“Üç Kutsal Emir: Kalemi Sev, Mektubu Sev, Sev Kitabı”

[ A+ ] /[ A- ]

image

Dilan K. 
Zırhlı Tren

Sayat Nova,Türkçe uyarlama adı ile Narların Rengi, şüphesiz ki sovyet sinemasında  çığır açmış, büyük bir devrime imza atmış bir başyapıttır.1968 yapımı olan film Ermeni asıllı yönetmen Sergey Parajanov’un en  kıymetli  eserlerinden biri kabul edilmekte.

Unutulan Atalarımızın Gölgeleri ve Sayat Nova (şarkı avcısı) gibi çok önemli filmleri olan Parajanov’un yazıkki kıymeti ne kendi ülkesinde ne de Avrupa’da bilinememiş. Sovyet hükümeti tarafından filmdeki dinsel öğeler bahane edilerek hapse atılan Parajanov ciddi bir aşağılamayla karalama politikasına maruz kalmıştır. Andrey Tarkovski gibi bir çok önemli çağdaşı kendisi için mücadele etmişse de çok sonra özgürlüğüne kavuşabilmiş yönetmen hayata ve sanata küstürülmüş dahi bir sanatçıdır.

Asıl adı Harutyun Sayatyan olan Ermeni ozan Sayat Nova’nın hayatı Parajanov’un yorumu ile içsel bakış tekniğiyle aktarılmıştır. Biyografik bir amacının olmadığı filmin başındaki “Bu filmin bir ozanın gerçek hayat hikayesini anlatma gibi bir kaygısı yoktur”  sözü ile izleyiciye bildiriliyor. Film bütünüyle Sayat Nova’nın iç çekişmelerini,kendi tabiri  ile acı dolu hayatını muhteşem bir yolla sembollere dökerek anlatıyor.

 

Filmin şüphesiz ki en ilgi çekici özelliklerinden biri kamerada tek bakış açısından çekim yapılmış olması.Bunun sebebi,filmin başyapıt kabul edilmesini sağlayan asıl dahiyane fikir olan resim  sanatını filme taşıma düşüncesidir. Film çekim tekniği olarak yüzlerce tablonun bir araya getirilmesinden oluşmuş izlenimini uyandırıyor. Öyle ki Parajanov daha ilk sahneden bizleri yoğun sembolik bir sahne ile başbaşa bırakıyor. Beyaz çarşaf üzerine konan kesik üç narın çarşafı kırmızıya boyaması ile başlayan film ıslatılan kutsal kitapların daha sonra kilise duvarlarına asılarak kurutulduğu, ozanın ölüm meleği ile tanışması gibi çeşitli anlaşılması güç, yoğun sembollerle bezeli sahnelerden oluşuyor. Filmin arka planında ise Ermeni kültürü ince ve yoğun bir şekilde anlatılıyor. Dini imgelerin de çokça yer aldığı filmde ozanın sanatının büyük ölçüde etkilenmiş olduğu Fars ve Azeri kültürleri ile ilgili sahneler de bulunuyor.

“Hepimiz kendimizi birbirimizde arıyoruz”

 

Sayat Nova gibi çok önemli bir ozanın zengin fikir ve duygu dünyası ancak bir dahi tarafından anlatılabilirdi. Parajanov bunu eksiksiz bir şekilde başarmış bir yönetmendir.Düşsel teknikle çekilmiş olan film ne bir şiir çevirisi gibi anlam kaybına uğramış ne de bir düzyazı gibi estetik kayba uğratmıştır ozanın sanatını. Parajanov bu film ile sovyet-sosyalist sinema ve sanat anlayışına büyük bir yenilik getirerek üzerine düşeni layıkıyla yapmıştır. Öyleki filmi çekildiği zamandan bu yana sinema otoriteleri tarafıdan başyapıt kabul edilmekte.

 

Filmi merak ederseniz eğer bir fragman niteliğinde olan Mohsen Namjoo ve Kiosk Yaron Bia adlı parçayı izlemenizi, Sayat Nova’nın ezgilerini merak  ederseniz  Sayat Nova Ashxarhums imn dun is parçasını dinlemenizi tavsiye ederim.