Yarattığınız Katilin Arkasına Saklanmayın

[ A+ ] /[ A- ]

Uygar GÜLTEKİN
Agos Gazetesi

İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Temmuz’da ‘suça sürüklenen çocuk’ hakkında kararını verdi. Ogün Samast, Hrant Dink’i tasarlayarak öldürmek ve ruhsatsız silah bulundurmak suçlarından toplam 22 yıl 10 ay hapse mahkûm oldu. Samast, sadece bu davadan hüküm giyecek olursa 10 yıl daha hapis yatacak ve 31 yaşında belki de Mehmet Ali Ağca gibi cezaevi önünde davul zurnayla karşılanıp aramıza karışacak.

Bugün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Ogün Samast’ın yargılandığı diğer davanın 19. duruşması yapılıyor. Konusu ‘Hrant Dink’i öldürmek amacıyla terör örgütü oluşturmak’ olan davada ikisi tutuklu 19 sanık yargılanıyor. Davanın tutuklu sanıkları, Samast’ı cinayete azmettirdiğini kabul eden Yasin Hayal ve ‘Cinayeti önceden haber verdim, işimi yaptım’ diye kendini savunan Trabzon Emniyeti’nin haber elemanı Erhan Tuncel…

Karşı karşıya olduğumuz bu tabloyu çizenler, Hrant Dink cinayetinde tüm gerçeklerin ortaya çıkmasını bekleyenlere şunu söylüyor: Cinayeti tek başına işleyen Ogün Samast hak ettiği cezaya çarptırılıyor. Onu suça sürükleyenler de yakında ‘cinayet amaçlı terör örgütü kurmak’ suçundan TCK’nın öngördüğü cezalara çarptırılacak. Böylece adalet yerini bulmuş olacak ve siz de huzur içinde evlerinize dönebileceksiniz.

Oysa Rakel Dink’in cenaze töreninde dediği gibi, “Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz”. Ve o karanlık, cevap bekleyen yüzlerce soruyla bu ülkenin üstüne çökmüş durumda. Yarattıkları katilin arkasına gizlenerek bu karanlığın ortasında iktidarlarını sürdürmek isteyenler teşhir edilmedikçe hiçbir şey bilmiş olmayacağız. Ama biz biliyoruz ki, ancak gerçekleri bildiğimiz zaman özgür olacağız.

Gerçek failler bulunmadan adalet asla yerini bulamaz

Ogün Samast, gazetemizin kurucusu Hrant Dink’i öldürmek ve ruhsatsız silah bulundurmak suçlarından yargılandığı davada 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.

İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi 25 Temmuz Pazartesi günü kesin kararını açıkladı. Mahkeme Samast’a, ‘tasarlayarak adam öldürmek’ suçundan, 5237 sayılı TCK’nın 82-1 maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme, katilin cinayeti işlediğinde 18 yaşından küçük olmasını dikkate alarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını 21 yıl 6 ay hapis cezasına indirdi. Mahkeme Samast’a, ‘ruhsatsız silah bulundurmak’tan, önce 2 yıl hapis cezası ve 900 TL adli para cezası verdi. Ancak yine suç tarihinde 18 yaşından küçük olmasını dikkate alarak cezayı 1 yıl 4 ay hapis cezası ve 600 TL adli para cezasına indirdi. Mahkeme cezalarla ilgili erteleme veya indirim hükümlerini uygulamadı.

Ceza İnfaz Yasası gereğince Samast, yaşı 18’den küçük olduğu için aldığı cezanın 3’te 2’sini yatacak. 14 yıl cezaevinde yatması gereken Samast, 4 yıldır da tutuklu olduğu için 10 yıl hapis yatacak. Samast ayrıca örgüt suçundan da Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya devam ediyor.

Mahkemenin verdiği kararı duruşmanın hemen ardından değerlendiren Avukat Fethiye Çetin “Kendi içinde tutarlı bir karardır” dedi. Samast’ın ‘örgüt suçundan’ dolayı diğer davasının da devam ettiğini belirten Çetin, “Üst sınıra yaklaşarak cezalar verildi. Mahkeme yaş küçüklüğü dışında indirim yapmadı. Samast’ın ve avukatının savunmalarına itibar etmedi” dedi.

Beraatini istedi

Ogün Samast’ın savunmasına devam ettiği davada, iki duruşmadır savunma yapmayan avukatı Levent Yıldırım da savunma yaptı.

Ogün Samast karar öncesinde 15 sayfalık savunmasını okudu. Daha önceki davalarda Dink ailesi avukatlarını sık sık sözle sataşan, tehdit eden, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden duruşmalarda sorulara sık sık “Hatırlamıyorum”, “Avukatların sorularına cevap vermeyeceğim” diyen Samast, son savunmasında pişman olduğunu, ıslah olduğunu ve şimdi olsa böyle bir şeyi yapmayacağını savundu. Samast, savunmasında Hegel, Nazım Hikmet, Bernice McCarthy ve Şem-u Ruşen gibi isimlerden alıntılar yaptı.

Samast, “Kötü bir eğitimin, suça sürüklenmişliğin sonucu olarak burada olduğumu gören ve algılayanlar, akla uygun ve somut düşünmüş olurlar” diye konuştu.

Olaydan Emin Çölaşan, Ertuğrul Özkök’ü ve bazı gazeteleri sorumlu tutan Samast, suçun yüzde 54’ünün gazete manşetlerinde, yüzde 25’inin kötü eğitimde ve sadece yüzde 21’inin kendisinde olduğunu iddia etti.

Samast’ın ardından avukatı Levent Yıldırım da savunma yaptı. Samast’ın olayı baskı altında üstelenmiş olabileceğini iddia eden Yıldırım, iddianameyi eleştirdi; basının cinayet öncesinde Hrant Dink ile ilgili yarattığı havanın kışkırtıcı olduğunu savundu. Yıldırım, davanın düşürülmesini ve Samast’ın beraatini istedi.

Bütün bulgular devleti işaret ediyor

Ogün Samast’ın ceza almasının ardından gözler İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan ana davaya çevrildi. Dink ailesi avukatlarından Fethiye Çetin, Samast’ın aldığı ceza ve devam eden davaya ilişkin açıklamalarda bulundu. Cinayetin üzerinden 4,5 yıl geçmiş olmasına rağmen hiçbir taleplerinin kabul edilmediğini ve aydınlatılmayan onlarca soru olduğuna dikkat çeken Çetin, “4 yıldır savcılık ve mahkemeden cinayet günü görüntüdeki şüphelilerin kim olduğunun bulunmasını istiyoruz. Bulunamadı. Olay yerindeki cadde üzerindeki bankanın kamera kayıtları yok. Bir bankanın kamera kaydı eksik geldi. Bankaya sorduk, polise verdiklerini söylediler. Polisten istedik ama görüntüler kayboldu. Sanıklardan polis muhbiri Erhan Tuncel iki polis müdürünün ifade vermemesi için kendisini ikna ettiğini söyledi. Nedeni araştırılmadı. Sanıkların verdiği e-mail adresi tespitleri bile yapılmadı” dedi.

Cinayetin asıl faillerinin hâlâ bulunmadığına vurgu yapan Çetin, “Arkasındaki güç kim olabilir?” sorusuna cevaben, “Bütün bulgular devleti gösteriyor” dedi.

Çetin “Samast ceza aldı ancak olayın arkasında gerçek failler bulunmadı. Onlar bulunmadan adalet asla yerini bulamaz” dedi.

Çetin, açıklamasında mahkemenin Emniyet’e halen devam etmekte olan Ergenekon ve Balyoz gibi davaların sanıkları ile Dink cinayeti davası sanıkları arasındaki bağlantının tespit edilmesi istediğini söyleyerek, “Soruşturma yeniden ve genişletilerek yürütülmeli. Genişleme olacaksa Hrant Dink cinayeti dosyasında genişletilmeli” dedi.

Çetin, İstanbul Emniyeti ile ilgili tespit edilen ihmalleri de, “Bir türlü yargılanamadılar” sözleriyle değerlendirdi.

Üzerine gidilmezse bu davanın bitirileceğini söyleyen Çetin 29 Temmuz’da görülecek duruşmada kimliği tespit edilemeyen kişilerin tespitini talep edeceklerini söyledi.

Samast’ın yanında en az dört kişi vardı

Cinayet gününe ilişkin görüntülerde Ogün Samast dışında 4 kişi daha olduğunu belirten Fethiye Çetin, yargılama sürecindeki kara delikleri anlattı:

. Olay yerinde bir banka ve işyerine ait görüntülere bakıldığında saat 11’den olay saatine kadar telefonla konuşan birisi görülüyor. Kim olduğunun tespit edilmesi için Telekominikasyon İletişim Başkanlığı’na yazı yazdık. Telefon numaraları arasındaki bağlatıların tepitini üç kez istedik. Olumlu hiçbir yanıt alamadık. Telefon numarası olmadan bu kaydın bulunamayacağı bildirildi.

. Telefonla konuşan ve tespit edilmesini istediğimiz 1. şüpheli cadde üzerinde iken beyaz saçlı biri daha geliyor. Bir şeyler söyledikten sonra 1. şüpheli oradan uzaklaşıyor. Sonra geri geri yürüyerek geliyor. Gözlüklü 3. bir şüpheli daha geliyor. Beyaz saçlı olan kişi ile konuşuyor. Hrant Dink bankadan çıktıktan sonra 1. şüpheli Şafak Sokağa giriyor. Bu kişilerin tespiti sağlanamadı.

. 1. Şüpheli olay anından sonra Şafak Sokağa giriyor. Yanında bir kişi daha var. Etrafı kontrol edip Ogün Samast’ın arkasından bakıyorlar. Hemen ardından beraber sokakta bulunan bir inşaata giriyorlar. 1. Şüphelinin yanındaki diğer kişinin Osman Hayal olduğunu düşünüyoruz.

.Bu kişinin Osman Hayal olup olmadığının tespiti için mahkemeden talepte bulunduk. Mahkeme Trabzon Emniyeti’nden mukayese etmek için Osman Hayal’in biometrik fotoğrafını istedi. Ancak hâlâ fotoğraflar gelmiş değil.

. Cinayetin işlendiği Halaskârgazi Caddesi üzerinde bulunan iki banka şubesinin birinden görüntüler alınamadı. Tıpkı Danıştay saldırısında olduğu gibi cinayetten önceki 18 Ocak ve 19 Ocak tarihlerinde cadde üzerindeki banka şubesinde kameralar bozuk. Olay günün MOBESE kameralarının görüntülerini istedik, ama gelmedi.

. Akbank’ın kamera kayıtlarından olay günün öğleden önceki kısmı ve Şafak Sokak’ı gösteren kameranın görüntüleri yok. Banka polise verdiğini söyledi. Ancak kayıtlar yok. Dosyaya girmedi. TÜBİTAK harddiskte görüntü olmadığını söyledi. O görüntülerin poliste silindiğini düşünüyoruz.

. Trabzon’da Emniyet ve Jandarma yetkilleri Ogün Samast’ı yakalamak için evine gittiğinde, babası “Ogün’ün nerede olduğunu komutana sorun” dedi. Jandarma komutanı ile sık sık görüştüğünü söyledi. Bu bilgi tutanağa işlenmiş. Dosyaya yeni giriyor. Bu tutanakta imzası olanlar mahkemede dinlenmeli. Ogün Samast’ın kullandığı telefonda Komutan diye kayıtlı bir numara var. Komutan kim, araştırılmadı.

. Dosyada tutuklu sanık olarak yargılanan polis muhbiri Erhan Tuncel, iki polis müdürünün ifade vermemesi için kendisini ikna ettiğini anlattı. Bunlar araştırılmadı.

.Ogün Samast’ın olay günü gittiği internet kafe emekli bir polis memurunun. Güvenlik ve temizlik şirketi olarak görünüyor. 2004’te açılmış. Olaydan kısa bir süre sonra kapanmış. Olay günü Samast orada internete giriyor. Orada olan görevli Ogün’ün silahını fark ettiğini, hangi programları kullandığını detaylıca anlattı. Ancak polis o kafenin bilgisayarlarında inceleme yapmadı. Talep ettiğimizde kafede kullanılan program yüzünden geçmişe ait hiçbir kayıt tutulmadığını söylediler. Sanıklar polis sorgusunda e-mail adreslerini verdiler, ancak sanıkların birbiriyle sık görüşmelerine rağmen bunlarla ilgili kayıtlarda dosyaya girmedi. Samast aylarca babası üzerine kayıtlı bir telefon kullanmış. Olaydan 3 gün önce kullanmayı bırakıyor. Çok profesyonelce bir hareket… Ogün Samast cinayetten önceki güne dair de sistemli olarak hiçbir şey hatırlamıyor, anlatmıyor. Bütün bunlar bize asıl sorumluların devlet içindeki yetkililer olduğunu ve olayın üzerinin örtülmek istendiğini gösteriyor. 24 saat boyunca devlet tarafından izlenen Hrant Dink, izlenirken öldürüldü.