Medyanın ‘Suriye Olimpiyatları’ Başlıyor

[ A+ ] /[ A- ]

Ümit ALAN
BirGün Gazetesi

Hürriyet.com.tr’nin 3 Ağustos tarihinde enteresan bir olimpiyat haberi çıktı. Olimpiyatlarda Başbakan Erdoğan’ın tavsiyelerine uymayan sporcularımıza eleştiri mahiyetindeydi. Hürriyet gazetesi ironi mi, trajedi mi olduğu tam olarak anlaşılamayan haberinde Başbakan’ın taktiklerini uygulamayan sporculara sitem ediyordu. Örneğin; voleybolcuları gece 3’te arayan Başbakan Erdoğan özellikle “bloklara dikkat edin!” diye tavsiye vermiş, ancak “voleybolcularımız” dikkat etmediği için yenildi gelmişti.

Başbakan Erdoğan’ın taktikleri bununla da bitmemişti. Boksçuları da müsabaka öncesi arayan Başbakan Erdoğan, “gardınızı alın kontra yumruklara dikkat edin” taktiğini vermişti. Taktiği uygulayamayan boksçular da Başbakan’ın yüzünü kara çıkarmıştı. Bitmedi, Başbakan Erdoğan’ın güreşçiler için de taktiği vardı “Yakup Hoca bunlara künde atmayı öğret” diyerek deneyimini konuşturmuştu.

Serbest Güreş Milli Takımı Başantrenörü Yakup Topuz, “Sporculara, ‘Başbakanımızı kırmayın. Şampiyon olurken mutlaka birkaç tane künde atın dedim’ beyanatıyla günahın kendinden gittiğini cümle aleme ilan etmişti. Bundan sonra tüm sorumluluk sporcuların üzerindeydi. Başbakan üzerine düşeni yapmıştı.

Peki Başbakan Erdoğan’ın bu övgüye değer taktikleri orada bitti mi? Hayır elbette bitmedi. A Haber ve ATV ortak yayınına çıkan Başbakan Erdoğan, “medya hükümetle beraber hareket etmeli” sözleriyle taktiği verdi. Hoş bu kadar açık taktik vermesine gerek yoktu, zaten pratikte öyleydi ma belli ki bir şeyleri netleştirmek istemişti. Medya Kuvvetleri A Milli Takımı acaba mesajı alacak mıydı, yoksa sporcular gibi tersini mi uygulayacaktı? Bu haftaki Köşe Vuruşu’nda bu sorunun cevabına odaklanmak istedim.

Silahlar Suriye’den iddiası

Sol.org.tr’nin 6 Ağustos tarihli bir haberi ilginç bir ayrıntıyı başarıyla yakalıyordu. Sabah gazetesi önderliğinde ana akım medya, “PKK silahları Suriye’den alıyor” iddiasını yaymak için ilk startı vermişti. İddia ana akım medyanın hatrı sayılır bir kısmında herhangi bir ispata gerek duyulmadan kullanıldı. Hatta sanki PKK ilk kez roketatar kullanıyormuşcasına bir izlenim yaratılarak silahları Suriye sağlıyor iddiası güçlendirildi. Yeni bir durum olmayan PKK’nın Rus yapımı muhimmat kullanması, Suriye ile bağlantılandırılarak sanki ilk kez oluyormuşcasına masaya konuluyordu. Zaten ertesi günkü yani 7 Ağustos tarihli Zaman gazetesi manşeti de oldukça tartışmalı bir kaynağa dayanarak “Esed, cezaevindeki PKK’lıları serbest bırakıyor” manşetiyle çıkıyordu. İddianın dayandırıldığı kaynağın daha önce Türkiye’den “Suriye’deki ‘devrimcileri’ silahlandırın talebinde bulunan “Humus Devrim Konseyi Sözcüsü” Halid Ebu Salah olması ise haberin tarafını açık ediyordu.

Daha açık konuşanlar

Bir dönem parti kurup sokakta el ense çektiği vatandaşları öpme hareketinden öte bir başarı gösteremeyen Sabah gazetesi yazarı Hasan Celal Güzel, Başbakan’ın medyaya verdiği künde taktiğini daha açık anlamıştı. Güzel, dünkü köşe yazısında “Daha fazla beklemeden Suriye’ye girilmeli” mesajını açık açık yazdı. Yani medyanın manipülatif haberlerle adım adım hazırladığı süreci, zarif bir el ense numarasıyla doğrudan açık ediyordu Hasan Celal Güzel. Ne de olsa yılların güreşçisiydi.

Çandar, madalya alamayacak

Başbakan Erdoğan’ın “medya hükümetle birlikte hareket etmeli” taktiği gereği, “PKK’yı Suriye saldırtıyor” iddiası yayılırken, beklenmedik bir itiraz da yükseldi. Anşılan Cengiz Çandar, Başbakan’ın “gardınızı alın kontra yumruklara dikkat edin” taktiğini alamayan boksçular gibi hayal kırıklığı yaratacaktı. Zira “Başbakanı ve bakanlarına sahip olamayan, kendi sınırlarını boşaltmış olan Baas rejiminin, PKK’yı Türkiye’nin üzerinde saldırıya geçirtecek kadar gücü ve becerisi olduğuna, PKK’nın çökmekte olan Suriye rejimine bu kadar bel bağlayacak kadar aptal olduğuna inanabiliyor musunuz?” sorusuyla, Hakkari’deki “askeri tırmanış”ın ardında Suriye’yi görmek isteyen hükümeti zor durumda bırakıyordu.

Medya madalyayla döner

Görülen o ki, birkaç çatlak ses haricinde ana akım medyada hazır Londra Olimpiyatları’ndan eli boş dönmüşken Suriye Olimpiyatları’ndan madalyayla dönelim beklentisi var. Savaşı, savaş ihtimalini bu kadar kolay tartışıp zeminini hazırlamaya çalıştıklarına göre savaşı olimpiyat gibi bir şey olarak görüyorlar sanırım. Nasıl olsa yine yoksul çocuklar ölecek. Olimpiyatlara gönderir gibi gönderecekler nasıl olsa o çocukları oraya. Hadi diyecekler “şehadet” madalyasıyla dönün. Bu yüzden “Başbakan’ın medya hükümetle birlikte hareket etmeli” taktiğini harfiyen uyguluyor ve hiç kuşkusuz madalyaya koşuyorlar.