‘Paralel’ rezalet

[ A+ ] /[ A- ]

Özgür Gündem

Cemaat’in Erdoğan’ı hedef alan operasyonunda karşı hamle gecikmedi. Hükümet, 34 emniyet müdürünü görevden alırken, bakanlar ve çocukları yolsuzluk batağının içinde. Erdoğan, Cemaat’i devlet içinde devlet olmakla suçladı ve ‘Karşılık vereceğiz’ dedi

Cemaat’in, Erdoğan’ı hedef alan yolsuzluk operasyonuna, hükümet görevden almalarla yanıt verdi. Soruşturma için 2 yeni savcı atanırken, İstanbul Emniyeti’nde 11, diğer illerde ise 23 emniyet müdürü görevden alındı.

Yolsuzluk ortalığa saçıldı

Bakanlarla ilgili yolsuzluklar ortalığa saçılırken, Erdoğan ve Hükümet Sözcüsü Arınç, “illegal yapı” diyerek Cemaat’e karşı operasyon sinyali verdi. Demirtaş ise, “Biz adaletten yanayız. Yolsuzluğun üzerine cesurca gidilmeli” dedi.

Yolsuzlukları örtbas edemez

HDP Eşbaşkanları Kürkçü ve Tuncel, hükümetin yolsuzluk suçlamalarına açık bir yanıt vermek yerine, kendini mağdur konumuna yerleştirmesinin kabul edilemez olduğuna dikkat çekerek, “Başbakan devleti gizli ortaklarla sürdürmeye kalkışmanın maliyetini ödemektedir. Yolsuzlukları örtbas etmelerine izin vermeyeceğiz” dedi.

Paralel devleti itiraf etti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, milyarlarca doları bulan yolsuzluk operasyonlarını değerlendirirken, paralel devleti itiraf etti. Erdoğan, operasyonları çetelerin devlet içinde devlet olma gayreti olarak değerlendirdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaklaşık 1 yıl önce başlattığı belirtilen soruşturma, Cemaatin ‘hükümeti siyaseten tehdit için kullandığı’ şeklinde yorumlanıyor. Yolsuzluk iddialarının içinde Bakan ve çocuklarının olmasının, Cemaat’in bu amacını daha da kolaylaştırdığı bildiriliyor.

Soruşturmayı İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Celal Kara yönetirken, dün soruşturmaya HSYK tarafından iki savcı daha atandı. Hemen ardından ise ikinci bir şok müdahale daha geldi. Soruşturmayı yürüten Başsavcıvekili Zekeriya Öz’ün yanına iki yeni savcı atandı. HSYK, Öz’ün dosyadan alınmadığını açıkladı.

Poliste deprem yaşandı

Bununla da yetinmeyen Hükümet, İstanbul, Ankara, Trabzon ve Bursa’da bazı Emniyet Müdür Yardımcılarını kızağa çekti. İstanbul Emniyeti’nde görevli 5 şube müdürü görevden alındı, yerlerine jet atamalar yapıldı. Yakup Saygılı Mali, Tuğrul Turhal Kaçakçılık, Nazmi Ardıç Organize, Ömer Köse Terörle Mücadele, Ersan Erçıktı Asayiş görevden alındı. Ankara’da 18 şube müdürünün, Bursa’da da 3 şube müdürünün görev yerleri değiştirildi. Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nde de iki şube müdürünün yeri değişti. Emniyet Genel Müdürlüğü ise değişikliklerin “Görevi kötüye kullanma iddiaları ile ilgili” olduğunu açıkladı.

Erdoğan: Devlet içinde devlet

Operasyonları çetelerin devlet içinde devlet olma gayreti olarak değerlendiren Erdoğan, “Bunun uluslararası boyutu var, bu konuda tespitlerimiz var. Bunların Türkiye’de de uzantıları var. Bu örgütlenmeyi ortaya çıkaracağız. Bu babamızın oğlu olsa dinlemeyiz” dedi. Operasyonları kirli olarak yorumlayan Erdoğan, şunları söyledi: “Bu siyasi mühendisliğin bir başka versiyonudur. Çetelerin devlet içinde devlet olma gayreti olayıdır. Gerekli çalışmayı yapacağız.”

Cemaat’e ‘illegal örgüt’ benzetmesi

Hükümet, rüşvet ve yolsuzluk soruşturması ile ilgili sessizliğini bozdu. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, operasyonlar kapsamında 4 bakanın, danışmaların, belediye başkanlarının, bakan çocuklarının ve işadamlarının isiminin geçtiğini söyledi. Operasyondan habersiz olduklarını ve dosyadan dahi haberdar olmadıklarını dile getiren Arınç, “Bu işin planlayıcısını, ne amaçla yaptıklarını az çok biliyoruz. Belki zamanı geldiğinde açıklayabileceğiz. Bu kadar kişi aynı yerde olmamışlar, niçin birini bir ay önce, iki ay önce, sabahın beşinde evlerine baskınlar yaparak bu işleri başlatıyorsunuz? İkincisi nedir, bu işi yapanlar diyelim ki emniyetteki şube müdürleridir. Bir üstüne haber vermesi istenir. Arkadaşlar şube müdürünün başlattığı operasyondan başındaki müdürün, İstanbul Emniyet Müdürünün, Ankara Emniyet Müdür habersizdir. En azından bir operasyon yapılacak” diyerek psikolojik harple karşı karşıya olduklarını kaydetti.

“Bu işi yapanları bulacağız. Devlet içinde kümelenmiş bir örgüt söz konusu ise bunları ortaya çıkarmak boynumuzun borcu olsun” diyen Arınç, Cemaat’e de üstü kapalı olarak “illegal örgüt” benzetmesi yaptı. Arınç, “MİT, Bakanlıklar soruşturma yaparlar. Bizim işimiz idari soruşturma ve incelemelerle. Şu anki kanaatimiz bunun bir psikolojik savaşa döndüğüdür. Bir ilin emniyet müdürü yapılacak işten haberdar değilse kimin nereye gittiğinden ne yapılacağından habersizse bu yola ne amaçla gidilmiştir diye araştırma yapılamasına ihtiyaç var” şeklinde konuştu. Arınç ayrıca “Sabırla bekleyeceğiz, ancak hükümetimiz siyasi anlamda bazı çalışmaları da yapacaktır” dedi. Adı geçen bakanların da yakında istifa edebileceklerini sinyalini verdi.

Yolsuzlukları örtbas edemez

HDP Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü hükümetin ,’Cemaat operasyonu’na maruz kalındığı savunmasının kabul edilemez olduğuna da dikkat çekerek, “AKP ve Başbakan, devleti tek adamın keyfine göre, gizli anlaşmalarla, gizli ortaklarla sürdürmeye kalkışmanın maliyetini ödemektedirler. Hükümetin yasaya rağmen, Meclis’e sayıştay raporları olmaksızın, şeffaflık ve denetim ilkesi yerle bir edilerek sunduğu bütçeye bakmak bile yolsuzluğun gübreliğinin nerede yattığını görmeye yeter” dedi. Bu yolsuzluk operasyonunun hangi nedenlerle başlamış olursa olsun, açığa çıkardığı kirli ilişkilerin, siyasi ve bürokratik sonuçlar açısından herhangi bir engele takılmadan sürdürülmesi ve tamamlanmasının önemli olduğunu söyleyen Kürkçü, Meclis’te bir araştırma kurulunun da oluşturulması gerektiğine dikkat çekti.

Çarpıcı iddialar var

Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir’in sit alanındaki arsaların imara açılması karşılığında 1,5 milyon dolar rüşvet istediği belirtiliyor. Soruşturmada Marmaray projesinin de mercek altında olduğu kulislere yansıyan bilgiler arasında.

İş adamı Reza Zerrab tarafından İran’a gönderilen ve yaklaşık 10 milyar doları bulduğu belirtilen usulsüz havale işlemleri sırasında binde 3-4 oranında rüşvet ödendiği iddiasının yanı sıra bu para transferlerinin Halk Bankası’ndan usulsüz olarak yapıldığı ifade edildi. ve Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde yapılan aramalarda ise ayakkabı kutuları içinde 4,5 milyon dolar bulundu. Ayrıca Bakan Güler’in oğlunun evinde yapılan aramalarda yüksek miktarda TL ve dövizin ele geçirildiği ifade edildi.

Cemaat: Bu son uyarı

Cemaat’e yakınlığıyla bilinen Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil, “Emniyet ve yargıya cemaat müdahalesi söylemleri davaları itibarsızlaştırmak için çıkarılıyor. 50 yıllık hizmet hareketi hakkında bugüne kadar ortaya çıkarılmış bir suç unsuru yok” dedi. Ayrıca Cemaat’in yayın organı Zaman yazan Hüseyin Gülerce de Hakan Şükür’ün istifasıyla ilgili “AK Parti, bu istifayı, en samimi uyarı olarak anlamalıdır. Belki de son uyarı” diye yazdı.

CHP ‘sıcak’ takipte

Operasyonda adı geçen bakanların istifasını isteyen CHP, yaşanan operasyona karşı özel görevlendirme yaptı. CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi , “CHP, İstanbul’da savcılar tarafından yürütülen soruşturma sürecini 5 milletvekilinden oluşan bir komisyonla izleyip değerlendirecek” dedi. CHP ayrıca adı geçen bakanlarla ilgili gensoru hazırlığında.

Başsavcılıktan ilk açıklama

Soruşturmaya ilişkin açıklama yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, “Kolluk makamlarına gelen bilgiler çerçevesinde 13/09/2012, 20/09/2012 ve 14/02/2013 tarihlerinde üç ayrı soruşturma başlatılmış. Bu soruşturmalarda sivil vatandaşların yanında bir kısım kamu görevlileri de şüpheli olarak bulunmakta. Soruşturmalardan 2’si genel olarak imar kanununa ve kıyı kanununa muhalefet etmek şeklinde olup, kamu görevlilerinin rüşvet aldığı ve görevini suistimal ettiği iddiaları da bulunmaktadır. Yargı mercileri hakikatlerin ortaya çıkarılması için çalışmakta olup, yanlış anlamalara sebebiyet vermemek için bu açıklama yapılmıştır.”