Taniel Varujan Kimdir?

[ A+ ] /[ A- ]

BİA Haber Merkezi

Kendine özgü şarkıcısı ve olağanüstü şairi, hayat dolu bir hayal gücüne ve görülmemiş bir üretkenliğe sahipti.

1884’te, Sivas’ın Pırtnik köyünde doğdu. 12 yaşında İstanbul’a gelip Beyoğlu ve Kadıköy’deki Mıkhitaryan okullarında okudu. Eğitimini Venedik’teki Murat Rafael Mıkhitaryan Okulu’nda sürdürdü. Buradan mezun olduktan sonra, Brüksel’deki Gandhi Üniversitesi’ne yüksek öğrenimine başladı.

Bu yıllarda şiirleri, “Pazmaveb”, ”Keğuni”, ”Anahid”, ”Şirag”, ”Razmig”, ”Hayrenik” gazetelerinde yayınlanmaya başladı ve büyük bir dikkat çekti. Üniversiteden mezun olduğunda Meşrutiyet’in ilanıyla, diğerleri gibi heyecanla İstanbul’a döndü. Ancak diplomat olmak için eğitim almış bu genç yetenek 1909’da yaşam çizgisinde radikal bir değişiklik yaparak öğretmenliğe başladı. 1912’ye kadar, Sivas ve Tokat’ta bulunan birçok Ermeni Lisesinin Müdürlüğünü yaptı. n Yakınmaları), “Hetanos Yerker”ı (Putperest Şarkılar) sayabiliriz. n şiirini ve önemini şu sözlerle anlatıyor:n da bulunduğu 5 kişi, tutuklandıktan sonra götürüldükleri Çankırı’dan iki arabayla yola çıkarıldılar. Atlı bir jandarma ve bir polis onlara eşlik ediyordu.

1912’de İstanbul’a döndü ve Beyoğlu’ndaki Ermeni Katolik Lusavoriç Okulu’nun başına geçti ve burada sayısız değerli öğrenciler yetiştirdi. Eserleri arasında “Sarsurner” (Ürpertiler), “Çartı” (Kıyım), “Dırdunçk Demircibaşyani”.

Ama en ünlü kitabı, şiirlerini topladığı “Hatsin Yerkı” – Ekmeğin Şarkısı’dır. Bu eserini Teotig’in deyişiyle, “sevgili eşinin”, “baskıcı rejim zabitlerinin elinden zor kurtardığı” bilinir. Yoksulluğun, alın terinin, emeğin, aşkın ve yurtseverliğin, kendine özgü şarkıcısı ve olağanüstü şairi, hayat dolu bir hayal gücüne ve görülmemiş bir üretkenliğe sahipti.

Şair Cem Yavuz, Varujan’ın şiirini ve önemini şu sözlerle anlatıyor:

“ 20. yüzyıl dönümünde Ermeni toplumunun umutlarını dile getirme açısından Siamanto ve Varujan, çağdaşlarına göre çok daha etkin olmuşlardır. İki şair de şiirlerinde destansı öğelere, epik göndermelere ve pagan döneme ait imajlara yaslanarak sembolik bir biçemle özgürlük düşünü dillendirmiş ve Ermeni sanatında bir yenidendoğum için çaba göstermişlerdir. 1896 Kilikya (Adana) olayları esnasında babasının İstanbul’da haksız yere suçlanıp hapsedilmesiyle, örgütlü kötülüğün Varujan için kurguladığı ağıdın ilk dizeleri yazılmış olur.”

13 Ağustos 1915 Perşembe sabahı, aralarında Ermeni şiirinin iki büyük ismi Taniel Varujan ile Rupen Sevag’ı sürgün günlerini birlikte geçirdikleri Teotig o günü şöyle anlatıyor:

“”yrılacağımız gece, evimiz görece olarak kederden uzak durdu. Aşçımızın da yardımı ile tatlılar ve diğer lezzetli şeyler pişirmekle uğraştık. Sevag Ayaş’taki arkadaşımız için yanına alacaktı. Tatlıların en iyi parçalarını da sevgili arkadaşıma, yakından tanıdığım Siamanto’ya ikram ettim. Tatlı olan her şeye zaafının farkındaydım. Gece geç yattık ve çok az uyuduk. Gün doğmadan ayaklandık. Kafamız, bu ayrılışa neden olan kötü kader ile meşguldu. Sevag yine eşi ve oğluna ilişkin rüyalar görmüştü. Rüyasında karısı son derece zayıflamış ve çirkinleşmişti. Oğlu ise alışılmadık derecede şişmanlamıştı, ama yakışıklıydı. Aramızda rüyaların ne anlama geldiğinin açıklanabileceğine inanların çıkardığı tek sonuç ise, büyük bir felaketin yaklaşmakta olduğu yolundaydı.

“Arabacı erkenden sökün etti, kısa bir süre için ayrılıp, kasaba yakınlarındaki sürgünlerin toplanma yerine, köprübaşına gittik. Karanlık Ayın olmadığı karanlık bir Ağustos gecesi, beş arkadaşımızla vedalaşıp, yolcu ettik.

“O gece, saat 12.00’den hemen önce öldürüldükleri haberini aldık. Haber Tuney’den Çankırı’ya telefonla ulaşmıştı. Polis şefi Nurettin ve İttihat Partisi genel müfettişi Oğuz, bu ölümcül haberi neşeyle karşıladılar.”

Oysa Varujan şöyle sesleniyordu insanlara:

Dünyayı Takdis

Dünyanın doğu tarafında

Barış olsun.

Tarlanın apak çığırları

Kan değil, ter aksın

Ve çınlarken akşam çanı

Eğilsin herkes takdise…

Dünyanın batı tarafında

Bereket olsun.

Her yıldızdan çiy yağsın

Her başaktan altın saçılsın,

Ve koyunlar tepelerde otlarken

Filiz, çiçek bitsin yerden…

Dünyanın kuzey tarafında

Bolluk olsun.

Buğdayın altın denizinde

Yüzsün daima orak, tırpan,

Bugdayin tanelerinin genis ambari acildigi zaman

Mutluluk sarsın dört yanı.

Dünyanın güney tarafında

Ağaçlar meyveye dursun.

Peteklerden ballar damlasın

Kadehlerden şarap aksın

Ve gelinler yoğururken ak ekmeği

Söylensin aşk şarkıları…