Ermenistan’da Ezidi olmak

[ A+ ] /[ A- ]

ezidi_ermenistan

Agos

Yerevan’da kurulan “Sincar Ezidi Milli Birliği” başkanı ve ‘Dengê Êzidîa’ gazetesi yayın heyeti üyesi Boris Murazi ile Ermenistan’da Ezidi olmayı, zorlukları ve son yıllarda Ermenistan’da verdikleri mücadeleyi konuşuk. Murazi’ye göre Almanya dışında Ezidilerin siyasi olarak en güçlü merkezlerinden olan Ermenistan’da Ezidi gençler, ebeveynlerine kıyasla daha bilinçli ve eşit vatandaşlık konusu için mücadeleye hazır.

Ermenistan’da Ezidi olmak zor mu? Ezidi kimliği horlanan, dışlanan bir kimlik mi?

Ermenistan’da Ezidilere yönelik belirli bir önyargı var. Ermenilerin bizi iyi tanımadığını düşünüyorum ve bu bizim hatamız; insanlar seni tanımazlarsa sana farklı davranabilirler. Okudukça, araştırdıkça, bizim bile kendimizi, kültürümüzü, dinimizi iyi bilmediğimizi anlıyorum. Ezidiliğe ait birçok kültür öğesini kaybetmişiz. Yaklaşık 50.000 Ezzidi var Ermenistan’da ve çok büyük kısmı siyasi olarak pasif. Biz gençler yavaş yavaş kendimizi bulmaya çalışıyoruz. Ermenistan’da doğmuş olmanın avantajları çok, burası Ezidilerin en rahat yaşadığı az ülkelerden biri ve Ezidiler . Hristiyanlar arasında kendilerini güvende hissediyor.

Doğduğum Ditak köyünde sadece Ermeniler vardı, bir Ezidi köyü değildi, tek Ezidi aile bizdik. Belki bu durum, farklı olduğumu hissetmeme sebep oldu, diğerleri gibi Ezidi köyünde doğmuş olsaydım, daha ‘uyumlu’ olabilirdim. Hayvancılık ile uğraşan köylü bir ailenin çocuğuyum, okumasam ben de hayvancılık ile uğraşacaktım, dünyam farklı olacaktı. Okula başladığımda Ermenice bilmiyordum. Onlar Ermenice ben kendi anadilimle kavga ediyorduk. Bugün, bana tuhaf davranan öğretmenlere de kızmıyorum; çünkü bana farklı olduğumu hissettirmeselerdi bu mücadelenin içinde olmazdım.

Ne yapıyorlardı?  Hakarete maruz kalıyor muydun? ‘Siz Ezidiler böylesiniz’ gibi genellemeler mi yapıyorlardı?

Bazıları yukarıdan bakıyordu, hor görüyordu. Bu anlamda, azınlığı sevmeyen bu çoğunluklar ne yaptıkların habersiz. Size kökünüzü hatırlatıyorlar, çocuk yaşta bir uyanışa sebep oluyor; bu uyanış daha sonra siyasi bir başkaldırının kökünü oluşturuyor aslında. Geçenlerde alışveriş yaparken kız arkadaşımla Ezidice konuşuyorduk, satıcı kadın “Siz Ermeni değil misiniz?” dedi, “Ezidiyiz” dedik, “A, hiç belli olmuyor” dedi. ‘Boynuzlarımız evde bırakıyoruz’ dedim. (Gülüyor)  Çünkü Ermenistan’da Ezidiler sadece hayvancılık yada çöpçülük yapıyor algısı var. Ezidiler olarak bizim hatamız bunu değiştirmeye çalışmıyor olmamız; bu algıyı yıkmak için hiçbir şey yapmıyoruz.

Bu mücadele size yormuyor mu? Her gün kendini anlatmaya çalışmak?

Bazen yoruluyorum, bir yük aslında. Ama bir taraftan da iyi hissediyorum. Bugün biz mücadele sayesine bir şeyler değiştirebiliyoruz, Ermenistan Meclisi’nde sesimizi çıkartıyor, taleplerde bulunuyoruz. 5 yıl önce bunu hayal edemezdiniz. Değişen Ermenistan değil, değişen biziz; vatandaşlık haklarımızı talep etmeyi öğrendik.

“1915’te biz de Soykırımdan kaçtık”

Ermenistan ile aranızdaki bağı nasıl anlatırdınız? 

Vatan değil, ben Ermenistan’da Diaspora’dayım. Vatanım Ezdihan, ikinci bir vatanım yok. Burası doğduğum ve en çok sevdiğim yer. Bu ülkenin ordusunda askerlik görevimi yaptım, Ermenistan’ın güvenliği, siyasi ve ekonomik yükselişi benim için çok önemli. 1915 her ne kadar sadece Ermeni Soykırımı olarak bilinse de, biz de bu soykırımdan kaçtık ve Ermenistan’da hayat kurabildik. Tarihteki barbarlıklara birlikte göğüs gerdik. Ailem 1915’de Kars’daki Kondurak köyünden kaçmış. O anlamda vatandaşı olduğum ve kader birliği yaptığım ülke ve halkı benim için diğerleri ile kıyas götüremez, burası da benim toprağım.

Osmanlı’da Ezidilerin hayatı nasıldı?

Ermeniler kadar entegre olmuş değillerdi. Aşiretler olarak yaşıyorlardı. Başlarına buyruktular, vergi toplanamıyordu Ezidiler daha çok Ermeni, Süryani gibi Hıristiyan milletler ile yakınlık kuruyorlardı. Kürtlerle sıkıntıları vardı. Kürtlerin bir kısmının kılıç zoru ile islamı kabul etmiş Ezidiler olduğunu düşünürsek, Kürtlerle her zaman bir çekişme olmuş. Müslümanlar için Ezidiler zaten kabul edilemeycek bir halk. Bu açıdan Kürtler ile sorunlar olması normaldi.

Aileniz akrabalarınız bu aktivizmi tehlike olarak görüyor mu?

Manvel Badayan’a Tuvalet kağıdı götürdüğümüzde* aradılar, “başına bela alıyorsun” dediler, ama bu benim duruşum. Sesinizi çıkartmazsanız daha üstünüze gelirler. Başbakan Hovik Aprahmyan’ın bazı yakınları 20 Ezidi köylüden süt almışlar ve parasını ödememişler. Haber yaptık, basını kullandık, o insanlarla iletişime geçtik, ödemek zorunda kaldılar ücreti. Hayvancılık ile uğraşanlardan küçük baş hayvan alıp parasını vermiyorlardı, Ararat bölgesinde, köylüler gelip konuştular bizle, ‘birşey yapın’ dediler. Yaptık. Yüksek sesle olanı biteni anlattık, ikinci gün muhtarlık, polis aklınıza kim gelirse geldi, özür dilediler, para ödendi, o günden beri de böyle olaylar olmuyor. Benim ve arkadaşlarımın rolünü büyütmek değil amacım, ama haksızlık karşısında ses çıkardığınızda çok şey değişebilir. Kuzey Irak’daki son olaylardaki duruşumuz sayesinde vatandaşı olduğumuz ülke, Ermenistan bizi kolladı. Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan Birleşmiş Milletler’deki konuşmasında Ezidilerin başına gelenleri dünyaya anlattı. Bizim için çok önemliydi bu adım. Ama bunun gerçekleşmesini biz talep ettik. Biz gerektiğinde kendi haklarımız için sokağa çıkıyoruz ama Ermenistan’ın daha demokratikleşmesi için bir hareket olduğunda ona da müdahil oluruz. Genel anlayışın değişimi da azınlık haklarına etki edecektir bunun farkındayız.

Soykırım Ermeniler için ne demek sizce? 100 yılda neler oluyor Ermenistan’da?

Genel olarak ben mücadele çerçevesinde hareket etmenin doğru olduğunu düşünüyorum; gözyaşı var, anı var ama mücadele yok. Aynısını Ezidiler Şengal için yapıyor, ağlıyoruz ama mücadele stratejimiz yok. Ermeniler hedefler koymalılar. İlk başta güçlü bir Ermenistan ve sayıca çoğalmak sanıyorum. Sanki Ermeni liderler Türkiye’nin istediği bir siyaset peşindeler; Ermenistan boşalıyor, dış göç var ve kimse birşey yapmıyor. Batı Ermenistan’dan özlemle bahsediliyor ama Doğu Ermenistan’ın nufusu günden güne azalıyor. Soyu kırılmaya çalışılmış bir halk inadına gelişmeli ve çoğalmalı 100.yılda.