Demirtaş: “HDP’den korktukları için savaş başlattılar”

[ A+ ] /[ A- ]

680x680nc-v-08-08-15-hdp-van-demirtass1

DİHA

HDP’nin “Size savaş yaptırmayacağız” şiarıyla Van’da düzenlediği mitinge katılan onbinler, AKP’nin savaşına karşı barışı haykırdı. Mitingde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AKP’nin başlattığı savaşın “vatan savunması” değil, “saray savunması” olduğuna vurgu yaparak, tüm kesimlere savaşa karşı büyük direniş göstermeleri çağrısı yaptı. Demirtaş, demokratik çözüm sürecini manipüle eden geçici hükümet AKP’ye de “İmralı tutanaklarını açıkla” diye seslendi.

HDP’nin merkezi olarak Van’da Kültür Kavşağı’nda “Size savaş yaptırmayacağız” şiarıyla gerçekleştirdiği ve 7’den 70’e on binlerin katıldığı mitingde halk barışta ısrar etti. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın katılımıyla gerçekleşen miting öncesi halk alanda halaylar çekti. Hem polisin hem zabıtanın hem de miting tertip komitesinin yoğun önlemler aldığı mitinge, halk üç koldan, iki defa aramalardan geçirilerek alındı. “Size savaş yaptırtmayacağız”, “İçeride ve dışarda savaş istemiyoruz” dev pankartının yanı sıra Çarşı grubunun, “Ölümlere ve savaşlara karşıyız” dev pankartı da alanda yer aldı. Kadınlar ise yöresel kıyafetleriyle alanı doldurdu. Demirtaş’ın platforma çıkmasıyla halk uzun süre alkış çalarak, “PKK halktır halk burada” ve “Bijî Serok Apo” sloganları attı. Mitingde bir yurttaşın “Şerefsiz Bahçeli” dövizi de dikkat çekti. HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, halkı selamladıktan sonra, barışa ilişkin temenni ve parti programlarını anlattı.

‘En büyük alçak sizsiniz’

Türkiye’nin her yerinde insanların el ele vererek, savaşa karşı büyük bir ses çıkarması gerektiğini dile getiren Demirtaş, “Ölümler nasıl durur, akan kan nasıl durur diye soranlar, işte böyle durur. Halk alanlarda olursa durur. ‘Biz evlatlarımızı, çocuklarımızı sarayın saltanatına bırakmak istemiyoruz’ derse durur. Bizler 7 Haziran seçimlerinde sizlerin desteğiyle, tüm Türkiye’ye güçlü bir mesajla, kardeşlik özgürlük adına bir zafer armağan ettik. Hatırlarsınız nasıl koşullarda, hangi zorluklarla çalışma yürüttüğümüzü unutmadık. Daha bir ay geçmedi. ‘Bunlar demokrasiden anlamaz’ diyenler var ya, seçim boyunca anayasayı ihlal ettiler, seçim adaletini çiğnediler, YSK kararlarını çiğnediler. Devletin ve cumhurbaşkanının imkanları ile bize karşı seçim kampanyası yürüttüler. Yüzlerce gazetede, bine yakın televizyon, yerel ve ulusal gazete, milyonlarca sosyal medya hesabı ile partimizi, Türkiye halkları nezdinde itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Adana Mersin’de il binalarımızı havaya uçurdular. 176 yerde partimize saldırdılar, Diyarbakır’da katliam yaptılar. Biz ne yaptık, tüm bunlara karşı biz bu provokasyonlara gelmeyeceğiz dedik. Çıktık kardeşlik mesajları verdik. Bugün ‘HDP savaş istiyor, kışkırtıyor’ diyenler var ya onlara sesleniyorum: Benim yoldaşlarımın parçalanmış, yanmış cenazeleri gözlerimin önünden götürüldü, çıkıp yine barış mesajı verdim. Birinizin başına aynı şey gelse ülkeyi kan gölüne çevirirsiniz, alçaklar, Sizden büyük alçak var mı? Bu saldırılara rağmen sandıktan barışı çıkardık” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının büyük bir bölümünü AKP’nin savaştaki ısrarına ve buna karşı atacakları adımlara ayıran Demirtaş’ın konuşmasından satır başları:

Yüzde 13’ün bedeli olarak savaş çıkardılar

“Sandıktan yüzde 13 gibi bir destek çıkardık. Hazmedemedikleri, içine sindiremedikleri budur. Biz bu kadar paraya, imkana güce rağmen bunları ezemediysek, tek yol kaldı diye düşündüler, o da savaş. Yüzde 13’ün bedeli olarak savaş çıkardılar.

Ne diyor AKP sözcüleri, ‘Bunlar yüzde 13 aldı, o yüzden bitti. Bundan sonra sürecin filmini çekerler’ dedi. Dolmabahçe masasını bunlar devirmedi mi? O foto yanlıştı diyen ben miyim, cumhurbaşkanı mı? Kürt sorunu yoktur diyen ben miyim cumhurbaşkanı mı? Bundan sonra İmralı’da görüşme olmayacak diyen ben miyim cumhurbaşkanı mı? HDP süreci nerede engellemiş, nerede engellememiş.

İmralı tutanaklarını açıklayın

Utanmadan sıkılmadan, biri çıkmış diyor ki ‘HDP’liler Öcalan’ı aldattılar, kandırdılar. Bu nedenle İmralı’ya heyet gitmeyecek. Ben buradan sesleniyorum, İmralı tutanakları yok mu? Devletin de var, heyetin de var. Başından beri İmralı görüşmeleri şeffaf olmalı, kamuoyu bilmeli diye savunuyoruz. Çağrı yapıyorum, İmralı’da ne konuşmuşuz, ne tartışmışız, kim geri adım atmış kim dürüst davranmış gösterelim. Yok, tutanaklara güvenmiyorsanız, gözlemci heyetle, izleme kuruluyla birlikte devlet ve İmralı heyeti İmralı’ya gitsin. Açık açık tartışılsın görelim.

HDP’ye öfkeliler, geçici hükümet, geçici başbakan ve sarayın sahibi. Neden? Sayın Öcalan’ı kandırmamızı, aldatmamızı istediler. Bu nedenle öfkeliler. Biz süreçte ne Kandil’i ne hükümeti ne Öcalan’ı kandırdık, ne de halka yalan söyledik. Kimseyi aldatmadan, alnımızın akıyla bugünlere geldik. Eğer sizler halk olarak, bütün olup bitenlerin iktidar sevdasından kaynaklandığını görüyorsanız bunu durdurmak mümkündür.

HDP’den korktukları için savaş başlattılar

HDP Türkiye’nin her yerinde gönüllerde taht kurdu. Oy vermeyenlerde, HDP’yi kendi partisi olarak görüyor, dua ediyor, söylemlerine politikalarına güveniyor. Türkiye’nin her yerinden dayanışma ve dostluk mesajları geliyor. Şimdi bundan korktukları, iktidara yürümesinden korktukları için savaş başlattılar. Bu kanı HDP’nin üzerine sıçratmak istiyorlar. Ben bugün Van’da bir askerin ve YPJ’linin ailesinin yanına gittim. İkisi de bizim kardeşimidir, insanımızdır, acımızdır. Üzerimize kan sıçratmaya kalkışanlar unutmayın, bize bunu söyleyen sizler, Ankara’daki tuzu kurular, alnınıza kadar kana batmışsınız, kanla can gelmiş size.

O kadar heyecanlılar ki bugünlerde onlara yakın gazeteciler. Utanmadan, sıkılmadan, ‘Oylarımız arttı, ama henüz değil. Operasyonlar işe yaradı ama yeterince yetmez’ diyorlar. Yani cenazeler yetmedi, kan lazımmış, genç bedenlerin tabutlarda taşınma görüntüleri lazımmış. Bu savaştan beslenenler, günlerdir HDP olarak çağrı yaparken, sessiz kalanlardır. Silahlar sussun diyoruz, sonuna kadar, ‘Son terörist kalana kadar operasyonlar devam edecek’ diyorlar. Müzakere masasını devirdiniz, yeniden kurulsun diyoruz, ‘Son terörist kalana kadar operasyonlar devam edecek’ diyorlar.

Değerli Van halkı, ben küçük bir çocuktum, o zamanın başbakanları, cumhurbaşkanları da söylüyorlardı. Ama ta 80’lerden beri, bu lafları duyuyoruz. ‘Kökünü kazıyacağız, bitireceğiz, şunu yapacağız’ laflarıyla büyüdük. Biz büyüdük, vekil olduk, yüzde 13 oy aldık, 80 vekille parlamentoya girdik. Bitireceğiz dediklerin halkın mücadelesi nereye geldi. Ne zaman bitirdiniz de Silopi’de Zergelê’de olduğu gibi bitireceksiniz.

Milyonları nasıl durduracaksınız?

Polisin, askerin, gerillanın annesinin yüreği elinde. Bizim ne hakkımız var bu acıları çektirmeye. Her biri gece huzursuz, uykusuz, üniforması ne olursa olsun her biri bir insan, ana baba oğlu. Siyasetçilerin anne babalar üzerinden koltuğunu düşünmesi alçaklığın en büyüğüdür. Koltuğumuz da makam mevkiimiz de batsın ama tek bir insan ölmesin.

Dertleri HDP’yi baraj altında bırakarak başkanlığın keyfini sürmektir. Bilsek özgürlük olacak, barış olacak biz seçime bile girmeyiz. Biz sizin gibi koltuk uğruna haysiyetine pazarlayanlardan değiliz. Bugün Türkiye’nin birçok yerine cenazeler giderken, Ekonomi Bakanımız gibi yalılar satın alıp ihtiyacımız var diyenlerden değiliz.

Evet, bizim ismimiz Halkların Demokratik Partisi’dir. Halk ve demokrasi için kurulmuş bir partiyiz. Vekillik olur olmaz, dokunulmazlığı kaldırırsınız kaldırmasınız, bu mücadele benimle başlamadı. Milyonları nasıl durduracaksınız, dokunamazlığını nasıl kaldıracaksınız, nasıl kapatacaksınız? Biraz aklınız kalmışsa, bu felaketin kıyısında dönmek için geç değil. Suriye’de iç savaş böyle başladı. Çılgın bir hükümet, devlet başkanı halkın taleplerini görmezden geldi. Halkın taleplerine bombayla, savaş uçağıyla cevap verdi. Çok değil 3-5 gün sonra Halep, Şam, Humus’ta iç savaş başladı. Suriye artık insanın yaşayamayacağı harabe toprağa dönüştü.

İmralı’daki varlık halkın umududur

İç savaş olursa tüm ülke kaybeder. Silahlar susmalı, hükümet müzakereye hazır olduğunu söylemeli. İmralı’daki varlık halkın umududur. Biz de bu süreçte üzerimize düşeni yerine getireceğiz. Müzakere sonuçlarını, Meclis’e getirerek, bir daha savaş ve çatışmanın olmayacağı kesin bir çözümü 15-20 gün içinde hazırlayabiliriz. Yeter ki halkımız bu savaşı istemiyoruz desin. Gençler, kadınlar, polis, asker anneleri, aydın yazar, akademisyen, genç, Alevi, Hıristiyan biz savaş istemiyoruz, size savaş yaptırmayacağız derse iki günde barış gelir. Bu çocukların ölümünü durdururuz o zaman. Bugün Van kendine düşeni yapıyor. Yarın inşallah yüz binlerle, milyonlarla İstanbul’da barışı haykıracağız. İstanbul Van kardeşliği, barış kardeşliğine dönerse o zaman onlar kaybedecek.

Bu savaş bir gün bitecek son bulacak, bizler ne kadar barışta ısrarcı olursak o kadar evlatlarımızı kurtaracağız. Bugün barışı sağlarsak yarın ölümleri önleyeceğiz. Sizin iradenizin arkasından duracağız. Bu savaşın kimseye hayrı olmayacağını Türkiye’ye dünyaya göstereceğiz. İl il, mahalle mahalle mahalle dolaşacağız, barış analarımızla yollarda olacağız. Barışın kıymetini anlatacağız. Önümüzdeki birkaç gün Türkiye için çok önemli. O zaman yeni bir sayfa açacağız. O sayfanın kapanmaması için sık sıkıya sürece sarılacağız.

Saray savunmasını vatan savunması diye yutturmasınlar

Erken seçime mi gitmek istiyorlar, buyursunlar gitsinler. Oy, koltuk sevdasında otursaydık otururduk, bu savaş zaten AKP’yi kendi kendine bitirirdi. Derdimiz sandık değil, bugün barış olsun istiyoruz, seçimden sonra kalsın diye değil. Bu vatan tehdit altındaymış gibi bir savaşa giriştiler. Bu vatan hepimizin vatanıdır. Ülkemiz tehdit altında olsa göğsümüzü gere gere ülkemizi koruruz. Ama saray savunmasını bize vatan savunması diye yutturmasınlar. Ortada AKP koltuğunun savunması var. Bunların oyunlarına gelmeyeceğiz. Bir an önce ateşkes, müzakere koşullarına dönmek için daha fazla çalışmak zorundayız. Dualarımız barış için olsun diye ellerini açanlar, sizler bunu gönülden istiyorsanız barış olacak. Başka yolu yok. Biz de size Van’dan bu sözü vererek ayrılacağız. Ne yaparlarsa yapsınlar, tahrik etmeye provoke etmeye hakaret etmeye çalışacaklar, sizler inatla, sabırla, dimdik, kendini ezdirmeden, direnişi de içinde barındıran barışı savunacaksınız. Böyle olursak bunlara savaş yaptırmayacağız, bir kez daha halkların umudu HDP’nin rüzgârıyla bunlardan kurtulacağız.”

Konuşmanın ardından Demirtaş, barış güvercinleri uçurarak alandan ayrıldı. Akşam saatlerinde Van’daki sivil toplum örgütü temsilcileri ile yemekli toplantıda bir araya gelecek olan Demirtaş’ın gece saatlerinde kentten ayrılması bekleniyor.