Sevag davası tanığı sürekli tehdit edilmiş

[ A+ ] /[ A- ]

nm_sevag_1337

Uygar GÜLTEKİN
Agos

Batman’ın Kozluk İlçesi Gümüşörgü Jandarma Karakolu’nda askerlik yaptığı sırada, 24 Nisan 2011’de Kıvanç Ağaoğlu adlı askerin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Sevag Balıkçı davasında yalan ifade vermekle suçlanan Halil Ekşi’nin yargılanmasına devam edildi. Yargılamada tanıklar ifadelerin değiştirilmesi için nasıl baskı altında tutulduklarını anlattı. İfadeler, Balıkçı Ailesi’nin iddialarını doğruluyor.

Sevag Balıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili davada, sanık Ağaoğlu, olayın kasıtlı olmadığını söylemiş ve ‘bilinçli taksirle adam öldürmekten’ 4 yıl 5 ay hapis cezası almıştı. Mahkemede dinlenen tanıklardan Halil Ekşi ise Ağaoğlu Ailesi tarafından baskı altına alındığını ve ifade değiştirdiğini söylemişti.

Balıkçı’nın öldürülmesinin ardından, olayın tanıklarından Ekşi, ilk ifadesinde Ağaoğlu’nun Sevag Balıkçı’yı kasten öldürdüğünü söylemiş, ancak daha sonra ifadesini değiştirmişti. Değiştirdiği ifadesinde ‘tartışma ya da kavga olmadığını, olayın şakalaşmadan sonra meydana geldiğini’ anlatmıştı. Ancak Balıkçı Ailesi’nin itirazı üzerine, Ekşi yeniden ifade vermiş ve baskı altında ifadesini değiştirdiğini söylemiş, Ekşi hakkında ‘yalancı tanıklık’ yapmak suçundan dava açılmıştı. Davada ayrıca Ekşi’yi tehdit eden Ağaoğlu Ailesi’nin yakını Bülent Kaya da sanık olarak yargılanıyor.

Aydın 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam eden davanın son duruşmasında, Ekşi’nin ailesi, çocuklarının Ağaoğlu’nun ailesi tarafından nasıl baskı altına alındığını ve tehdit edildiğini anlattı.

Telefonla aradılar

Ekşi’nin annesi Dürdane Ekşi mahkemede verdiği ifadede, Ağaoğlu’nun dayısı olduğunu söyleyen birinin evi arayıp oğlu Halil’le görüşmek istediğini anlattı.

Anne Dürdane Ekşi mahkemede şunları söyledi: “Oğlum askerden geldikten sonra askerde bir ölüm olayı olduğunu anlatmıştı. Kıvanç isminden de bahsettiğini biliyorum. Gelmesinin üzerinden daha bir ay geçmemişti, evin telefonu çaldı. Kıvanç’ın dayısı olduğunu söyleyen bir kişi oğlumla görüşmek istediğini söyledi. Ben de korktuğumdan oğlumun işyerini ve telefonunu söylemedim. Eşimin telefonunu verdim, gerekirse dışarda buluşmalarını istedim. Sonrasında da Kıvanç’ın ablası olduğunu söyleyen bir kişi birkaç defa daha aradı, oğlumla görüşmek istedi. Ben yine oğlumun telefonunu vermedim. Daha sonra oğlum Halil’in telefonunu abisi kullanmaya başlayınca birkaç defa da onu aradılar ve onunla görüştüler.”

Sürekli tehdit ediyorlardı

Ekşi’nin babası Zülfikar Ekşi de mahkemede verdiği ifadede, oğlunun ifadesinin nasıl değiştirildiğini şöyle anlattı: “Oğlum askerden geldikten sonra hem cep telefonundan, hem de ev telefonundan aranıyordu. Halil bana ‘Baba beni sürekli tehdit ediyorlar’ dedi. Bir gün de eşimi aramış, Halil’in o kişilerle buluşacağını söylemişler. Buluşmaya ben de gittim. 50-55 yaşlarında bir erkek, elinde dilekçe türü bir şey vardı. O yazı üzerine konuştular, ‘Şunları düzeltelim, bunları düzeltelim’ diye. Ben karşı çıktım, bana ‘Sen karışma. Savcılığa biz dilekçe vereceğiz, ifade değişikliği yok’ dediler. Oradan ayrıldılar. Ben de gelmek isteyince, gerek yok dediler. Halil’le beraber savcılığa gittiler. Bana bu kişi, ölüme karışan kişinin dayısıyım ya da amcasıyım demişti.”
‘Olay farklı boyutlara gelir’ diye tehdit ettiler

Sanık Halil Ekşi’nin abisi, kardeşinin Ağaoğlu Ailesi tarafından sürekli rahatsız edildiğini ve bu yüzden kullandığı telefonu kendisinin aldığını söyledi. Abi Ekşi şunları anlattı: “Kıvanç’ın ablası ve dayısı sürekli arayarak kardeşimin ifadesini geri alması konusunda yönlendirici konuşuyorlardı. Olayın kasıtlı olmadığını, kaza olduğunu söylemesini istiyorlardı. Ben telefon konuşmalarında kardeşimin yanındaydım. ‘İfademi değiştirmem’ dediğinde ‘O zaman olay farklı boyutlara gelir’ diyerek tehdit ettiler.”

Mahkeme, tarafların esas hakkındaki beyanlarını hazırlamaları için duruşmayı erteledi.

‘Yargıtay kararı bozmalı’

Balıkçı Ailesi’nin avukatı İsmail Cem Halavurt ise Ekşi Ailesi’nin ifadesinin, Yargıtay kararını etkileyebileceği görüşünde. Yargıtay’ın tanıkların yeniden dinlenmesi gerektiğini belirterek kararı bozması gerektiğini belirten Halavurt şöyle konuştu: “Tanıkların baskı altında olduğunu iddia etmiştik. Bu çarpıcı ifadeler, bizi doğruluyor. Bundan sonra bu davanın adil bir şekilde sonuçlandığını söyleyemeyiz.”