Yarınımıza Dair

[ A+ ] /[ A- ]

52-gundur-direniyorlar-kamp-armen-halka-iade-edilsin-53926-5

Misak Harutyunyan
Nor Zartonk Dergisi

Nor Zartonk’un yıllardır yürüttüğü mücadele, sokakları, meydanları, grev alanlarını, evlerimizi, okullarımızı yani yaşamın var olduğu her alanı bu mücadelenin bir mevzisi olarak kabul etti. Böylece Nor Zartonklular, evde, işte, okulda her neredeydilerse oradan başlayarak ilmik ilmik yeni bir yaşamı inşa etmek için çabaladılar. Bu çabanın çehresi ise daima eşitlikten, adaletten, özgürlükten ve bunun yazıya dökülmüş hali olarak gördüğümüz Nor Zartonk’un Programından doğru çizildi.

Bu mevzilerde başarılı olmanın önkoşulu, Ingerlerimizin önce kendilerinin bu değerleri benimsemesi, kendisini geliştirmesi ve düşlediği dünyanın bir prototipi, örneği haline dönüştürmesidir. Kendimizi geliştirdiğimiz ölçüde ideallerimize daha hızlı yakınlaşacağımız biliyoruz. Bu doğrultuda Nor Zartonklular daima kendilerini ve etrafındakileri geliştirmek, idealleri doğrultusunda kendilerini dönüştürmek için çabalıyor. Takiben evlerini, derneklerini, okullarını ve sıra arkadaşlarını dönüştürmek için çabalıyorlar. Ve en nihayetinde sokakları, meydanları dönüştürmeye çabalıyorlar. Yani her neredeysek orayı, yaşamın var olduğu her yerde ve her yeri dönüştürme kaygısını taşımalıyız. Kamp Armen’i bu bilinçle sahiplenip iadesi için mücadele ettik.

Kamp Armen, Ermeni tarihindeki sembolik yeri sebebiyle bu mücadelenin önemli mevzilerinden biri oldu. Başta Ermeni halkı olmak üzere Türkiye halkları sayesinde bu mevzide mütevazı ama önemli bir zafer elde edildi. 175 gün süren direniş boyunca Nor Zartonklular dostlarıyla birlikte sahip oldukları bütün imkanları, düşledikleri dünyaya benzer bir yaşamı inşa etmek için seferber edip, Kamp Armen’i kimse için ayrımcılığın ve eşitsizliğin olmadığı; adil, demokratik ve özgürlükçü bir dünya olarak yeniden inşa etti.

Elbette ki bu mütevazı zafer gözlerimizi kamaştırmamalı. Kamp Armen’i kazanmanın bütün toplumsal sorunlarımızın çözümünü sağlamadığı, sağlayamayacağı aşikar. Öyleyse Ermeni halkı Kamp Armen’i nasıl sahiplendiyse, geleceğini de aynı kararlılıkla sahiplenmelidir. Hrant Dink ve Sevag Balıkçı davasından Samatya saldırıları ile Maritsa küçük davasına nefret suçlarına karşı yan yana durmalı, dayanışmalı, ses çıkarmalı, yaşamak istediğimizi haykırmalıyız. Vakıf seçimleri için talepkar olmalı, ortak mallarımızı sömürenlere, vakıf yöneticisi olmaktan sözde yaka silkip kendilerini koltuklara yapıştıranlara karşı geleceğimizi kendi ellerimize almalıyız. Ne yanlış, ne yalnızız; yan yana durduğumuzda, kol kola girdiğimizde daha güçlü olduğumuzu ispatladık bir kere! Mücadeleyi yükseltecek, gittiğimiz her yere Kamp Armen’i götürecek, götürdüğümüz her yeri Kamp Armen’e dönüştüreceğiz!