Eren KESKİN
Özgür Gündem
Avukatlık, “kendi seçtiğin davaları” alabiliyorsan, yani, “fazla parada gözün yoksa” güzel bir meslektir. İstediğin insanları ve istediğin olayları savunmak, insana hem haz verir, hem de politik olarak mutlu kılar. Ben de böyle avukatlardan biriyim. Benim gibi, diğer bazı arkadaşlarım gibi, gerçekten savunmayı üstlendiğim kişi ve olaylardan olumlu yönde etkilendim her zaman.
Son dönemlerde beni en çok heyecanlandıran davalardan biri, 12 Eylül Askeri Darbesi döneminde idam edilen Levon Ekmekçiyan’ın ailesinin avukatlığını almam oldu. Levon Ekmekçiyan 1982 yılının Eylül ayında, Ankara Esenboğa havalimanında meydana gelen bir olayda, ASALA militanı olduğu iddiası ile, yaralı olarak yakalanmış ve bir ay içinde davası görülmüş, tek celsede idamına karar verilmiş bir Ermeni.
Anlatılanlara göre, iki kişiler ve polisin ateş açması üzerine bir çatışma çıkmış ve ne yazık ki bu çatışmada sivil insanlar yaşamlarını yitirmiş.
“Öyle ya da böyle” Levon Ekmekçiyan, “savunma haklarını” kullanmasına dahi izin verilmeden ve de avukatsız olarak tek celsede idam cezası ile cezalandırılmış… “Ermeni Soykırımı” beni çok yakından ilgilendiren bir konu. Bu konuda açık söylüyorum, kendimi her zaman “Diaspora Ermenileri”ne yakın hissettim.
Diaspora öyle bir duygu yarattı ki, acıların, tarihin, “uzakta olduğun için” daha da yaralayıcı olur!
Ve bu duygu bana göre çok haklı ve anlaşılırdır. Ben, coğrafyamızda herkesin Ermeni Soykırımı konusunda “kirli” olduğuna inanırım. Toplumsal olarak biraz da olsa, “temizlenmemiz”in ilk şartının, T.C. Devleti’nden, soykırımın tanınmasını talep etmek ve Ermenilerin tüm zararlarının karşılanmasını istemek olduğunu düşünürüm.
İşte bu nedenle, Ekmekçiyan davası beni çok heyecanlandırdı. Ve ailesinin tavrı da çok yaraladı.
Ekmekçiyan son derece antidemokratik bir yargılanma sonucunda idam edilmişti. Ancak ailesinin bu konuda tek bir talebi yoktu.
Tek talepleri mezarlarının yerini öğrenmek ve çocuklarının cenazesinin kendi istedikleri yerde ve kendi usullerine göre gömülmesi!
Sadece bu kadar!
Soykırımın büyük acı ve kayıplarını yaşamış bir aile, aradan geçen 31 yılın sonunda, sadece mezar istiyorlar!
Bana çok acıtıcı geldi bu talep.
Anneleri ağır hasta imiş. Belki de 31 yıl mezarını bile göremediği çocuğunun başında dua etmek, son isteğidir O’nun.
Ben de bu talebe yardımcı olabileceksem, gerçekten çok mutlu olacağım.