“Dink Cinayeti, Sıradan Bir Suç mu?”

[ A+ ] /[ A- ]

Elif AKGÜL
Bianet

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Hrant Dink cinayeti davasında mahkemenin Yasin Hayal’e “terör örgütü yöneticiliğinden” verilen beraat kararını, “suç işlemek amacıyla oluşturulan örgütü kurma ve yönetme suçundan” ceza verilmesi istemiyle, Erhan Tuncel hakkında “silahlı terör örgütü yöneticisi olma” suçundan kurulan beraat hükmü de “suç örgütü üyesi olma” suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozdu.

bianet’e konuşan Dink Ailesi avukatı Fethiye Çetin beraat kararlarının bozulmasını olumlu karşıladıklarını ancak Yargıtay’ın “terör örgütü” yerine “suç örgütü” üyeliği ve yöneticiliği üzerinden bozma kararının kabul edilemez olduğunu söyledi.

Çetin: “Suç örgütü” değil “terör örgütü”

“Yargıtay ‘Evet bu cinayet örgüt tarafından işlenmiştir, bu örgüt bu dosyada vardır’ diyor ve örgütün silahlı bir örgüt olduğunu kabul ediyor. Ancak bu örgütün terör örgütü olmadığını söylüyor.

Yani Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) 1. maddesinde tanımı yapılan terör tanımına uyan bir yapı olmadığını bu nedenle de Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 309., 314. ya da 302. maddesine uymadığını söylüyor. TCK’nin 220. maddesine baktığımızda kanunun dışı fiilleri işlemek için bir araya gelen ve örgüt kuranlar şöyle cezalandırılır diyor.

“Peki o zaman bu örgüt hangi suçu işlemek amacıyla bir araya geldi? Bu sıradan bir cinayet suçu mu? Örgüt hırsızlık amacıyla da kurulabilir. Bu kararda Hrant Dink’i öldüren örgüt sıradan bir cinayeti işlemek için kurulmuş gibi gösteriliyor ki TMK’nin 1. maddesindeki terör tanımına aykırı.

“Bu tanıma göre terör örgütü baskı, korkutma, yıldırma, cebir, şiddet yöntemleriyle temel hak ve özgürlükleri, kamu düzenini ortadan kaldırmak ve bozmak amacıyla biraraya gelen gruba denir. Bu örgütün de kendilerinden farklı etnik ve dini grupların bütün haklarını ortadan kaldırmak, kendilerinden farklı inanç ve siyasal gruplarını ortadan kaldırılmak amacında oldukları çok açık.
“Bu durumda nasıl oluyor da Dink’i öldüren bu yapı herhangi bir suçu işlemek için bir araya gelmiş bir örgüt olabiliyor? Yargıtay’ın tanımından çıkan tablo bu. Yasin Hayal, Hrant Dink’i öldürmek için bir örgüt kurmuş ve diğerleri de bu örgütün üyesi. Bu bizim açımızdan asla kabul edilebilecek bir durum değil çünkü örgütün arka planını ortaya çıkarmaktan uzak bir karar.”

“Tuncel üyelikten değil, yöneticilikten yargılanmalı”

Çetin, Tuncel hakkında “kasten öldürmeye azmettirme” suçundan kurulan beraat hükmünün, sanığın Dink’i öldürülmesi suçuna yardım suretiyle iştirak etmesi nedeniyle mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle ve “silahlı terör örgütü yöneticisi olma” suçundan kurulan beraat hükmü de “suç örgütü üyesi olma” suçundan mahkumiyeti gerektiği gerekçesiyle bozulması yönündeki Yargıtay kararınıysa şöyle değerlendirdi:

“Yargıtay’ın Erhan Tuncel ile ilgili beraat hükmünün cinayet yönünden bozulması kararını olumlu buluyoruz. Ancak kararda kararda Tuncel’in hem ‘terör örgütü’ yerine ‘suç örgütü’ hem de ‘yönetici’ değil ‘üyesi’ olma gerekçesiyle yargılanması isteniyor ki buna katılmam mümkün değil.”

Yargıtay’ın Yasin Hayal’in ağabeyi Osman Hayal ile ilgili “eksik soruşturma” kararınaysa katıldıklarını söyleyen Çetin mahkemenin de büyük olasılıkla Yargıtay kararına uyacağını, Dink cinayeti davasının tekrardan “Yargıtay’ın bozma kapsamında” görüleceğini düşündüklerini ifade etti.

Kürkçü: Sorumlular AKP döneminde terfi ettirildi

Bugün Barış ve Demokrasi Partisi Mersin Milletekili Ertuğrul Kürkçü Dink Ailesi avukatlarının daha önce de örgütün varlığını ortaya koyduklarını ifade ederek şunları söyledi:

“Madem bu haklılık teyit edilmiştir, o zaman davanın baştan görülmesini bu örgütle ilgili bütün kovuşturmanın baştan yapılmasını talep ediyoruz. Karar geç kalmış bir karardır. Bu süreç içinde sorumluların büyük bölümünü kendilerini kanundan korumak için gerekli tedbirleri almıştır. Bu olaya karışan bütün güvenlik personeli AKP döneminde terfi ettirilmiş ve yüksek göreve getirilmiştir. Hrant Dink davasının baş yargıcının ombudsman olarak atanması, emniyet müdürlerinin istihbarat daire başkanlığına yükseltilmesi bütün bunları hep bir arada düşündüğümüzde hakikatin bu dönemde çıkarılmasının mümkün olmadığını gösteriyor. Bu konuda çok haklı dayanak var.”