Kirli Eller

[ A+ ] /[ A- ]

zarakolu

Ragıp ZARAKOLU
Evrensel Gazetesi

Ermeni soykırımının en ilginç yanlarından biri de, çok uluslu sigorta şirketlerinin de yağmadan payını almaktan sakınmamış olmasıdır.

Amerikan, Fransız, İngiliz ve Alman sigorta şirketleri, Ermeni kökenli Osmanlı yurttaşları karşısındaki yasal yükümlülüklerini 90 küsür yıldır yerine getirmekten kaçınıyorlar.

Bir zamanlar İttihatçı Cunta Hükümetinin İçişleri Bakanı Talat Paşa da, Amerikan Büyükelçisi Morgenthau’dan, “Ermeni yurttaşlarımızın varisi olmadığı için, mirasları yasal olarak devletimize kalmıştır” diye talepte bulunmuştu. Daha sonra Talat Paşa’nın da aynı sigorta şirketlerinin müşterisi olduğu, onun ailesine ödeme yapılmadığı ortaya çıkacaktı. Hatta aile, Kaliforniya’da sigorta şirketleri karşısında dava kazanan hukukçularla ilişkiye girerek, “Acaba biz de başvursak, bir şeyler alır mıyız” diye soracaktı.

Sonunda Kaliforniya’da mahkeme sigorta şirketlerinin 94 yıl sonra belgeleri olan ailelere ödeme yapılmasına karar verdi.
Bu Amerikan şirketleri ile Ermeni kökenli insanlar arasındaki bir dava idi ve özel hukuk alanında idi. Ve üst mahkeme ABD’nin resmen Ermeni soykırımını tanımadığı gerekçesi ile bu ödeme kararını iptal etti. Ve sigorta şirketlerini kurtardı. Bizim büyük medya karalar bağlamıştı, bu dava kazanıldığında, şimdi ise davul zurna çaldılar.

Aslında sırada, İttihatçıların el konan servetleri yatırdığı Deutsche Bank var. Ortada İttihatçı da kalmayınca Almanlar da bir güzel bu servetin üstüne yatmıştı. Tıpkı İsviçre bankalarının Nazilerce yatırılan Yahudi halkının varlığına bir güzel el koyması gibi. Öyle ya İsviçre tüm diktatörlerin kara paralarını aklar. Kaliforniya’daki davanın kazanılmasın da Kaliforniyalı tarım işçilerinin haklarının ‘60’lı-70’li yıllardaki efsanevi savucusu Avukat Vartkes Yeghiayan vardı.

(Türkçede İttihatçı savaş suçluları ile ilgili “Malta Belgeleri” adlı bir derlemesi Belge yayınları tarafından 2007 yılında yayınlandı).

Onun yorumları ise aşağıdaki gibi:
Movsesian davasında Dokuzuncu Daire’nin kararı, federal ve eyalet güçleri arasındaki dengeye indirilmiş bir darbedir. Sigorta, aile hukuku, mülkiyet ve haksız fiil gibi en ulusal hukuk alanlarının bile küreselleştiği bir çağda, alınan karar bugün siyasal söylem değişiklikleriyle potansiyel bir çatışma içine girdiğinde, eyaletlerin bu alanlarda tasarrufta bulunmasını engellemiştir.

Orada konuyla ilgili olarak Türkiye’yle uluslararası ilişkileri salt etkileme potansiyeline sahip olabilecek yürütmenin herhangi bir resmi politikasını –hiçbir yasa, yürütme kararı ya da hiçbir resmi dış politika–talep etmeden, Mahkeme şunu savunmuştur: Eyaletler Ermeni Soykırımı sırasında, bu yanlışları –eğer bugün olsaydı, bu yanlışlar nedeniyle aynı sigorta şirketlerine karşı aynı kurbanlar mahkemelerde tazminat almaya hak kazanacaklardı –yapan özel kurumların yol açtıkları ekonomik zararları tazmin etme amaçlı önlemler alamazlar.

Orada yurttaşların yaklaşık bir yüzyıl boyunca sigorta şirketlerinin hatalı olarak ellerinde haksız olarak tuttukları sigorta poliçelerine karşı dava açmasına izin veren California’nın kararı aleyhine herhangi bir resmi ya da federal politikayı talep etmeden, Mahkeme bu poliçe sahiplerinin dava açma hakkını ellerinden almıştır. Bunun tek nedeni, onların yasada hiçbir resmi dış politika belgesinde, emrinde ya da antlaşmada yer almayan politik söyleme dayanan bir terimle, Türk tarihinin Ermeni soykırımı olarak bilinen bir döneminin Ermeni kurbanlarının varisleri olarak tanınan bir kurban sınıfı olarak tanımlanmış olmalarıydı. Yürütme gücünün hiçbir resmi dış politikasını belirtmeden, karar Yüksek Mahkeme’nin federal güce dışişlerini yönetirken, geleneksel mülkiyet hak iddialarında eyalet gücünün bir yargı yetkisi olarak hareket etmesine koyduğu sınırları kat kat aşıyor. Mahkeme, geleneksel olarak eyalet yetkisinde kalan hukuki tazminat davalarında, eyaletleri kendi yurttaşlarının eyalet içinde iş yapan şirketlere karşı geleneksel tazminat davaları açmasına imkan tanımasını köklü bir biçimde sınırlandırmıştır.”
Bu karar Ermeni soykırımında hiçbir büyük devletin elinin temiz olmadığını kanıtlıyor.