ETHA
HDK Şişli İlçe Meclisi, 80 yaşındaki Ermeni Markrit Camkosoğlu’na yönelik saldırı ile Kurtuluş’ta LGBT’lere yönelik son dönemde yoğunlaşan saldırılara dikkat çekerek, birlikte yaşama kültürünün Şişli’nin en önemli ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Basın açıklamasından önce söz alan BDP Şişli İlçe Eşbaşkanı Mahmut Çağıllı, Şişli’nin her kimlikten her yönelimden insanın yaşadığı bir yer olduğunu vurguladı, bu saldırılara verilecek cevabın birlikte yaşama kültürü ve dayanışma olduğunu dile getirdi.
Çağıllı’nın ardından söz alan Nor Zartonk üyesi Melis Tantan ise, Feriköy ve Kurtuluş’ta yaşanan saldırıların Ermeniler için ilk olmadığını belirtti, “Ermeniler 1915 soykırımından bu yana benzer saldırılarla karşılaşıyorlar” dedi. Ermenilerin ve LGBT’lerin kesinlikle yalnız olmadığına dikkat çeken Tantan, Ermenileri kendi içlerinde birlik olmaya çağırırken, tüm cinsel yönelimleri ve kimlikleri de birlikte mücadeleye davet etti.
Dut Ağacı Kolektifi’nden Ercan Aktaş ise, Şişli’de bugüne kadar bir çok LGBT bireyin öldürüldüğünü vurgularken, bu saldırıların ancak ortak mücadele ile son bulacağını kaydetti.
HDK Şişli İlçe Meclisi adına basın açıklamasını okuyan LGBT aktivisti Levent Pişkin, Şişli’nin bir çok farklı kimlik ve yönelimden insanın yaşadığı kozmopolit bir ilçe olduğunun altını çizdi. Birlikte yaşama kültürü, eşitlik ve yerel demokrasi pratiklerinin Şişli’nin en temel ihtiyaçları olduğuna vurgu yapan Pişkin, buna karşın Şişli’de son dönemde nefret saldırılarının dikkat çekici bir boyuta ulaştığını kaydetti.
‘Şiddet AKP iktidarı ile arttı’
Yaşanan şiddet ve linç girişimlerinin AKP iktidarı ile artış gösterdiğini belirten Pişkin, şovenizm, erkek egemen politikalar ve homofobi/transfobinin daha önceki iktidarlarda olduğu gibi AKP tarafından da kendi iktidarını sağlamlaştırmanın bir aracı olarak kullanıldığının altını çizdi.
Son dönemde Şişli/Kurtuluş Caddesi’nde LGBT’lere yönelik yoğunlaşan saldırılara dikkat çeken Pişkin, Şişli’deki LGBT’lerin son yıllarda bu tür saldırılarla mücadele etmek zorunda kaldığını belirtti.
Saldırıların yalnızca fiziksel değil, hakaret ve keyfi cezalar ile de yaşandığını kaydeden Pişkin, bu saldırı ve tacizlerin LGBT bireylerin sokakta olmalarını engellemek ve yaşam haklarını ellerinden almaya yönelik olduğunu dile getirdi.
Anayasa’da LGBT bireylerin haklarının güvence altına alınmasını talep eden Pişkin, Şişli halkını ise linç, taciz ve cinayetlere karşı LGBT’lerin yanında olmaya davet etti.
‘Soykırımın 100. yılına yaklaşırken daha fazla saldırganlaşacaklar’
Pişkin, Şişli Feriköy’de yaşayan 80 yaşındaki Markrit Camkosoğlu’nun geçtiğimiz hafta evinde uğradığı saldırının, toplumda yaratılmak istenen şovenist dalganın Kürtler kadar Ermenileri de hedef aldığını gösterdiğini kaydetti. Ermeni soykırımının 100. yılına yaklaşılırken, soykırım gerçeği ile yüzleşemeyenlerin daha fazla saldırganlaşacağını kaydeden Pişkin, bu saldırıların kadınlara yönelik gerçekleşmesinin ise dikkat çekici bir başka nokta olduğunu vurguladı.
Her gün en az üç kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü hatırlatan Pişkin, Feriköy ve Samatya’da Ermenilere yönelik gerçekleşen nefret saldırılarında da kadınların hedef alınmasının tesadüf olmadığına dikkat çekti.
Şişli halkını yaşanan saldırılara karşı sorumluluk almaya çağıran Pişkin, herkesi “Nefrete son” demeye çağırdı.