Kültürel Çeşitliliğimiz

[ A+ ] /[ A- ]

Evrensel Kültür Dergisi

Kurum olarak yaptığınız etkinlikler ve yayın faaliyetlerinizde neyi hedefliyorsunuz?

Nor Zartonk (Yeni Uyanış) olarak biz; Türkiye Ermeni Toplumundan yola çıkarak, Türkiye’deki bireylerin entelektüel gelişimlerini sağlamaları yönünde çalışmalar yaparak, bireylerin Adalet, Demokrasi ve Barışı temel değerler olarak kabul etmesine ve bölge ayrımcılığı yapmaksızın İnsan Haklarının bütün insanların hakkı olarak görümesine katkıda bulunuyoruz. Ayrıca bireylerin, sosyal ve kültürel gelişimlerine katkıda bulunup toplumsal barış ve huzurun gelişmesinde aktif rol almaya çalışıyoruz. Biz, hayatın her alanında gerçekleşebilen militarizme, gerontokrasiye, cinsiyetçiliğe, her türlü etnik ayrımcılığa karşıyız.
Bu bağlamda anket ve atölye çalışmaların yanı sıra söyleşi ve paneller de düzenleyerek başta kendimizi sonra da Türkiyeli Ermenilerin entellektüel gelişimine katkıda bulunuyoruz. Bunları yaparken dar milliyetçi kalıplara girmeden insanlık gibi evrensel değerler ışığında hareket ediyoruz. İnsanların kendilerini sorgulayarak dünyaya daha farklı açılardan bakmaları ve özeleştiri kültürünün gelişmesi için çaba harcıyoruz. Bu bağlamda yapmış olduğumuz anket çalışması ile Türkiyeli Ermenilerin kendi kendilerine ayna tutmasının sağladık. Hem Ermeni toplumu içinde hemde diğer farklılklar ile birlikte kollektif iş yapma kültürünü geliştirip, farklıkların yaşadığımız toprakları güzelleştirdiğini düşünüyoruz.
Dört sene önce bir mail grubu olarak başlayan, Hrant Dink’in öldürülmesi ile ete kemiğe bürünen Nor Zartonk; özellikle 19 Ocak sonrası Türkiye Ermeni Toplumunun gerek kendi sorunları üzerine, gerekse Türkiye’nin sorunları üzerine söz söylemesini ve insiyatif almasının amaçlıyor. Gerek ermenilerdeki sivil toplum eksikli, gerekse anket çalışmamızda kilise dışı demokratik ve bir temsiliyeti isteyenlerin çoğunlukta olması nedeniyle 19 Ocak sonrası kurulması daha da anlamlı olan bir grup olarak Nor Zartonk; demokratik bir Türkiye’nin oluşum sürecinde Türkiyeli Ermenilerin de -özellikle bu dönemde- tarihsel korkuları bir kenara bırakıp bu sürecin içinde olmalarının gerekliliğini düşünüyoruz. Demokratikleşme sürecinin Anadolunun tüm renkleri ile birlikte farklıklık gözetmeyen bir anlayış ile olacağının düşünüyoruz.

Türkiye’de Türk’ten başka bir etnik kökene sahip olmayı ve kültürel kimliğinizi yaşatmaya çalışmayı nasıl ifade ediyorsunuz?

Türkiye’deki ‘farklılıkları’, ‘fazlalık’ olarak gören zihniyete sahip olanların da ‘farklılıklarla ile birlikte kardeşçe ve barış içerisinde yaşamayı’ isteyenlerin var olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Kültürü yaşatmaya çalışmak işte bu ırkçı ve hümanist zihniyetin egemen olduğu dönemlere ve yerler göre değişim göstermekte. Özellikle son dönemde tüm dünyada artmaya başlayan milliyetçi ideolojiler insanları birbirinden uzaklaştırmaktadır. Türkiye’de baskıdan ve tarihsel travmalardan ötürü susan ve kültürel kimliğini sadece özel alan (ev) ile sınırlandıranlar olduğu gibi kendi gibi ‘insana sadece insan olduğu için değer verenler’ ile birlikte kamusal alanda kültürel kimliğini ifade eden insanlar da var. Bizce burda düşülmemesi gereken hata kültürel kimliği yaşatırken milliyetçiliğin kollarına atılmamak. Tam tersine insanı özne olarak kabul edip hümanist bir biçimde bu kimliği yaşatmalıyız. Türkiyedeki bazı ırkçı çevrelerin Ermenileri her daim ‘hain’ olarak gördüğünü düşünürsek biz de bazı zorluklar ile karşılaşıyoruz. Bazı zamanlar yazdıklarımız daha fazla dikkat çekiyor ve söylediğimiz şeyler negatif yanlara çekiliyor.

Yürüttüğünüz çalışmalara dayanarak, Türkiye’de ortak bir kültür birikiminden söz edebilir misiniz?

Türkiye’de ortak bir kültür birikiminin olduğunu düşünüyoruz hatta kopmaz bağlar ile birbirimize bağlıyız da diyebiliriz. Fakat özellikle Osmanlının son döneminden itibaren bu ortak kültürün yıpratıldığını ve şu an ise bu ortak kültürün unutturulduğunu düşünüyoruz. Günümüzde ortak kültürel mirasımızla alakalı birçok kültürel faaliyet yapılsa da Türkiye’deki farklılıklara ait birçok yapının yok olması geçmişten beri çok-renkli olan Anadolu coğrafyası açısından üzüntü verici bir hadisedir. Son dönemde özellikle ırkçılığın/şovenliğin arttığı, politikacıların bunlar üzerinden oy toplamaya çalıştıkları bir ortamda farklı kültürlerden olan insanların sinmesi ve birçok etkinlikten uzak durması gerçekten üzücüdür. Bu topraklarda kader birliği yapmış, bu kadar çok farklılık bu kadar çok kültür varken; Türkiyenin kültürel zenginliği adına herkesin kendini demokratik bir ortamda ifade etmesi önemlidir. Toplumsal huzur ve barış farklı kültürlerin birlikte olması ile oluşur.

(Evrensel Kültür Dergisi’nin Ocak sayısındaki ”Kültürel Çeşitliliğimiz” yazısı kapsamında Nor Zartonk ile yapılan röportaj)