Açık açık söyledi: PKK’yı bitirecek yegâne aktör HÜDAPAR

[ A+ ] /[ A- ]

Sendika.org

AKP iktidarı döneminde PKK’ye karşı bölgede önü açılıp desteklenen, Başbakanlığı döneminde bizzat Erdoğan’ın, geçtiğimiz hafta Cizre’de biri çocuk 3 kişinin ölmesi ile sonuçlanan çatışmaların hemen öncesinde Bülent Arınç’ın Genel Başkanı ile görüştüğü HÜDA-PAR’ın ‘işlevini’ Yeni Şafak’tan Yusuf Kaplan özetledi: Bölge’nin “emniyet sübabı”, PKK’yı bitirecek yegâne aktör: HÜDAPAR

90’lardaki kirli savaş sürecinde Kürt hareketine karşı kontrgerilla ağlarının içinde kullanılan, domuz bağı cinayetleri ile akıllara kazınan Hizbullah’ın ‘yasal’ partisi HÜDA-PAR’ın AKP tarafından hangi misyonla desteklendiğini Yeni Şafak gazetesinden Yusuf Kaplan bugünkü yazısında özetledi. Yazının başlığı : Bölge’nin “emniyet sübabı”, PKK’yı bitirecek yegâne aktör: HÜDAPAR

Kaplan, tarihi katliam ve cinayetlerle dolu Hizbullah’la ilişkisi açık olan HÜDA-PAR için yazısında “Yüreği yangın yerine dönen insanlar bunlar!” diyor  ve HÜDA-PAR’ın zulme uğradığını yazıyor

Kürt hareketi hedefte

Kaplan yazıda, “Evet, bölge insanı tepeden şekillendirecek, İslâm’la ilişkilerini bitirecek Kemalist Jön-Kürtler kuşağı geliyor! Hem Müslüman Kürt kimliğini yok edecekler hem de Kürtleri küresel zorbaların kölesi hâline getirecekler!” derken PKK’nin Camilere gidip Kuran okuyanları tehdit ettiğini de iddia ediyor. Cizre’de Nur mahallesinde YDG-H’ın açtığı çadıra HÜDA-Par’lılar tarafından yapılan saldırı girişimi ile başlayan çatışmalar iktidar yandaşı medya tarafından “PKK’lılar dindar insanların evlerini taradı, ateşe verdi” başlıkları ile haberleştirilmişti.

‘Çözüm sürecine’ HÜDA-PAR aşısı

Kaplan, yazısında HÜDAPAR’ın bölgenin ve ülkenin “emniyet sübabı” olduğunu  belirtiyor  ve “özelde HÜDAPAR’ın, genelde bölgenin Müslüman halkının, bölgedeki İslâmî çevrelerin ve cemaatlerin, çözüm sürecinde tarihî bir rolleri ve sorumlulukları olduğunu hatırlatmak istiyorum” sözleri ile yazısını noktalalıyor.

Cizre’de 27 Aralık sabaha karşı başlayan çatışmalardan yaklaşık bir hafta önce Bülent Arınç Hüda-Par’ı ziyaret etmiş ve çözümün tek muhatabının HDP olmadığını söylemişti. Kobane eylemlerinde sokağa çıkanları bir kısım eşkıya olarak niteleyen Arınç “HÜDA-PAR hiçbir zaman silaha ve şiddete başvurmadı, HDP ise şiddetle arasına mesafe koymadı” demiş ve Kürt hareketinden öldürülenlerin isimlerini anmazken Yasin Börü’nün katledildiğini vurgulamıştı.

HÜDA-PAR cesareti AKP’den alıyor

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı ise Cizre çatışmaları sırasında yaptığı açıklamada 19 Aralık’ta Bülent Arınç’ın HÜDA-PAR’ı ziyaret ettiğini ve muhatabın sadece PKK olmadığını söylediği hatırlatmıştı.  Daha önce Başbakanken Erdoğan’ın Hüda-Par’la yaptığı görüşmeden sonra da birçok yerde yurtseverlere saldırı düzenlendiğini ve bir yurtseverin katledildiğini belirten KCK YK Eş Başkanlığı Hüda-Par’lıların cesareti, AKP politikalarından ve üslubundan aldığını belirtmişti. Açıklamada 1990’lı yıllarda Hizbulkontra, JİTEM ve başka derin devlet operasyonlarıyla halkın mücadelesi ezilip ‘asayişin’ sağlanması hedeflenirken, şimdi de AKP’nin Hüda-Par ya da başka yönlendirilmiş kesimlerle halka saldırıp asayişi sağlamayı hedeflediği vurgulanmıştı.

Devlet girişimi

YDG-H ve YDG-K sözcülüğü ise Cizre’de yaşananları kimsenin Hizbul-kontra ve Hüda-Par olarak yansıtılmaya kalkmaması gerektiğini, bu grupların Cizre’de 20 evleri olduğunu ve  bunlar halka saldırı girişimi yapacak güçleri ve cesaretleri olmadığını, yaşananın bu isim öncülüğü ile geliştirilmek istenen devlet katliamı olduğunu yaptığı açıklamada belirtmişti. Aynı açıklamada bütün Cizre halknını son bir haftadır kaymakam tarafından tehdit edildiğini, Kaymakam’ın halkın kendi öz gücü ile savunduğu mahallere ne pahasına olursa olsun gireceğini belirttiğini bunların asıl saldırının devletin kirli bir planı olduğunu gösterdiğini vurgulamıştı