve Kamp Armen Dayanışması, yıkıma karşı kampta 175 gün boyunca nöbet tuttu.

Ermeni toplumunun sivil toplum örgütü temsilcileri ve siyasetçilerinin de dahil olduğu görüşme süreci, kampın vakfa iade edilmesiyle sonuçlandı.

27 Ekim 2015’da kamp yeniden Gedikpaşa Ermeni Kilisesi’ne bağışlandı.

Kaynak: Agos