“Torunlar” 1915’i, Tehciri, Ermeni Nine ve Dedelerinin Acılarını Anlatıyor

[ A+ ] /[ A- ]

BİA Haber Merkezi

Fethiye Çetin ve Ayşe Gül Altınay’ın birlikte hazırladıkları, Metis’ten çıkan “Torunlar” isimli kitapta 24 Anadolulu Ermeni torun nine ve dedelerinin 1915’te ya da öncesinde yaşadıklarını anlatıyor, kendilerini anlatırken yüzleşmesi güç soruları da gündeme getiriyorlar.

Avukat-yazar Fethiye Çetin ve Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Yard. Doç. Ayşe Gül Altınay’ın birlikte hazırladıkları “Torunlar” isimli kitap Metis Yayınları’ndan çıktı.

Kitap, 1915’te ya da öncesinde müslümanlaştırılarak, asimile edilerek Anadolu’da kalmış Ermeni çocuklarının hikayelerini anlatan torunların anlatımlarından oluşuyor. Şimdilerde orta yaşlarını sürmekte olan bu torunlar Ermeni dedelerini, ninelerini, kendilerini anlatırken yüzleşmesi güç soruları da gündeme getiriyorlar.

“Torunlar”ın arka kapağında şöyle yazıyor:

“Bugün Türkiye’de yaşayanlar kendi hikâyelerini ne kadar biliyor, nelerin üstü örtülüyor, bu sırlar bizi nasıl etkiliyor? Neredeyse yüz yıl sonra 1915’te yaşananlar ‘torunlar’ için ne ifade ediyor? Neden yüz yıl sonra bugün ninelerin, dedelerin Ermeni olduğunu söylemek bu kadar zor, bu kadar sancılı? Bu acının ve suskunluğun üzerine gitmek başka acıları ve suskunlukları görmemize, konuşmamıza, aşmamıza yardımcı olabilir mi? Veya başka acıların ve suskunlukların daha oluşmadan önlenmesine katkı sağlayabilir mi?

“Burada hikâyesini okuyacağınız kişiler bizi kendimizle, ailemizle, komşularımızla, arkadaşlarımızla tanışmaya, birbirimizin hikâyelerine kulak kabartmaya davet ediyorlar. Yalanlardan, gerçek korkusundan kurtulup geçmişimizle yüzleşmeden barışçıl bir geleceğe varamayacağımızı hatırlatıyorlar bize…”

Altınay ve Çetin’in önsözünde okuması zor bir kitap dediği “Torunlar”da kişisel hikayelerini anlatanlar ve öykülerinin başlıkları şöyle:

Barış: İnsan bağırmak istiyor
Deniz: Benim dünyama ait şeylerin saklanması
Arif: Bu gizleme güvensizliği körüklüyor
Rüya: Talan eden konumunda olsalardı
Gülçin: Binlerce kadının hikâyesi aynı
Nükhet: Babamın neden halası, amcası, kuzeni yoktu?
Naz: Basında Ermeni olmak küfür gibi
Qesra Kişo Özlemi: “Öteki kimliğinizin” bilinmesi
Mehmet: Askerde öğrendim
Bedrettin Aykın: Gâvur kızı Bedriye’nin oğlu
Zerdüşt: Bir sabah uyanıyorsun
Ayça: İnsanın kendi gerçeği
Gülşad: Suçmuş gibi konuşulmadan
Vecibe: Büyükannenin ismi Vartanuş
Halide: Ermeniler’in yumurta dağıttıkları gün
Murat: Dağda bir ağacın dibinde
Henaramın: İki satır bir şey kalsın
Şima: Neden herkes tek başına?
Salih: Niye yalan söylesin ki?
Melek: O vicdanla yaşamak
Aslı: Tarihten çocuklarımız ders almalı
Ali: Barış adına, kardeşlik adına
Berke Baş: Büyükannemin hikâyesi üzerinden
Elif: Geçmişi gelecek için kurcalıyoruz

Kitabı yayına hazırlayan Çetin, “Hikayelerden Köprü Kurmak” ve Altınay da “Suskunluk Katmanları Aralanırken: Müslümanlaş(tırıl)mış Ermeniler Nerede?” isimli iki makaleyle “Torunlar” yer alıyorlar.

Önsözde Çetin ve Altınay, “Bu kitapta hikâyesini okuyacağınız kişiler bizi kendimizle, ailemizle, komşularımızla, arkadaşlarımızla tanışmaya, birbirimizin hikâyelerine kulak kabartmaya davet ediyorlar” diyor. “Torunların hikâyeleri bizi tüm acıları aynı derecede önemsemeye, farklı acılar arasındaki ilişkileri görmeye ve hepsini ortadan kaldırmak için mücadele etmeye davet ediyorlar” diye ekliyorlar.