ANF
“Hrant Dink sadece Ermeni olduğu için değil soykırımı tanıdığı için katledildi” sözleri nedeniyle gazeteci-yazar Temel Demirer hakkında “devleti alenen aşağılama, kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla TCK’nin 301 ve 216/1’den açılan davanın karar duruşması Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, Demirer’in “Erteleme değil beraat ya da mahkûmiyet istiyorum” talebinin aksine “erteleme” kararı verdi.
Duruşmada Demirer’e destek vermek amacıyla Prof. Dr. Baskın Oran, Prof. Dr. Fikret Başkaya, Sosyolog İsmail Beşikçi, şair Mehmet Özer ile insan hakları savunucuları, sendika ve sivil toplum örgütü temsilcileri de yer aldı. Demirer, duruşma sonrası “Talebime rağmen dava, üç yıl boyunca ‘Ermeni Soykırımı’nı devlet yaptı, Hrant’ın katili devlettir’ sözlerimi söylememem için ertelendi. Üç yıl değil duruşmadan beş dakika sonra söylüyorum; Ermeni Soykırımı yapılmıştır, dostumuz, yoldaşımız, kardeşimiz Hrant’ın katili de devlettir.” dedi.
Hakim, savunma avukatlarına Danıştay 13. Dairesi’ne 2009 yılında dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ali Şahin’in, “Ben devlete katil dedirtmem” sözleriyle davaya müdahalede bulunduğu gerekçesiyle Demirer’in yaptığı başvuruya yanıt verilip verilmemesi hususunu sordu. Avukatlar da bu konudaki kararı mahkemenin takdirine bıraktı. Bunun üzerine hakim, “Davanın da açılmamış olması” itibariyle söz konusu başvuruya yanıtın verilip verilmemesinin beklenmemesine karar verdi.
‘Karar Türkiye’nin totaliter olup olmadığını gösterecek’
Ardından hakim Demirer’e söz hakkı verdi. Demirer, mahkemeye 5 Şubat günü 33 sayfalık yazılı savunma sunduğunu belirterek, buna ek olarak da kısa bir savunma yaptı. Demirer, davaya konu olan açıklamasının arkasında olduğunu söyleyerek, “Yaptığım açıklama düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır. Ben ceza verilmesi hakkında da gocunmam. Burada yargılanan ifade özgürlüğü ve tarihi gerçeklerdir. Bu totaliter rejimlerde gerçekleşen bir yargılamadır. Bu bağlamda vereceğiniz karar Türkiye’nin totaliter olup olmadığını gösterecektir” dedi.
Demirer’in avukatı Levent Kanat, yargılamanın düşünce ve ifade özgürlüğünün yanı sıra demokrasi açısından da önemli olduğuna belirtti. Kanat, düşünce ve ifade özgürlüğünün yargılandığı davaların olmaması gerektiğini ifade ederek, “Erteleme değil esasa uygun bir karar verilmesini istiyoruz. Bu bağlamda müvekkilimin beraatını talep ediyoruz” dedi.
‘Beyanlar düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındadır’
Yine savunma avukatlarından Hüseyin Aslan da Demirer’in açıklamalarının düşünce ve ifade özgürlüğünden ibaret olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) içtihatlarına da uygun olduğunu dile getirerek, “AİHM’de düşünce ve ifade özgürlüğüne ilişkin emsal kararlar bulunmaktadır. Müvekkilimin açıklaması Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındadır ve bu sözleşmeye Türkiye’de taraf olarak imza atmıştır. Dosya bu kapsamda ele alınmalıdır” diye konuştu.
Savunmaların ardından hakim, tekrar Demirer’e söz hakkı verdi. Demirer, kararın açıklanmasını istediğini belirtti. Bunun üzerine hakim, Demirer’in talebinin aksine beraat ya da mahkumiyet yerine 3. yargı paketiyle benzer dosyalarda verilen erteleme kararını verdi.
‘Sözlerimin arkasındayım’
Duruşma sonrasında Demirer, adliye önünde açıklama yaptı. Davanın beş yıldır geciktirme ve ertelemelerle devam ettiğini söyleyerek, şunları ifade etti: “Yine erteleme kararı verildi. Talebime rağmen üç yıl boyunca ‘Ermeni Soykırımı’nı devlet yaptı, Hrant’ın katili devlettir’ sözlerimi söylememem için ertelendi. Üç yıl değil duruşmadan beş dakika sonra söylüyorum; Ermeni Soykırımı yapılmıştır, dostumuz, yoldaşımız, kardeşimiz Hrant’ın katili de devlettir. Adaletsizlik Bakanlığı’na da buradan sesleniyorum. Dava açın. Ben kimseyi suç işlemeye teşvik etmiyorum. Düşüncelerimi ifade ediyorum. Gücünüz yetiyorsa yine yargılayın.”