MEMORANDUM 2013: Homofobiye Karşı Bölgesel Ağ

[ A+ ] /[ A- ]

LGBTIQ (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans, İnterseks ve Queer) toplumunun sosyal ve hukuki yaşam koşullarının iyileştirilmesi adına, 17 Mayıs Uluslararası Homofobi Karşıtı Gün çerçevesinde, “Memorandum 2013” hazırlanmıştır.

“Homofobiye Karşı Bölgesel Ağ”, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Kafkasya’da yer alan LGBTIQ örgütlerinin ve girişimlerinin Mayıs 2011’de ortak çalışma kararıyla kuruldu. Ağ, yalnızca homofobi ve transfobiye karşı değil, heteroseksist ideolojinin nefes almasını sağlayan cinsiyetçilik, milliyetçilik, militarizm ve dini muhafazakârlığın da karşısında kendini konumlandırıyor.

Benzer ayrımcı siyasi pratikleri ve bizleri birbirimizden ayıran zihinsel ve fiziksel sınırları kırmayı hedefleyen Ağ, 2012’nin sözkonusu 18 ülkedeki LGBTIQ toplumunun insan hakları için ne anlama geldiğini anlatan ilk “Yıllık Memorandum”unu yayınlıyor. Bu Memorandum, LGBTIQ toplumunun suç sayılması ve cezalandırılmasından, din, ahlak ve hatta “kapitalizmle mücadele” adı altında kınanmasına kadar çeşitlilik gösteren homofobi ve transfobinin net bir resmini çıkarıyor.

Bu Memorandum’da, insan haklarının verilen haklar olmadığının, dolayısıyla hakların koruma altına alınmasının da rastgele alınmış inisiyatiflerle mümkün olmayacağının altını çizmek istiyoruz. Bu bildiri ile, LGBTIQ haklarının insan hakları olduğunu haykırıyoruz. LGBTIQ toplumu, ayrımcılığa, tacize ve şiddete çok daha sık ve kolay maruz kalmaktadır ve bunun nedeni, toplumun her katmanında var olan homofobi ve transfobidir. Bu ayrımcılık türlerinin geniş bir etkiye ve çapa sahip olmasının sebebi ise ahlakçı, dini ve milliyetçi ülkelerimizdeki egemen güçlerin siyasi kanaatinin bizatihi ta kendisidir.

Tüm bu nedenlerle, Bölgesel Ağ’da temsil edilen tüm ülkelerin başarısızlık sergilediği alan olan LGBTIQ toplumun tam güvenliğinin sağlanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İnsanların ayrımcılıktan korunması ve onurlu bir yaşam sürmelerinin sağlanması, temsil edilen ülkelerin tamamının taraf olduğu uluslararası anlaşmalarda öncelikler olarak belirtilmiştir.

Hiçbir ülke ya da kurum, insanların cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimlikleri üzerinden ayrımcılık yapmayı meşrulaştıramamalıdır. Bu nedenle, hükümetlerin, sivil toplum örgütlerinin ve toplumun, ülkelerimizdeki hak ihlallerinin karşısında duranların ta kendisi olması gereklidir.

Mevcut duruma genel bir bakış

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, her insanın doğuştan özgür, hak ve onurlarında eşit doğduğunu ifade eder(1). Kişinin cinsel yönelimi veya cinsiyet kimliği, onurlu ve eşit bir muamele görmesinin önünde bir engel teşkil edemez. Her cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinden insan, her insan hakkını sonuna kadar kullanma hakkına sahiptir.

Herkesin, salt cinsel yönelimi veya cinsiyet kimliği nedeniyle(2) ayrımcılığa uğramadan insan haklarını yaşamaya erişimi olmalıdır(3). Herkes, yasa önünde ve yasaların korumasında eşit yaşama hakkına sahip olmalıdır. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği üzerinden ayırma, dışlama ve kısıtlama, insan hakları ve temel özgürlüklerin tanımlanmasını ve eşit şartlarda yaşanmasını baltalamaktadır.

Ülkelerimizde ve daha geniş bağlamıyla bölgelerimizde, LGBTIQ toplumu, kimliklerinden ötürü baskı ve korku altında yaşamaktadır. Heteronormatif ve geleneksel bağlama uymayan kişilere yönelik mevcut sosyal dışlama ve siyasi baskı, LGBTIQ toplumun bir karanlık çukurda bekliyor olmasına ve görünür olabilmek için bir dirhem alan bile bulamamasına neden olmaktadır. Bu da, LGBTIQ aktivistlerinin meseleyi kamuya taşıma gayretini ve toplumda var olmaya yönelik ihtiyaç ve taleplerini inkâr etmeye varmaktadır.

LGBTIQ toplumunun var olabilme yollarından en cazibi de “açık” olmadan ilişkilerini, duygularını ve hayatını yaşamasıdır. Buradan yola çıkıldığında ise, toplumun geneli, bilinmeyene duydukları korku ve toplumun ahlakçı “değer”lerinden yola çıkarak LGBTIQ gerçeğini inkâra ve bu inkârı meşrulaştırmaya gitmektedir. Bu ataerkil ve heteronormatif atmosfer, LGBTIQ toplumunu, sonuçları yıkıcı ayrımcılık olan bir karanlığa, utanmaya ve korkuya itmektedir.

LGBTIQ toplumunun aktivistlerini, etkinliklerini ve örgütlerini sessiz kalmaya iterek, bu ülkelerdeki LGBTIQ toplumunun güvenlikten uzak yaşaması, toplumun onurlu, eşit ve ayrımcılıktan uzak yaşamasının olanaklarını yok etmektedir.

İnsan hakları arasında hiyerarşi oluşturmanın etkisi, siyasi ve kültürel alanda hissedilebilir derecede ilerlemektedir. Cinsel ve bedensel haklar, piramidin en dibinde beklemeye mahkûm edilmekte, bunun sonucunda, hükümetin ele alması gereken daha mühim meselelerin olduğu genel kanaatine varılmaktadır.

Her birimizin ülkesinde, LGBTIQ toplumuna yönelik ihlaller yaşanmakta, hükümetlerimiz bu suçları kınama konusunda kılını bile kıpırdatmamaktadır. Bazılarımızın ülkelerinde ise, hükümet, bu suçların ve zulmün bizatihi sorumlusu olmaktadır.

Bu Memorandum ile hükümetlere, halklarını ve insan haklarını korumaya almalarının önemini ve gerekliliğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Hükümetlerimizi, sorumluluklarını ve bizim taleplerimizi dikkate ve ciddiye almaya; LGBTIQ toplumunun insan haklarının korunması için var olan uluslararası mevzuata uymaya ve yasalarda gerekli değişiklikleri ve bunların hayata geçirilmesini takip etmeye çağırıyoruz.

TALEP EDİYORUZ!

§ LGBTIQ toplumunun insan hakları için saygı, koruma ve ikmal

§ Güvenli ve onurlu hayatlar sürme hakkı

Eşcinselliğin suç olmaktan çıkarılması
§ Nefret suçlarından ve nefret propagandasından korumak için yeterli hukuki mevzuat

§ LGBTIQ insan hakları savunucularının, programlı ve finansal açıdan desteklenmeleri

§ Cinsellik, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konularında ayrımcı olmayan eğitim; okullarda homofobik ve transfobik zorbalık konusunda öğretmenler ve okul personelinin eğitilmesi

§ Homofobi, transfobi ve heteroseksizm konularında toplumun geneline informel ve devamlı eğitim

§ Homofobik ve transfobik şiddetle çalışan güvenlik çalışanlarının, vakalarla saygılı ve gerekli bir şekilde işini yapması

§ LGBTIQ çalışanların, işyerlerinde ayrımcılıktan korunması

§ LGBTIQ örgütlerinin ve bu alanda çalışan kurumların, devlet birimleriyle çalışabilmeleri için bilgi kanallarının ve işbirliği adına işe yarayan bağlamların oluşturulması

§ Spor gibi sosyal alanlarda, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığının yasaklanması ve eşit katılıma açık olarak yapılandırılması

LGBTIQ toplumunun yaşadığı zulüm, evrensel bir meseledir ve insan hakları mücadeleleri arasında önem taşıyan bir alanı kaplamaktadır. Eğer mücadele, tek bir alan yerine bölgeden ve evrensel kollardan veriliyorsa, zorlukların aşılması daha kolaydır. İşte bu nedenle, bu Memorandum’u, dünyanın her bir yerindeki desteği toplamak amacıyla sunuyoruz çünkü bir bölgedeki insan hakkı ihlalinin, diğer bölgelerdeki başkasının sorumluluğuna işaret edeceğine inanıyoruz.

Hükümetlerimize, LGBTIQ toplumuna dair taşıdıkları sorumlulukları ve halkların tamamını bir bütün olarak ve eşit şartlarda korumasının gerekliliğini hatırlatıyoruz.

KINIYORUZ!

Arnavutluk

§ Siyaset ve medya alanından tanınmış kişilerin nefret söylemini ve hedef göstermesini

§ Devletin çeşitli kurumlarını, bu tür vakaları kınamaya yönelik adım atmaya zorlamaya her gün mecbur bırakılmamızı

Azerbaycan

§ Özellikle erkek seks işçileri başta olmak üzere, geylere karşı polis şiddetini

§ Devlet kontrolündeki medyanın, eşcinselliği, hükümeti eleştiren siyasilere ve medya çalışanlarına karşı bir şantaj silahı olarak kullanmasını

Bosna Hersek

§ LGBTIQ toplumuna ve aktivistlerine yönelik sürekli ve artan nefret suçlarını

§ Trans kimliklerin tanınması adına gerekli mevzuatın olmayışını ve bu hukuki sürecin içinden çıkılmaz bir süreç oluşunu

Cezayir

§ Eşcinsel ilişkilerin ve “trans davranışların” suç sayılmasını

§ Ayrımcılığa veya tacize karşı hiçbir koruyucu yasanın olmayışını

Ermenistan

§ LGBTIQ ve feminist grupların, milliyetçi gruplar tarafından sistematik saldırılara maruz kalışını

§ Parlamento üyelerinin ve anaakım medyanın nefret söylemini dolaşıma sokmasını

Filistin

§ LGBTIQ toplumunun bir yandan İsrail rejimi tarafından baskılanırken, diğer yandan da İslamcı ve laik kesimlerin ahlakçı kıskacına maruz kalmasını

Gürcistan

§ LGBTIQ toplumuna dini ve milliyetçi grupların saldırılarını

§ LGBTIQ toplumunun medyadan ve sosyal alanlardan el çekmelerine yönelik baskıları

Hırvatistan

Spor gibi sosyal alanlardaki homofobik şiddetin su yüzüne artarak çıkmasını ve spor kulüpleri ve taraftarları arasında ayrımcı söylemi ve yaklaşımı

Irak

§ Normun dışında kalan cinsel pratiklerin ve kimliklerin, yasalar yoluyla suç ilan edilmesini

§ LGBTIQ toplumunun haklarının, ülke dışı müdahaleleri meşru kılma adına kullanılmalarını ve bu uğurda halkın kültür ve kimliğinin silinmesini

İsrail

§ Filistinli LGBTIQ mücadelesinin, İsrail devletinin imajını parlatmak ve baskıcı, ayrılıkçı ve ırkçı politikalarını örtbas etmek için kullanılmasını

Karadağ

§ LGBTIQ aktivistlerinin yanı sıra, toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışan diğer insan hakları savunucularına yönelik saldırıları

Lübnan

§ Ahlak ve etik adı altında, cinsel ve bedensel müdahaleleri ve gözaltıları

§ Zinayı belirleme ve cinsel yönelimi ve pratiği “tespit etme” pratiği olarak anal ve vajinal muayeneleri

§ Sivil toplumun ve sağlık çalışanlarının taleplerinin aksine, polislerin ve Adalet Bakanlığı’nın, salt cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği nedeniyle LGBTIQ toplumu üyelerinin keyfi gözaltına alınmaları konusundaki sessizliğini

Makedonya

§ LGBTIQ insan hakları savunucularına yönelik saldırıları

§ LGBTI Destek Merkezi’ne yönelik saldırıyı

§ Hükümetin ve medyanın yürüttüğü homofobik kampanyayı

Mısır

Faşist grupların LGBTIQ toplumuna saldırılarını
Hükümet ve medyanın homofobik söylemini
Müslüman Kardeşler’in cinsel ve bedensel haklara müdahalelerini

Sırbistan

§ Her Onur Yürüyüşü girişimine ya da LGBTIQ içerikli etkinliklere karşı holiganların bitmek bilmez zorbalığını

Tunus

Cinsiyet bazlı ayrımcılığı
Eşcinsel pratiklerin suç sayılmasını
LGBTIQ toplumuna yönelik nefret suçlarını ve güvenlik sorununu
Polislerin uyguladığı anal testleri

Türkiye

§ Sosyal, çalışma hayatı, eğitim ve hukuk alanlarında, LGBTIQ toplumunun tanınmamasını

§ Hükümet temsilcilerinin ve muhafazakâr medyanın nefret söylemini

§ Nefret cinayetlerinde, suçu azaltan ve dolayısıyla suçluyu ödüllendiren bir faktör olarak “haksız tahrik” uygulamasını

§ LGBTIQ toplumunun varlığının Anayasa ve Ayrımcılığa Karşı Yasa’da reddedilmesini ve bir Nefret Suçları mevzuatının olmamasını

Yunanistan

§ Atina ve diğer Yunan kentlerinde, sağcı grupların LGBTIQ toplumuna karşı hedefi belli ve organize saldırılarını

§ LGBTIQ toplumunu hedef alan bu faşist saldırılarının varlığının devlet tarafından görülmemesini

§ Kişilerin, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinin tanınmayışını ve yeterli korunmanın sağlanmamasını

§ Ekonomik krizin bahane edilerek LGBTIQ toplumunun sorunlarının değersizleştirilmesi ve haysiyetsizleştirilmesini kınıyoruz.

Notlar:

1. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, http://www.un.org/en/documents/udhr/index.shtml

2. Birleşmiş Milletler Bildirgesi, http://www.un.org/en/documents/charter/

3. İnsan Hakları, Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği – BM Kararı, http://www.dayagainsthomophobia.org/UN-Resolution-on-Human-Rights,1237