Agos Gazetesi
Cinayet davasının on birinci duruşmasında, sanık avukatlarının savunmasının zeminini, Hrant Dink’in TCK 301’den (eski TCK 159) aldığı, ve tarihe bir “hukuk katliamı” olarak geçen mahkûmiyet kararı oluşturdu.
Duruşmada sanık avukatlarından Feyzullah Şama, Hrant Dink’in hedef haline getirilmesine neden olan 301/159 yargılamasını hatırlatarak, yazının ‘tahrik unsuru’ oluşturduğunu iddia etti.
Müdahil avukatlardan Bahri Belen, Dink’in barışı savunması nedeniyle hedef alındığını belirtirken, Fethiye Çetin de “Her ülkenin tarihinde utanacağı kara metinler olur. Türkiye de Dink’i mahkum eden o karar metninden dolayı çok utanacak” dedi. Çetin, Şama’ya bu kararın örnek gösterilmesinin, cinayetin ırkçı saiklerle işlendiği tezini doğruladığı ifade etti.
Dink’in hedef haline getirilmesini sürecinin Sabiha Gökçen’in Ermeni bir evlatlık olduğunu yazmasıyla başladığını söyleyen Çetin, “Dink’i mahkûm eden karardan ben bir Türk olarak utanıyorum. Asıl bu kararın verildiği gün Dink vurulmuştur. Hrant, vatanseverlik kisvesi altında ırkçı bir cinayete kurban gitti. Bu tür cinayetlerdeki ‘ırkçı saik’ indirim sebebi değil, aksine ağırlaştırıcı nedendir. Ceza artırılarak verilir, uluslararası hukuk standartları bu yöndedir” dedi.
“Avukatlar derslerine iyi çalışmışlar”
Erhan Tuncel, tanık olarak ifadesi alınan istihbarat görevlisi Ahmet Kurt’la tanıştığında, Kurt’un kendisine kod adını değil gerçek adını söylediğini, bir istihbarat görevlisinin, güvenilmez bir elemanın yanında kimliğini deşifre etmeyeceğini, bu nedenle Emniyet’in kendisi hakkında yaptığı “güvenilmez” nitelemesinin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Tuncel, Fethiye Çetin’in yönelttiği, Ahmet Kurt’la hangi tarihte görüştüğüne dair soruyu yanıtlarken, istihbaratla resmi olarak son görüşmesine “Kürşat”, “Memduh” ve “Ahmet” adlı kişilerin katıldığını, tarihi tam olarak hatırlamadığını ama 2006 Kasımı’nın sonu olabileceğini ve bu tarihten sonra Emniyet’le ilişkisinin kesildiğini belirtti.
“Görüşmede Ogün Samast’ın adı geçti mi?” sorusuna, “Avukatlar derslerine iyi çalışmışlar” şeklinde yanıt veren Tuncel’e kızan mahkeme Başkanı Canak, “Tahrik edici cümleler kullanma. Avukatlar görevlerini yapıyorlar. Elbette derslerini çalışacaklar” diyerek uyarıda bulundu. Bunun üzerine, Tuncel, “Ben Başbakanlık Teftiş Kurulu’na detaylı bilgi verdim. Tekrar tekrar bana aynı sorular soruluyor, açıklama yapmak zorunda kalıyorum” dedi.
Erhan Tuncel, gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulundu
Yazılı savunmasını okuyan Erhan Tuncel, daha önce olduğu gibi, görevinin gereğini yaptığını, ama kendisinin harcandığını söyledi. Öğrenci kaydının silindiğini, tüm geleceğinin karartıldığını, hayatından endişe ettiğini söyleyerek ‘tanık koruma programı’na alınma talebini yineleyen Tuncel, bazı gazetelerde hakkında çıkan haberlerle ilgili olarak ve kimliğini deşifre ettiğini söylediği Fatih Altaylı için suç duyurusu dilekçelerini mahkemeye sundu.
Duruşmayı pek çok isim izledi
Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ve ailesinin yanı sıra, DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, AK Parti Milletvekili ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, AB-Türkiye Parlemento Komisyonu Eşbaşkanı Helen Fleutre, AP Yeşiller Grubu Danışmanı Ali Yurttagül, Brüksel ve Paris Barosu başkanlıklarını temsilen avukatlar Vincent Niore, Mathie Brochier ve Alexandre Couyoumdjian da duruşmayı izlemek üzere Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne geldi.
Uluslararası PEN Başkanı’nın, ve Norveç PEN Yazarlar Birliği’ni temsilen iki gözlemcinin de katıldığı duruşma nedeniyle, Adliye ve çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı.