Tebligatlar Ulaştıkça Üç Horan’a Tepki Artıyor

[ A+ ] /[ A- ]

Agos Gazetesi

Beyoğlu Üç Horan Kilisesi Vakfı Seçim Kurulu Başkanı Ara Işıtman’ın şikâyeti üzerine Beyoğlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 603 kişiye açılan davanın tebligatları davalılara ulaşmaya başladı.

Sanıkların, özel ve resmi evrakta sahtecilik yaptıkları iddiasıyla yargılanacakları davanın ilk duruşması 23 Kasım günü saat 9.30’da yapılacak. Agos’un geçen hafta, davayla Üç Horan Vakfı’nın ilişkisini ortaya koyan belgeyi yayımlamasının ardından, gazetemizin baskıya girdiği saatlere kadar vakıf yönetimi sessizliğini korudu.

Artık yeter

Üç Horan Kilisesi Vakfı’nın aksini iddia etmesine rağmen, dava ile vakıf arasındaki bağlantının ortaya çıkmasının ardından, toplumun hemen her kesimi Üç Horan Vakfı yönetimine tepki gösteriyor. Agos’a konuşan Kumkapı Surp Harutyun Kilisesi Başkanı Varujan Tavra, 603 kişiye açılan dava hakkında Patrikhane’nin sessiz kalmasını eleştiriyor.

Patrikhane’nin, vakıfların işleyişi hakkında inisiyatif alması gerektiğini kaydeden Tavra, “Patrikhane’ye gidip durumu anlattığımızda ‘Benim vakıflar üzerinde bir yetkim yok, ben müdahale edemem’ dendi. Patrikhane, Ermeni kiliselerinin patrikhanesi değil mi? Üç Horan’ın üzerinde ‘Japon Kilisesi’ yazmıyor, ‘Ermeni Kilisesi’ yazıyor. Patrikhane sessiz kalmamalı!” diyor. Dava nedeniyle toplum içinde ayrışma yaşandığını belirten Tavra, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben VADİP toplantısında Üç Horan’a şeffaflaşma çağrısı yaptım. Vakıflar kimsenin babasının malı değil. Üç Horan kapalı bir kutu, hesap veren yok. Herkes çok kızgın Üç Horan yönetimine. Toplum ‘Artık yeter!’ diyor. Vakfın bu yıl zarar ettiğini açıklaması da çok hayret verici. Oradaki yolsuzluk iddiaları, diğer vakıfları da zan altında bırakıyor.”

Kara bir leke

Kumkapı Surp Harutyun Kilisesi yönetiminden Aruş Taş ise, Üç Horan’ın açtığı davanın Cumhuriyet tarihinde örneğine az rastlanan bir dava olduğunu belirterek, “Üç Horan yönetiminin halkından ne kadar nefret ettiğinin bir göstergesi olan bu dava Ermeni tarihinde kara bir leke olarak yerini alacaktır. Bütün vakıfların yöneticilerinin, Surp Pırgiç Hastanesi ve Topkapı Nigoğayos vakıflarının yöneticilerinin yaptığı gibi tepki göstermesini bekliyoruz. Mahkemeye verilen insanlar, mensubu oldukları toplumun vakıfları tarafından dava edildikleri için çok üzgünler, aynı zamanda da tedirginler. Üstelik hiçbiri oy kullanmadı. Üç Horan yönetimi davayı kendilerinin açtığını inkâr etse de, davayı onların açtığının belgesi yayımlandı, herkes davayı Üç Horan’ın açtığını öğrendi. Hem vakıf yöneticileri hem de Ermeni halkı tepki göstermeli. Okullar zor durumda, işsizlik had safhada, birçok insan çocuğunu okutmakta güçlük çekiyor. Yıllardır rant ve para için vakfın yönetimini bırakmıyorlar” dedi.

Soruşturma eksik

Beyoğlu Üç Horan Vakfı’nda oy kullanmak amacıyla ikametlerini Beyoğlu’na taşıyan 603 kişiye açılan davayı takip eden Avukat Murat Yakışır, iddianamenin eksik soruşturma yapılarak hazırlandığını belirtiyor. Aynı anda 600 kişinin evrakta sahtecilik yapmakla suçlandığı bir davanın “Türkiye’de bir ilk” olduğunu söyleyen Yakışır, savcının iddianameyi sanıkları sorgulamadan hazırlamasını şöyle eleştiriyor: “Evrakta sahtecilik suçu sıkı şartlara bağlanmıştır. Her şeyden önce bir menfaat sağlanıp sağlanmadığına bakılır. Burada sanıklara oy kullandırılmadı, Sarı Liste seçime giremedi. İddianame hazırlanmadan önce sanıkların ifadesi alınmadı ve davada ortaya somut bir delil konmadı. 600 kişinin yargılandığı bir davada savcının bunları özellikle yapması gerekiyordu. Bir tek Ara Işıtman’ın şikâyetiyle dava açıldı. Böyle bir hukuk düzeni olamaz.”

Işıtman yetkisini aştı

İkametin, yeni uygulama ile, resmi görevliler ve kolluk görevlilerinin denetiminde taşınabildiğine dikkat çeken Yakışır, sözlerini, Ara Işıtman ve yönetim kurulunun yetkilerini aştığını vurgulayarak noktaladı: “Seçim Tertip Heyeti Başkanı Işıtman, kendisini savcı, Vakıflar Müdürü veya Beyoğlu Emniyet Amiri yerine koyup 600 kişiyi mahkûm ediyor. Oysa hiçbir kanunda Seçim Tertip Heyeti’ne ikametgâh belgesini esastan kontrol etme yetkisi verilmemiş. Ara Işıtman, avukatlar yasasına da aykırı olarak, bürosunu ikametgâhı olarak gösteren Simon Çekem’i neden dava etmemiş? Bana kalırsa bu dava, ikametleri Beyoğlu’nda olmasına karşın bu insanlara oy kullandırılmadığını örtbas etmek amacıyla açılmış. Bu bir suçtur ve biz de gerekli davaları açacağız.”