Tuzla işçisi yalnız değildi !

[ A+ ] /[ A- ]

Sayat TEKİR

Özellikle 1990dan sonra uygulanmaya başlayan neo-liberal politiklar hayatın her alanında -Ermeni, Kürt, Türk demeden- işçileri, memurları ve esnafları etkilemektedir. GATT gibi uluslararası anlaşmaların Türkiye’de uygulanması ve iktidara gelen hükümetlerin IMF’nin para politiklarının uygulaması; günümüzde emekçilerin, Sosyal Haklardan Kıdem Tazminatı hakkına birçok hakkının gasp edilmesi sürecini doğurdu. Devetin temel görevlerinden olan sağlık hizmetinin dahi ”paralı” hale gelerek ‘paran kadar sağlık hizmeti’ mantığı da bu sürecin son parçalarından biridir. Bunun yanı sıra süregelen taşeronlaştırma ve hiçbir sosyal hakkı olmayan ”kayıt dışı” işçi çalıştırma gibi insan hayatını ucuzlaştıran sorunlar, işçi ölümlerini sıkça duymamıza neden olmaktadır. Özellikle son sekiz aydır işçi ölümleri ile duyduğumuz Tuzla Tersaneler Bölgesi bugün ölümlere dur demek için 24 saat sürecek bir grev ile tekrar gündemdeydi.

Tersane Gemi Yapım-Onarım İşçileri Sendikası; Limiter-İş in örgütlediği Tersane işçileri grevi Bugün saat 11 itibari ile başladı. Sabah saat 7.30da grevi başlatmak için alana gelen içinde Limiter-İş Genel Başkanı Cem Dinç’inde bulunduğu 86 kişi gözaltına alındı. Çevik kuvvetin hak arayan işçilere ve sendikacılara saldırması ve polisin Sendikanın çadırlarına el koyması işçiler tarafından tepki ile karşılandı.
Saat 11’de İçmeler Tren istasyonunda buluşan yaklaşık 1000 kişi Tersaneler Caddesine doğru yürüyüş yaptılar. Nakliyat-İş, Genel-iş, Emekli-sen, Genç-sen, Eğitim-sen, Hava-iş, Kristal-iş, OLEYİS ve DİSK’e bağlı diğer sendikaların yanı sıra Umut Kooperatifi, SHP, DSP, ESP ve Mücadele Birliğide greve destek verenler arasındaydı.

Desan Tersanesi önüne gelen grup adına Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanı Süleyman Çelebi, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Başkanı İsmail Hakkı Tombul , Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Başkanı ve İstanbul milletvekili Ufuk Uras, Almanya Sendikalar Konfederasyonu’ndan Dirk Höhner, Türk Tabipler Birliği Genel Sekreteri Hüseyin Demir ve DSP Başkanı Zeki Sezer konuştu. Süleyman Çelebi tersanelerdeki işçilerin %90’ının kayıtdışı çalıştığının belirterek ölümlerin son bulmasını istedi. İsmail H. Tombul ise AKP hükümetinin uyguladığı neo-liberal politikalar ile tüm Türkiye’yi Tuzla gibi yapmaya çalıştığını belirterek sendikasızlaştırma konusuna değindi. Ufuk Uras ise Türkiye’de taşeron işçilerin olduğu gibi ABD ve İMF politiklarının uygulayıcısı taşeron siyasetçilerin de olduğuna vurgu yaparak hak, yaşam ve sendika mücadelesinin ne zamandan beri suç teşkil ettiğini sordu. Dirk Höhner ise patronların, maksimum kar için işçi sağlığını önemsememelerine karşı mücadele verilmesi konusundaki görüşlerini belirtti. Ayrıca birçok yurt içi ve yurt dışı sendika ve konfederasyon da greve destek verdiklerini yolladıkları mesajlar ile belirttiler.

Greve polisin çok sert müdehalesinden sonra sorulan sorular üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “Çözüm için bütün kapıların açık olduğunu söylüyor ve bu çalışmaları yapıyorsak buna rağmen hala orada ne eylemi yapıyorsunuz?” dedi ve yaşam hakkının savunan işçilere çıkıştı.

Eylemciler ve işçiler akşam Tuzla meydanına çadır kurduktan sonra yarın saat 11’e kadar Tuzla’da kalacaklar.