“Su paniği yaşıyoruz; çünkü hazırlıksızız”

[ A+ ] /[ A- ]

kuraklık_m

Bianet

Su Politikaları Uzmanı ve eski Devlet Su İşleri Yöneticisi Yılmaz, Türkiye’de su yönetiminde planlama ve altyapı eksikliğine dikkat çekerek bir an önce “Kuraklık Eylem Planı”nın uygulanması gerektiğini belirtti. Türkiye’de yağışların mevsim normallerinin altına düşmesiyle yaz aylarında su sıkıntısı olacağı konuşuluyor.

Bugün itibarıyla İstanbul’da barajlardaki doluluk oranı 30,72. Geçen yıl bu oran yüzde 82’ydi. Ciddi kuraklığın yaşandığı 2008’de ise yüzde 29,5’ti. İstanbul’a günde 2,5 milyon metreküp su veriliyor. Şu anda hazırda yaklaşık 300 milyon metreküp su olduğu tahmin ediliyor.

Uzmanlar önümüzdeki günlerde yağış artsa da bunun barajları doldurmaya yetmeyeceğini savunuyor.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysi Eroğlu ise bugünkü açıklamasında “İstanbul’u susuz bırakmayacağız. Kuraklık devam etse bile İstanbul’un içme suyu ihtiyacını karşılamak için alternatif planlarımız var” dedi.

Peki neden her yağış azaldığında su sıkıntısı paniği yaşanıyor?

Su yönetimi

bianet’e konuşan Su Politikaları Uzmanı ve eski Devlet Su İşleri (DSİ) Yöneticisi Dursun Yılmaz, bu paniği kurak dönemlere hazırlıksız olmamıza bağlıyor.

“Türkiye’nin bu dönemleri en az sorunla atlatabilmesi için önce suyun daha verimli kullanılmasını sağlamalı ve aynı zamanda depolama kapasitesini arttırmalı. Bunu doğanın sınırlarını zorlamadan yapmalı.”

Yılmaz, son dönemde bazı ileri adımlar atılsa da su yönetimi konusunda kurumların yasal mevzuata ve güçlü bir kurumsal yapıya sahip olmadığını belirtti.

“Olası riskleri düşündüğümüzde bu konuda çok hızlı kararlar verip uygulamaya geçirebilecek bir merkezi kamusal yapıya ve merkezi planlamaya ihtiyaç var. Tabii bölgelerde ve havza bazında yeni yapılanmaların da hızla gerçekleşmesi lazım. Türkiye iki sene üst üste gelen kurak periyodu atlatamıyor. Bunun için yeterli hazırlık ve uygulamada etkili olacak bir planı ve gerekli altyapısı yok. Şimdi önümüzdeki sene de kurak geçerse su sıkıntısı krize dönüşür.

Planlama

“Bugün ancak yaşanacak sorunların olumsuz etkilerini azaltmak için bazı dönemsel tedbirler alınabilir. Bu yılın kurak geçeceği konusunda birçok kişi, kurum ve hatta ilgili bakanlıklar da hemfikir olduğuna göre şimdiden siyasi kaygıları bırakıp ‘Kuraklık Eylem Planı’nın uygulanmasına başlanmalı. İçme suyu konusunda vatandaşlara suyun daha kısıtlı kullanılması için çağrılar yapılmalı.”

Suyun ticarileşmesi

İnsan hakkı olan suyun toplumsal çıkarlar gözetilerek yönetilmesi gerektiğini belirten Yılmaz, suyun ticarileşmesinin de ileride büyük sıkıntılara yol açacağına dikkat çekti.

“Su kaynaklarının geliştirilmesi ve kullanılması artık sadece mühendisliğin öznesi olduğu bir konu değil.Suyun topluma kamu hizmeti olarak teminine devam edebilmek için ise politik kararlılığa ve çok kapsamlı ileri görüşlü çalışmalara ihtiyaç var. Yoksa bu alanı çeşitli baskılar altında uluslararası sermayeye teslim edersiniz.”