Sebahat AKKOYUN
Birgün
HDP eski eş genel başkanı İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, cumhurbaşkanlığı seçiminde Demirtaş’ın aldığı oyla “HDP’nin Türkiye’nin ana muhalefeti haline geldiğini” savunarak, “Ortaya çıkan sonuçta Erdoğan’ın başarısından ziyadede muhalefetin başarısızlığını görmek mümkün. Ana muhalefet önerilerimizi dikkate alsaydı, muhalefet ve cemaatle işbirliği yerine bizimle bir işbirliği arayışına girseydi bugün Erdoğan Köşk’e çıkamazdı” dedi.
Sebahat Tuncel’in, cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarıyla ilgili olarak BirGün’e yaptığı değerlendirmesi özetle şöyle:
SEÇİMİN KAZANANI HDP
Bu seçimin kazananı HDP olmuştur. HDP adayı Selahattin Demirtaş etrafında toplanan tüm halklara, inanç gruplarına, Alevilere, demokrat Müslümanlara, kadınlara, toplumun tüm ötekileştirilen kesimlerine teşekkür ediyoruz. Bütün bu kesimler Demirtaş’ın şahsında HDP projesini desteklemiş oldular.
Partimiz çok yeni bir parti. Biz geçen seçimlerde kendimizi topluma tanıtmak için seçime girmiştik. Aradan geçen çok kısa sürede oylarımızı ikiye, üçe katladık. Bu bizim açımızdan çok önemli bir başarı. Aldığımız sonuç HDP’nin politikalarının, programının halk tarafından kabul gördüğünü gösterdi. Bu bizim sorumluluklarımızı çok daha artıran bir sonuç, Türkiye’nin 81 ilinde örgütlenen politik bir hattı daha da ileri taşımak durumundayız. Bugüne kadar ortaya koyduğumuz perspektifin halk tarafından kabul gördüğünü gördük. Biz sonuçtan mutluyuz, seçim yaz dönemine rastlamasaydı daha da yüksek bir oy oranıyla çıkabilirdik. HDP’nin yeni yaşam çağrısı halk tarafından kabul görmüş ve partimiz Türkiye’nin ana muhalefeti haline gelmiştir. Türkiye’deki muhalefet boşluğunu dolduracağını tüm Türkiye’den aldığı oyla ortaya koymuştur.
CHP SAĞA KAYIYOR
HDP zaten kuruluş aşamasından itibaren sol perspektife sahip bir hareket olarak tanımlamıştı kendisini. Aslında bu bir ihtiyaçtan doğmuştur. Yerel seçim döneminde de “CHP sağa kayıyor, sol bize kalıyor” demiştik. Aslında yerel seçimlerde de söylemlerimizde “sol” vurgusu hep vardı. Özellikle CHP ve onun etrafında yer alan yapılar “bizi AKP ile ittifak içerisinde göstermek” gibi bir çaba içerisinde olmuştur.
AKP’yi tek gerileten güç Kürt özgürlük hareketidir aslında bu göz ardı edilmemelidir. Bölgedeki ve metropollerdeki oy oranlarına bakıldığında bu görülüyor zaten. Yerel seçimin karakteri farklıdır. CHP etrafında kümelenen grubun partimize yönelik psikolojik saldırıları o zaman istediğimiz sonucu almamıza engel olmuştur.
Demirtaş’ın bu seçimde aldığı oy, yıllardır dile getirilen “sol birleşmez, soldan bir şey çıkmaz” söylemlerine de çok iyi bir yanıt olmuştur. Sol, sosyal demokrat alanda çok ciddi bir boşluk var. Doğru temelde bunu doldurabilirsek bu, demokratik Türkiye’nin inşasında soldan, emekten yaya inanç özgürlüğünden, halkların özgürlüğünden yana bir çizginin kazanması açısından büyük önem taşıyacaktır.
Demirtaş’ın bu seçim sürecinde kullandığı sol söylem bizim ilkesel çizgimizin yansıması. Demirtaş’ın “yeni yaşam çağrısı” olarak kamuoyuyla paylaştığı ilkelerimizden taviz vermemiz mümkün değil. Senelerdir savunduğumuz şeyleri bu seçim sürecinde halka anlatmış olduk. Halk bu ilkelerimizi kabul etti. Selahattin Demirtaş’a Türkiye’nin pek çok yerinden Karadeniz’den, Ege’den metropollerden oy verenlerin, bu ilkelere oy verdiğini düşünüyorum. Şahıslardan ziyade ilkelerimizle hareket eden bir partiyiz. Demirtaş bütün kampanya süresince “bana değil ilkelerimize oy verin” demiştir. Söylediklerimiz bizim ilkelerimizdir, bu ilkeler toplum tarafından kabul görmüştür
ÇATI ÇÖKMÜŞTÜR
CHP-MHP-Cemaat’in kurduğu çatı çökmüştür. Halkların, emekçilerin yeni bir çatısı vardır artık HDP. Bu çatıyı daha da genişletmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. “Bir çiçekle bahar gelmez” diye bir söz vardır. Bir seçim sonucuyla bahar gelmez tabii. Ancak girdiğimiz tüm seçimlerde oyumuzu sürekli artıran bir hareketten geliyoruz. Ortaya koyduğumuz siyaset demek ki kabul ediliyor. HDK, HDP çatısı altında olmayan toplumsal hareketlere, siyasi partilere yeniden çağrıyla bu birlikteliği daha da büyütme iddiasındayız. Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ortaya çıkan sonuçla hem örgütlü mücadelemizi yükselteceğimiz hem de bize umut bağlayan toplumsal kesimlerin isteklerine yanıt vereceğimizi ortaya koymuş olduk.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Tayyip Erdoğan mevcut durumunu korumuştur. Ortaya çıkan sonuçta onun başarısından ziyadede muhalefetin başarısızlığını görmek mümkün. Ana muhalefet önerilerimizi dikkate alsaydı, muhalefet ve cemaatle işbirliği yerine bizimle bir işbirliği arayışına girseydi bugün Erdoğan Köşk’e çıkamazdı. O nedenle Erdoğan’ın başarısından çok bizim dışımızdaki muhalefetin başarısızlığını ortaya koymaktadır bu sonuç.
Çözüm süreci çok önemli bir konu bizim açımızdan. Bugün adayımıza verilen oyun önemli bir bölümü barışa, halkların kardeşliğine verilmiştir. Biz müzakere sürecinin taraflarından birisiyiz. Demirtaş’a oy verenler müzakere sürecinin çok daha etkin gelişmesi açısından barışa, kardeşliğe olan özlemi ,müzakere sürecinin devamından yana tavrı da ortaya koymuştur. Biz başından beri bu sürecin nasıl ilerleyeceği iktidara bağlı değil diyorduk. Müzakere süreci aynı zamanda mücadele süreci. Sadece Türkiye’de değil yanıbaşımızdaki tehlike IŞİD’e karşı da Kürtler ortak mücadele yürütüyorlar. Radikal İslamcı gruplara karşı mücadele yürütülüyor. Bütün Ortadoğu açısından, Kürt özgürlük hareketinin orta mücadelesinin, müzakere sürecinin daha sağlıklı yürümesi açısından yasal çerçeve önemli.