Dünya’nın Tüm Sesleri Birleşin!

[ A+ ] /[ A- ]

Sayat TEKİR

17 Ocak 2009’da, Tütün Deposu’nda, Nor Zartonk’un Hrant Dink anısına düzenlediği ‘Unutmak Kaybetmektir’ etkinliği ile yayın hayatına başlayan Nor Radyo birinci yaşını doldurdu.

Nor Radyo bir yıllık yayın hayatı boyunca, Anadolu’daki kültürlerin kendilerini ifade etmeleri için bir platform oluşturdu ve anadiller üzerine baskının hâlâ sürdüğü bu dönemde, Türkçe’nin yanında Ermenice, Yunanca, Kürtçe, Lazca ve Hemşince yayınlar yaptı.

İsminin ‘Nor’, yani ‘yeni’ olmasından mı bilinmez, yeni olan her şeye ilgi duyulduğu gibi, Nor Radyo’ya da ilgi beklenenden kat kat fazlaydı. Bir yıl sonra gelinen noktaya bakınca ilginin ilk düzeyde olmadığını fakat hâlâ beklenenden daha çok olduğunu görebiliyoruz. Dinleyicilerden gelen “Bizim hayalini kurduğumuz Türkiye, Nor Radyo gibi, herkesin kendi kültürünü ve dilini özgürce ifade ettiği bir ülke. İyi ki varsınız” gibi yorumlar, hem Nor Radyo’nun amacına ulaştığını hem de ırkçılığa karşı, enternasyonalist bir perspektifle yapılan her projenin destek bulacağını açıkça gösteriyor.

Dinleyicilerden gelen talepler yayın saatlerinin artırılmasına odaklanıyor. Radyo ekibi, 24 saatlik yayına geçme fikrini uzun süredir tartışıyor olsa da, 24 saatlik yayının mevcut yayın ile aynı nitelikte olması için titiz bir ön çalışma yapması gerektiğinin farkında. Ayrıca, Nor Radyo’da çeşitli dillerdeki yayınların sayısının çoğalması için de çaba gösteriliyor, ancak Türkiye’de ana diliyle radyo programı yapabilecek insan bulmakta karşılaşılan zorluklar nedeniyle, bu proje de ilerleyen süreçlere erteleniyor.

Ana düşüncesi çok dilli yayıncılık olan Nor Radyo, her akşam saat 19.30 – 01.00 arasında www.norradyo.com adresinden dinlenebiliyor. Ayrıca info@norradyo.com adresini messenger’larına ekleyen dinleyiciler, programcılar ile canlı olarak iletişim kurma şansına erişebiliyorlar.

İnternet Radyosu

Nor Radyo’nun FM bandı yerine internetten yayın yapıyor olmasının avantajları kadar dezavantajları da oluyor. Radyoya oranla internetin daha az sayıda eve girebilmiş olması, göz ardı edilmeyecek bir dezavantaj. Diğer yandan internetin, yeni, gelişen ve hızla yayılan bir teknoloji olması belki de en önemli avantajı.

Ayrıca internet üzerinden yayın yapmanın getirdiği en önemlisi avantaj, dünyanın farklı ülkelerinden farklı insanlara ulaşabilme imkânı. Buna paralel olarak dünyanın farklı ülkelerinden programcılar Nor Radyo’da program yapma şansına sahip oluyor. Fransa, Almanya ve Yunanistan’dan yapılan Nor Radyo programları, dünyanın her tarafına ulaşabiliyor. Buna mütekabil, yurtdışında ya da İstanbul dışında olan Nor Radyo programcıları, internetin olduğu her yerde yayınlarını sürdürebiliyor, ve dinleyici ile olan ilişkilerini koruyabiliyorlar.

Medya İlgisi

Nor Radyo, kurulduğundan beri, 30’u aşkın yerel, ulusal ve uluslararası basın organına verdiği çeşitli röportajlar ile sesini duyurdu. Nor Radyo, dinleyicilerden gördüğü ilginin bir benzerini çeşitli medya organlarından da gördü. Genelde Ermenilerin kurduğu bir radyo olarak lanse edilen, fakat dinledikçe radyonun enternasyonalist yapısına hâkim olan dinleyiciler için Nor Radyo, her gece evlerine gelen bir misafir gibiydi.

Nor Radyo’dan Parev Radyo’ya Bakmak

Türkiyeli Ermeniler arasında, Ermenice-Türkçe radyo kurma fikri 2000’li yılların başında doğdu. Patrikhane ve entelektüel çevrelerinde olumlu olarak karşılanan proje için bir ad bile bulunmuştu: ‘Parev (Merhaba) Radyo’. ‘Parev Radyo Projesi’ için, Radyo Oluşturma Komisyonu (RADOK) adında bir kurul oluşturuldu ve proje, çeşitli toplantılar ile Ermeni toplumuna tanıtıldı. Hayko Bağdat’ın Yaşam Radyo’da yayınlanan ‘Sözde Kalanlar’ programı, Parev Radyo’nun kurulması için uzun dönem motor bir güç oluşturdu. Ayrıca Hayko Bağdat kendisi ile sınırlı kalmayıp Ari Hergel’i, Bartev Garyan’ı, ve daha sonra -Nor Radyo’nun kurucuları da dahil olmak üzere- birçok genci Yaşam Radyo ailesine kattı.

Şüphesiz, Ermeni toplumu ile ilgili pek çok yenilik talebinde olduğu gibi, burada da Parev Radyo, toplumun belirli kesimlerince olumlu karşılanmadı, ve ekonomik yükümlülüğü konusunda sert eleştirilere maruz kaldı. Ermeni toplumunun hiçbir kurumu (kilise, okul, mezarlık) için kurulmayan fayda-maliyet ilişkisi, Parev Radyo için kurulmaya başlandı. Devam eden süreçte 2007 yılına gelindiğinde Parev Radyo Projesi için gereken sermayenin büyük bir kısmı toplanmışken, frekans bedellerinin artması ve Hrant Dink’in öldürülmesiyle, proje durdu.

Nor Radyo’nun ortaya çıkmasını 3 sene geciktiren Parev Radyo Projesi’ne 2010 yılından, ve 1 yıllık Nor Radyo deneyimiyle baktığımızda, bu projenin kendisine yöneltilen en büyük eleştirilere cevap verebileceğini görüyoruz. Parev Radyo kurulsaydı, sadece ilk altı aylık reklam gelirleri ile 2 sene boyunca sorunsuz bir ekonomik yapıya sahip olabilirdi. Nor Radyo’nun 1 yıllık zaman diliminde – tercihen – reklam almamasına karşı, radyoya gelen yurtiçi ve yurtdışı reklam teklifleri bu iddianın en önemli kanıtıdır. Kurulabilecek bir Parev Radyo’nun Türkiye gündeminde en üst sıralarda yer bulacağı, dünyanın da ilgisini uyandıracağı, ve 1915 sebebiyle dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış Ermeniler için bir buluşma noktası olacağı unutulmamalıdır.

Türkiyeli Ermeniler için, Ermeniceyi duymanın, bir tuşa basmak kadar yakın olabileceği bir ortamda radyo, asimilasyona karşı koyabilecek en önemli araçlardan biridir. Bu bağlamda fayda-maliyet ilişkisi, toplumun diğer kurumlarında olduğu gibi, burada da yapılmamalıdır. Bu konuya en güzel örnek, Nor Radyo’da bir dönem, haftaiçi her akşam saat 20.00 – 20.30 arasında yapılan ‘Mangants Jam’ (Çocuk Saati) programının Ermenice masalları ile uykuya dalan çocuklardır.

Günümüzde, Türkiye’deki Ermeniler de, diğer halklar gibi ana dillerini yaşatma problemi ile karşı karşıyalar. Bu durumun doğal sonucu yavaş yavaş asimile olmaktır. Bu bakımdan, çeşitli dillerde yayın yapan bir radyonun olması, dillerin de varlıklarını sürdürmelerine katkı sunacaktır.