Diyarbakır’da sütunları çalınan Ermeni Vakfı’na bir garip dava

[ A+ ] /[ A- ]

Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde bulunan tarihi Surp Sarkis Ermeni Kilisesi’nde 2 yıl önce sütunların devrilmesi sonucu ağır yaralanan 18 yaşındaki Yılmaz Örek’in şikayeti üzerine Surp Sarkis Ermeni Kilisesi Vakfı hakkında soruşturma başlatıldı. Şikayetçinin “önlem alınmadığı” gerekçesiyle maddi ve manevi tazminat istediği Vakıf Yönetimi, “Olay tarihi kilisemize ait taşların çalınması esnasında meydana gelmişiz, şikayetçiyiz” açıklamasını yaptı.

1515 yılında Diyarbakır’ın iki büyük okulundan biri olarak inşa edilen Surp Sarkis Kilisesi, özellikle 2015’teki hendek ve barikat olaylarından sonra definecilerin, tinercilerin ve uyuşturucu bağımlıların mekanı haline geldi. Harabeye dönen tarihi yapıya ait bazalt taşları ve sütunları çalınırken, ayakta kalan sütunlar da yıkılmak üzere.

Tarihi taşlarının çalınması kent gündemi olmuştu

Hendek olaylarından sonra tarihi yapılardan çalınan bazalt taşlarının bazı kafe ve işyerlerine satıldığı iddiası, 2 yıl önce kentte gündem olmuştu. Dönemin Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanvekili Hasan Basri Güzeloğlu, talimat vererek, özellikle Alipaşa Mahallesi’nde sokak aralarında üst üste yığılmış tarihi taşları traktörlerle satanlara operasyon talimatı vermişti. El konulan 7 kamyon dolusu tarihi taş, bulundukları yerlerden alınarak Sur İlçesi’ne getirilip koruma altına alınmıştı.

Yaralanan genç, vakıftan şikayetçi oldu

İşte tam da bu dönemde, 14 Aralık 2019 tarihinde Surp Sarkis Kilisesi’nde trajik bir olay yaşandı. Yılmaz Örek adlı kişi, kilisedeki bir sütunun devrilmesi sonucu ağır yaralandı. Örek, bu olaydan sonra Çarşı Polis Karakolu’na giderek, Surp Sarkis Ermeni Kilisesi Vakfı’nden şikayetçi oldu. Örek, polis ifadesinde “Kilisenin çevre güvenliği ile ilgili herhangi bir düzenleme yapmayan sorumlular kim ise onlardan davacı ve şikayetçiyim” dedi.

Vakıf yöneticisi: Taşları çalarken yaralandı, biz şikayetçiyiz

Gazete Emek’e konuşan Diyarbakır Surp Sarkis Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ohanes Gaffur Ohanyan, suçlamaları kabul etmediklerini, yaralanma olayının kilisenin taşlarının çalınması esnasında meydana geldiğini söyledi. Açılan soruşturma kapsamında karakola giderek ifade veren Ohanyan, şunları söyledi:

“Bu şahsın yaralandığı yer tarihi ve yıkık bir yapıdır. Kilisenin etrafı duvar ile çevrilidir. Burası vakıfa ait özel mülkiyettir. Burayı gösteren herhangi bir güvenlik kamera sistemi ya da bekçisi yoktur. Bu tarihi yapıdan hırsızlık olayları gerçekleşmektedir. Bu konu ile alakalı Vakıflar Bölge Müdürü Sayın Metin Evsen ile birlikte konuyu vali beye de aktarmış ve taşların çalındığı hususunu iletmiştim. Yılmaz Örek isimli şahsın kiliseye ait kemerden düştükten sonra Mimar Odası’ndaki yetkililerin uyarısı olay yerine gittim ve burayı fotoğrafladım. Fotoğrafta tarihi kemerin yıkıntısının olduğu yerde düşen şahsın kanı gözükmektedir. Fotoğraf iyi incelendiğinde taşa bağlanmış mavi renkli bir ip gözükmektedir. Kiliseye ait kemerin dışarıdan müdahale edilmeksizin yıkılması mümkün değildir. Ben bahse konu kemerin ip bağlanan taşın çekilmesi sonucu yıkıldığını ve çocuğun yıkılan kemer altında kaldığını düşünüyorum. Kilise gayri faaldir ve izinsiz girilmesi yasak olan bir alandır. Suçlamaları kabul etmiyorum. Alana hırsızlık amaçlı giren ve 500 yıllık tarihi kemere zarar veren şahıslardan vakıf adına şikayetçiyim” dedi.

Ohanyan, söz konusu kilisenin yol güzergahı olmadığını vurgulayarak, eldeki fotoğraf ve daha sonra basında çıkan bilgi ve belgeleri de karakol yetkililerine teslim etti.

Kaynak: Gazete Emek