Neden Orada Olmayacağım

[ A+ ] /[ A- ]

Eyüp HANOĞLU
BİRGÜN Gazetesi

CHP Denizli Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Neşşar aşağıdaki mektubu göndermiş:Çocuklarınız “Neden orada değildin” diye sormasın! Kamuoyuna Davet
Ben 14 Nisan saat 11.00’de tandoğan’dayım ve Atanın huzuruna yürüyeceğim. Ülkeyi yaklaşan kabustan kurtarmak adına yurttaşlık görevimi yapacağım. Siz ne yapacaksınız? Yıllar sonra torunlarınıza “Evet oradaydım” diye gururla anlatacak mısınız, yoksa çocuklarınız “Neden orada değildin?” diye sorduklarında başınızı önünüze mi eğeceksiniz?Ben tehlikenin/arkındayım ve 14 Nisan’da Tandoğan Meydanı’nda olmayı seçiyorum. Sizi de bekliyorum.Sayın Prof. Dr. Mehmet Neşşar’a cevabım aşağıdaki gibidir. Bu ülkeyi bu kâbusun içine sürükleyen, doğrudan İttihat ve Terakki zihniyeti ile başlayan ve CHP ile devam eden “tek ırk, tek bayrak, tek din” söylemi ve onun yarattığı ırkçı resmi ideolojidir. Partiniz bu gerici zihniyetin bizzat kurucusu olduğu gibi, bu ırkçı resmi ideolojinin şu anda MHP’den daha aktif savunusunu da yapmaktadır. Dolayısıyla 14 Nisan’da Ankara’da tandoğan meydanında sizin yanınızda olmak, bizi kâbustan kurtarmayacağı gibi, tersine bu ülkede, Türkiye halklarına 80 yıldır kan kusturan resmi ideolojinize hizmet anlamına gelir. Türkiye asıl CHP zihniyetinden kurtulduğu gün karanlıktan kurtulacaktır.
NEREDEYDİNİZ?
Türkiye’de sol siyaseti, sol vicdanı, aydın duruşunu doğrudan sizin partiniz olan CHP yok etti. Ve bugün siyasal islamı iktidara taşıyan da sol muhalefetin yokluğudur. Sol ve sosyal demokrasi adına ırkçılık ve gericilik yapıyorsunuz. Tarihteki bütün Alevi katliamları sizin iktidarlarınız döneminde oldu. Siz aynı zamanda bilim adamı kimliği olan bir milletvekilisiniz ve yıllardır parlamentodasınız. Bu süre içinde Alevilerin bağrında bir yara gibi duran Madımak Oteli biz Alevi-lere zulmedilircesine et lokantası yapılırken, Sivas katilleri Türkiye’nin koruması altında yurtdışında elini kolunu sallaya sallaya gezerken, zorunlu din dersleriyle Alevi çocuklarına Sünni İslam öğretilirken, on binlerce Alevi “cemevleri yasal statüye kavuşsun” talebiyle sokağa dökülürken, sırf Kürt olmalarından dolayı insanlar sokak ortasında linç edilirken, hukuk devleti ilkesi ayaklar altına alınırken neredeydiniz?Munzur Vadisi, Fırtına Vadisi ve Hasan-keyf gibi birçok doğal ve kültürel miras suların altında bırakılıp insansızlaştırılırken neredeydiniz? Hortumcular, sağcı çeteler, hırsızlar toplumun üzerine aç kurtlar gibi çöreklenirken, sokak ortasında devrimciler katledilirken, mezarlıklar gözaltında kayıplarla dolarken de yoktunuz. Sesinizi çıkarmadınız ve bu ülkenin bu kâbusu yaşamasına neden oldunuz. AKP iktidarı döneminde parlamentodaki tek muhalefet partisi sizdiniz. Bu karanlık sadece AKP iktidarının değil, sizin başarısız muhalefetinizin ve sol vicdanla alakası olmayan çizginizin ürünüdür.
NE DEĞİŞİYOR?
Bu gerekçelerle, tandoğan’da yapacağınız mitingde yanınızda bulunmayacağız. Siz yurttaşlık görevini, ordunun postalları altında Ata’nın huzuruna yürümekten ibaret sayıyorsunuz. Seksen yılda ülkeyi Ata’nın heykelleri, İstiklal Marşı ve “Ne mutlu Türküm diyene” afişleriyle donattınız da ne değişti sayın Neşşar? Gözünüz başka hiç bir şey görmüyor, biz de yaptıklarınızın bir faydasını görmüş değiliz. Hazır Ata’nın huzurunda toplanmışken, tankların üzerine çıkıp CHP bayrağı asarak, mehter marşı eşliğinde Kuzey Irak’a doğru da yol alabilirsiniz. Musul’u ve Kerkük’ü kurtarırsınız hiç olmazsa, çünkü Türkiye’de sizin kurtarabileceğiniz bir şey kalmadı.Siz “sol” bir parti olarak, yürüttüğünüz sağ siyasetle bu ülkede sol muhalefetin belinin kırılmasına neden oldunuz. Kürt sorununda, azınlıklar sorununda, Alevilerin sorunlarında hiç bir zaman sol bir duruş sergi-leyemediniz. Sürekli üniter devletin modası geçmiş ve bütün dünya nezdinde utanç abidesi gibi kalan ırkçı ve gerici hassasiyetlerine sarıldınız, bu söylemlerin tutsağı oldunuz. Bugün de, ne güzel, sayenizde AKP siyasal islamı iktidara taşıdı, yarın cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak. Siz ise siyaset yapmak, mücadele yürütmek yerine sadece Ata’nın huzuruna yürüyorsunuz. Mekke’yi tavaf etmeye giden Müslümanlar gibi sürekli Anıtkabir’i tavaf edip Ata’nıza ağlıyorsunuz, ruhundan medet umuyorsunuz. Beyni ve mantığı olan bir insan olarak şunu anlamakta hakikaten zorlanıyorum: Ata’nızın huzuruna çıkınca ne değişiyor? Lütfen açıklar mısınız?
HANGİ GURUR?
Kişilikli ve sol bir siyaset yürütüp yaşanan sorunların karşısında aydın ve demokrat fikirler üretip bu yönde kamuoyu yaratmak, vicdanlı bir duruş sergilemek, Türk-İslam sentezine karşı etnik, dini ve siyasal kimliklerinden dolayı ötekileştirilip hakları gaspe-dilen kesimlerin taleplerine kulak vermek ve demokratik çözümler üretmek yerine, siz bütün bu saydığım maddelerden sınıfta kalmış bir parti olarak sadece türban yasasına karşı çıkmışsınız ve Türkiye’nin Kuzey Irak’taki Kürtlere saldırmasını, kan dökmesini savunmuşsunuz.Bugün kalkıp “CHP ile birlikte Ata’nın huzurundaydım” demeyi bize gurur olarak yutturuyorsunuz. Ben atası-dedesi, soyu so-pu Kürtlüğünden ve Kızılbaşlığından dolayı devlet katliamlarıyla kırılmış, Türk ordusu tarafından köyleri, ormanları yakılmış, Munzur Vadisi ve barajlar sorunuyla doğası tahrip edilmiş, Dersimli bir Kürt-Alevi genci olarak, maalesef sizinle bu “gurur”u paylaşamayacağım sayın Neşşar.Yıllar sonra torunlarım “Neden orada değildin” diye sormayacaklar, sorarlarsa da başım dik ve alnım açık bir şekilde “Vicdanım gereği, 80 yıllık bu haksızlığa ortak olmadığım ve CHP’nin başını çektiği ırkçılığa destek vermediğim için muüuyum” diyeceğim.Bu ülkede, devletin mayasını oluşturan 80 yıllık ırkçı, baskıcı zihniyede hesaplaşıl-madıkça; etnik, dini, sosyal, cinsel, siyasal farklılıklarından dolayı sesleri kısılmış kesimlerin hak taleplerinin yanında yer alınmadıkça; Kürt Sorunu’nda “kanı susturun” söylemiyle sokağa inilmedikçe, 12 Eylül Anayasası’na kökten karşı çıkılmadıkça yürütülen hiçbir siyaset “sol” olmayacaktır. Sol olmak Can Yücel’in deyimiyle “tüzük” değil, “büzük” gerektiriyor.