Si dido Gomançelit Zuğaşi Bere*

[ A+ ] /[ A- ]

si-dido-gomancelit-zugasi-bere-1

Rabia YILMAZ – Diren Deniz SARI
Birgün

“Bir şey ürettim ben, üç beş kişilik değil, sevgi denen şey herhalde. Bütün dünyanın, bütün toprakları hepimizindir. Bütün şarkılar, dünyadaki tüm insanlarındır, tüm topraklar da memleketimizdir.”
Kazım Koyuncu

Kazım Koyuncu hem barışın, hem Karadeniz’in, hem de tüm ezilenlerin sesiydi. Sesindeki çok renklilik tüm dünyaya ulaştı. Onu sevenler Kazım Koyuncu’nun müzisyenliğinin yanısıra mücadelesini ve barış dilini de alkışladı. Kazım Koyuncu, bu ülkedeki her ırkın, her mezhebin, her dilin derdini dert edinmiş; hem müziği, hem de mücadelesi ile toplumun her kesimine nüfuz etmiş bir müzisyendi. Aramızdan ayrılışının 9. yılında hem Kazım Koyuncu’yu analım istedik, hem de Kazım gibi birçok Karadeniz insanının da yaşam hakkını elinden alan Çernobil Nükleer faciasını unutturmamak istedik.

Dina k’ak’i Kazım kimdi?

Artvin’in Hopa ilçesine bağlı Sugören Köyü’nde doğan Karadeniz’in asi çocuğu Kazım Koyuncu müziğe ortaokul birinci sınıfta mandolin çalarak başladı. İstanbul’a üniversite eğitimi için geldikten sonra müzikle yoğun olarak uğraşmaya başlayan Kazım Koyuncu, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden siyasi gerekçelerle ayrıldı.

1992 yılında henüz 20 yaşında iken Ali Elver ile “Dinmeyen” adlı özgün müzik grubunu kurdu ve profesyonel müzik hayatı başladı. Lazca müzik yapmak için bu gruptan ayrıldı ve Türkiye’nin ilk laz-rock grubu olan ‘Zuğaşi Berepe’yi kurdu. Bu grupla 1995’te ‘Va Mişkunan’ (Bilmiyoruz), 1998’de de ‘İgsaz’ (Gidiyor) isimli albümleri yaptı. Kazım Koyuncu, 2001 yılında ilk solo albümü ‘Viya’yı çıkardı. İkinci solo albümü ‘Hayde’yi Nisan 2004’te çıkardı.

26 Nisan 1986’da Ukrayna’nın Kiev yakınlarında bulunan Çernobil kasabasındaki nükleer santralda meydana gelen patlamanın ortaya çıkardığı radyoaktif etkiler nedeniyle kanser hastalığına yakalanan Kazım Koyuncu 25 Haziran 2005 tarihinde hayatını kaybetti.

Kazım’ın yaşam hakkı elinden alındı

Karadeniz’de yaşayan birçok insanın da kanser hastalığı sebebiyle ölümüne sebep olan Çernobil nükleer faciası, Kazım Koyuncu’nun ölümü ile son yıllarda Karadeniz Bölgesi’nde belirgin oranda artış gösteren kanser hastalığı arasındaki ilişkiyi yeniden gündeme taşıdı. ANAP’ın kurucularından olan ve Çernobil faciası sonrası çaydaki radyasyonun tehlikeli olmadığını kanıtlamak için kameralar önünde çay içen eski bakan Cahit Aral gibi AKP iktidarı da bu nükleer tehlikeyi hayata geçirmek konusunda hâlâ ısrarcı.

Kazım Koyuncu, herkesin yakalanabileceği basit bir hastalıktan hayatını kaybetmedi. Koyuncu, dünyada ve Türkiye’de kâr hırsıyla, her türlü tehlikeli uygulamaları hayat geçirmek konusunda ısrar eden güç ve kar sarhoşluğuyla insanları öldürmekten geri durmayan, muktedirler tarafından öldürüldü. Mevcut iktidar da her defasında, dünyada birçok örnekle nasıl facialar yaşandığını gördüğümüz ve bildiğimiz nükleer santralların faydalarından bahsetmeye ve projelerini hayata geçirmeye devam ediyor. İnsan yaşamının paradan sonra geldiği günümüz dünyasında, Kazım gibi nice güzel insanlar yitirdik ve yitirmeye de devam ediyoruz.

Kazım, bazıları için çok iyi bir müzisyen, bazıları için iyi bir insan, bazıları için mücadeleci bir hemşeri, bazıları için ise isyanın sesiydi. Kazım Koyuncu ise kendisi şöyle tanımlamıştı: ”Müzisyenim, ondan sonra bir Karadenizliyim ama hepsinin ötesinde bir devrimciyim.”

“Karadeniz’in Asi Çocuğu”nu herkes çok özledi”

Karadeniz’in asi çocuğu Kazım Koyuncu aramızdan ayrılışının 9. yılında çevre il ve ilçelerden gelen katılımcılar, Cizreli gençler, ‘3-5 Ağaç Kervanı’, Hopa’daki siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin katılımı ile anıtmezarı başında anıldı.

Kazım Koyuncu’nun müzisyen arkadaşı Mehmet Ali Beşliler anmada yaptığı konuşmada, ”9 yıl geçti Kazım’ı uğurlamamızın ardından. Kazımsız bir dünyada bize düşen görev Kazım’ın yaptığı gibi Kazım’ın olduğu gibi olmak. Kazım bu dünyanın daha adil daha güzel bir dünya olması için yaşadı ve bunun için mücadele etti ve bunun için şarkılar söyledi. Kazım bir lazdı, devrimciydi, Metin Lokumcu hocamız gibi bu dünyaya sahip çıkan bu değerlere sahip çıkan bir insandı. Bizim görevimiz de budur’’ dedi. Anmada söz alan Halkevleri Hopa İlçe Örgütü Başkanı Kamil Ustabaş, yıllardır yürüttükleri HES karşıtı mücadeleden bahsetti. Ustabaş, ”Kazım’ın doğduğu toprakların HES şirketleri tarafından yağmalanmasına asla izin vermeyeceğiz. Kazım bütün dillerde şarkılar söyleyerek bütün insanlığı kucakladı’’ dedi.

Kartal’da da anıldı

Kazım Koyuncu, ölümünün 9. yılında unutulmaz şarkılarıyla İstanbul’da Kartal’da anıldı. Anma etkinliğinde yüzlerce Kartallı, Kazım Koyuncu için Ankara Caddesi’nde bir araya geldi. Kazım Koyuncu’nun posterlerini taşıyan Kartallılar, Koyuncu’nun şarkıları eşliğinde Ankara Caddesi’nde yürüdüler. Koyuncu’nun ‘Dido nana’ şarkısıyla Ankara Caddesi’nden Kartal Meydanı’nda hazırlanmış konser alanına gelen yüzlerce Kartallı, Agon Halk Dansları Topluluğu’nun horon gösterisini izledi. Ardından Kartallı sanatçılardan oluşan ‘Yerçekimi Grubu’ sahne aldı.

Grup, Kazım Koyuncu’nun unutulmayan şarkıları olan ‘Dido nana’, ‘Tsira’, ‘Gidiyorum’, ‘Hayde’, ‘Hey gidi’, ‘Denizde karartı’ ve ‘Sevdiğin böyle ağlar’ adlı şarkılarını seslendirdiler. Yerçekimi’nin konserinin ardından ‘Irmağın Kıyısında’ adlı Karadeniz müzik grubunun, kemençe ve gitar eşliğinde Kazım Koyuncu’nun Karadeniz türkülerini seslendirmesiyle anma programı sona erdi.

Sosyal medya da andı

33 yaşında akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybeden Karadenizli müzisyen Kazım Koyuncu, sosyal medyada da anıldı. Sosyal paylaşım sitesi Twitter’da Kazım Koyuncu’nun sevenleri tarafından açılan #KazımKoyuncu ve #ŞairCeketliÇocuk hastagleri en çok konuşulan başlıklar oldu.