Sevag Şahin Balıkçı Eylemi Basın Açıklaması

[ A+ ] /[ A- ]

Sevag Şahin Balıkçı’nın, Ermeni soykırımının 96. Yıldönümü olan 24 Nisan 2011’de, Batman’ın Kozluk ilçesinde zorunlu askerliğini yaptığı sırada silah arkadaşı Kıvanç Ağaoğlu’nun silahından çıkan kurşunla “kazara” öldürüldüğü söylendi. Ermeni olmak bir kere daha pahalıya mal oldu ve ırkçılık onu aramızdan aldı. Suçunun ne olduğunu dahi bilmeyen basın emekçileri, öğrenciler, Kürt siyasetçiler, devrimciler ve akademisyenler; sırf düşündükleri, sorguladıkları ve eleştirdikleri için tutsak edilirken, Sevag Şahin Balıkçı’nın katil zanlısı daha ilk duruşmada serbest bırakıldı.

Cinayetin ardından askeri yetkililer tarafından hazırlanan ancak birbiriyle çelişen iki tutanakta da Sevag’ın kasten değil, kaza sonucu ve hatta arkadaşıyla şakalaşırken vurulduğunu ileri sürülüyordu.

Üstü örtülmeye çalışan her olayda olduğu gibi, bu davada da yine çeşitli oyunlarla sınandık. Ancak katillerin foyası ortaya çıktı. Tanıklardan Halil Ekşi ifadesini değiştirerek, Ağaoğlu’nun silahını dolduruşa alıp Sevag’a ateş ettiğini ve Ağaoğlu’nun akrabalarının kendisine Kıvanç lehine ifade vermesini söylediğini belirtti. Tutanak rezaletinin de gösterdiği gibi, Sevag’ın hayatını koruması gereken komutan, bunu yapmadığı gibi, tanıklar üzerinde baskı kurmuş ve cinayeti örtbas etmeye kalkmıştı. Fakat katil zanlısı ve temsil ettiği zihniyet hâlâ mahkûm edilmedi. 1915′te olduğu gibi bir Ermeni’yi öldürmek ülkede meşruluğunu hâlâ koruyor ve katiller cezalandırılmıyor. Ülkede şovenizm, devlet yetkilileri tarafından, farklı etnik gruplara karşı her daim tetikleniyor.

Kışlalarda işlenen bu cinayetler “şaka”, “intihar” gibi bahanelerle örtbas edilmeye çalışılıyor. Devletin bu kanlı ve kirli sisteminde yer almayı, onlardan emir almayı, ölmeyi ve öldürmeyi reddedenler, savaş karşıtları ve vicdani retçiler, uzun hapis cezalarıyla karşı karşıya bırakılıyor, tutuldukları disko denilen disiplin koğuşlarında, komutanların emirleriyle baskıya ve işkenceye maruz kalıyorlar. Dikkat çeken başka bir nokta ise “intihar eden” ya da “şaka” sonucu ölen insanların birçoğu Kürt, Alevi ve Ermeni olması…

Egemen zihniyet tek tipleştiremediklerini kurban etmeye doymadı. Sadece son 30 yıldır süren savaşta birçoğu çocuk olmak üzere binlerce kişi kışlalardan açılan ateş sonucu, havan mermisiyle, mayınlarla öldürüldü. Kışlaların içinde de, şüpheli ölüm olarak adlandırılan, fakat gerçekte ne olduğuna dair şüpheye yer bırakmayan “intihar” ve “kazalar” ile yüzlerce insan öldürülüyor. Kaza, şaka, intihar gibi nedenler gösterilerek maskelenmiş bu olaylar silsilesinin son kurbanlarından biri de Sevag Şahin Balıkçı’dır.

Kışlalarda yalnızca insanlar değil, insanlık da öldürülüyor. Yaşamı savunan bizler, kışlanın dışında çocukların, kışlanın içinde ise gençlerin ölümüne neden olan, hayatın her alanına nüfuz etmiş militarizm ile mücadele için herkesi duyarlı olmaya, somut bir adım olarak da gençleri askere gitmemeye, kardeş kanı dökmemeye çağırıyoruz.

NOR ZARTONK