Ali İsmail Korkmaz cinayeti davasında ara karar verildi

[ A+ ] /[ A- ]

aliismailkorkmaz

Gezi eylemleri sırasında Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz’ın dövülerek öldürülmesiyle ilgili Kayseri’de görülen davanın ilk duruşmasında sonra erdi. Mahkeme tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına ve tutuksuz sanıkların tutuklanma talebinin reddine karar verdi ve bir sonraki duruşmayı 12 Mayıs’a erteledi.

Eskişehir’de geçen yıl 2 Haziran’da Gezi Parkı eylemleri sırasında saldırıya uğrayıp 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle ilgili açılan davanın görüldüğü Kayseri’de ilk duruşma öncesi yoğun güvenlik önlemleri alındı. Kent dışından gelen otobüsler durduruldu, içindekiler tek tek arandı. Duruşmada Ali’nin acılı annesi oğlunun resmini sanıklara göstererek, “Ben Ali’yi temiz ellerimle büyüttüm. O pis ellerinizde dokunmayın çocuğuma” diye feryat etti.

Ankara’da polisin katlettiği Ethem Sarısülük’ün abisi Mustafa Sarısülük ile yine Gezi eylemleri sırasında hayatını kaybeden Abdullah Cömert’in abisi Zafer Cömert, Mehmet Ayvalıtaş’ın abisi Muharrem Ayvalıtaş da şikayetçi oldular ama mahkeme müdahil olma taleplerini reddetti.

Duruşmaya iddianame okunarak başlandı. İddianamede tanıkların anlatımlarına göre, Ali’yi döven polisler “Oh be stres attık” dedikleri yazıldı. Katil zanlısı polisler, ellerinde cop olduğunu ama kimseye vurmadıklarını iddia etti. Sanıklar, avukatın “Elinizdeki sopayla göstericilere vuruyor musunuz?” sorusuna “Talimat olursa gereğini yaparım” yanıtını verdi. Duruşmada sanık polis Mevlüt Saldoğan, “Yerdeki şahsı ayağımla hafifçe dürttüm” şeklinde savunma yaptı!

Duruşma öncesi yaşananlar

Duruşmanın görüldüğü Kayseri’de her türlü gösteriyi valilik ‘kamu düzeni’ gerekçesiyle yasakladı. Yaklaşık 2 bin 30 polis memuru, TOMA’lar, bir panzerler ve bir polis helikopterinin görev yaptığı duruşma öncesi, şehrin giriş ve çıkışlarına arama noktaları kuruldu. Davada biri polis olmak üzere beşi tutuklu 8 kişi kasten insan öldürmek ve bu suçu kolaylaştırmaktan 10 yıl ile ömür boyu hapis arasında ceza istemiyle yargılanıyor.

‘Nasıl kıydınız oğluma’

Oğlunu yitiren acılı anne duruşmanın başlamasını beklerken adliye koridorlarında gözyaşlarıyla oğlunun resimlerini göstererek “Nasıl kıydınız çocuğuma? Ne yaptı çocuğum size? Kendi çocuklarınıza nasıl bakıyorsunuz” diye isyan etti. Ali İsmail’in ailesi duruşma salonuna alkışlarla girdi. Duruşmada yer yokluğu zaman zaman tartışmalara neden oldu.

Silah gerginliği

Duruşma salonuna bir polisin silahlı olarak girdiği ortaya çıktı. Avukatlar polisin etrafını sardı ve kimlik tespitini istedi. Salonda arbede çıktı ve polis olduğu iddia edilen kişi, polisler tarafından dışarıya çıkarıldı.

Silahlı polisi, Pınar Aydınlar fark etti. Salonda iki polis daha fark edildi. Avukatlar etrafını çevirdi. Polislerden biri yan kapıdan kaçmak isteyince avukatlar yakaladı. Bu arada polislerin “Biz vekil korumasıyız” dediği öğrenildi. Fakat hiçbir vekilin koruması olmadığı belirlendi.

Katil zanlıları Ali İsmail’in küfrettiğini iddia etti

İddianamede sanıkların “Ali İsmail bize küfrediyordu” dediği yer alıyor. Tanıklara göre ise Ali İsmail “Yapmayın etmeyin” diye yalvarıyordu. İddianame okunurken Ali İsmail’in babası da “Nasıl yaptınız bunu oğluma” diye haykırdı.

Kovalayan polis o mu?

Sanık polis Yalçın Akbulut çapraz sorgu sırasında şöyle konuştu:

Yerde yatan şahıs küfür ediyordu. Talimatım da olmadı, müdahalem de. Ben geri döndüğümde, yerde yatan şahıs yoktu. Benim gördüğüm şahıs 1.75 boylarındaydı, Ali İsmail ile alakası yok. Koyu renk kapişonu vardı peşinden koştuğum şahsın. Ali İsmail 1.60 boyunda, kot pantolonlu, tişörtlüydü. Görüntüleri defalarca izledim. Sadece şahsı uzaklaştırmak için kovaladım. Kovalarken yalnızdım.

Sanık Saldoğan: Ayağımla yerdeki şahsı hafifçe dürttüm

Duruşmada sanık polis Mevlüt Saldoğan’ın ifadesi Korkmaz ailesinin tepkisine neden oldu. Saldoğan ifadesinde şunları söyledi:

”TEM’de çalıştım, meslek hayatım boyunca ne olursa olsun Ali İsmail gibi bir gencimizi kaybettiğimiz için çok üzgünüm, buradan baş sağlığı diliyorum, ailesine de sabır diliyorum. Ben 31 Mayıs sabahı mesaiye başladım, akşam mesai bitiminde basın açıklaması olacağı şeklinde bilgi geldi, amirimiz olay yerinden ayrılmamamızı söyledi, harekete geçerek AKP binası önüne geldik. Olay günü sabahına kadar 72 saat bilfiil görev yaptım. Olay gecesine gelince, daha gündüz saatleriydi amirlerimizin emirleri sonucu AKP önünde görev aldık, bize önce söylenen Çevik Kuvvet arkasında bir gözaltı yapılacaksa onu yapmamızdı. Çevik TOMA ile görev yaparken bir müdahale olmadı. Yetkili amirlerimiz güvenlik şube, özel donanımlı yüksek sesle görev yapan araçla eylemin kanuna aykırı olduğu şeklinde defaten, yalvarırcasına ikaz etti. Daha sonra grup dağılmadı. Cadde üzerine kurulan barikatın arkasından taş, sopa, demir, sapanla saldırılar oldu. Barikatı açmak için Çevik ile harekete geçtik. Saldırı olunca geri çekildik. Çevik Kuvvet’in önünden kaçanlar bize saldırdı. Daha sonra sıralı amirlerimizden biri, elinde telsizle o bölgedeki grubu oradan gözaltı yapılmadan uzaklaştırmamız istendi. Sokağa giriş nedenimiz oydu. Benim vurduğum şahıs kesinlikle Ali İsmail değildi. Çünkü şahıs benden uzun boyluydu. Şahıs önümden geçti, müdahalede bulunmadım. Yalçın bey koşuyordu, ileride üç dört şahsın önüne geçitiğini gördüm. Şahıslara ‘bırakın dokunmayın’ dedim, yere düşmüş vaziyetteydi, hafifçe ayağımla dürterek kalkmasını istedim. Şahıs arkamdan küfür etti. ‘Küfretme, ayıp, erkek insana küfür etmek yakışmaz’ dedim.”

Bu ifadeye tepki gösteren ağabeyi Gürkan Korkmaz yerinden kalkarak, “Erkek misin sen? Elinde kan var, tuttuğun oruç oruç değil, kıldığın namaz namaz değil” diye bağırdı.

Sanık Ebubekir Harlar: Polisin vurup öldüreceğini bilmiyordum

Tutuklu sanık Ebubekir Harlar, “Cezaevinden tanıdığım İsmail Koyuncu’nun fırınına sığındım, biber gazı vardı. Olayları izliyordum. Bir ara yakalayın yakalayın diye ses geldi. Bir şahsın arkasından polisler koşuyordu. Şahıs bize doğru koşarken önüne geçtik, çelme taktım, düşmedi. Polisler gelip o şahsı dövmeye başladı. Polisin vurup öldüreceğini bilmiyordum. O da bizim kardeşimiz, o da vatan evladı, terörist değil. Mevlüt Saldoğan içlerindeydi, sivil polisler düşürdüler genci.” dedi. Bu ifade sırasında anne Emel Korkmaz sanığa, “Neden çelme taktın?” dedi. Bu arada Ali İsmail’in babası fenalık geçirdi ve salon dışına çıkarıldı.

Duruşmada sanık Ebubekir Harlar yanındaki sanıkları suçladı, polis Mevlüt Saldoğan’ın Ali İsmail’e dönüp tekrar vurduğunu, sivil sanıkların da saldırıya katıldığını iddia etti. Saldoğan, “Benden daha uzun boylu ve kalıplı olan Yalçın Akbulut” diyerek Harlar’ın onu işaret ettiğini öne sürdü.

Tutuklu sanık Muhammet Vatansever: “Kayınbiraderim Ismail Koyuncu çağırdı, oraya vardığımızda ortalık savaş alanı gibiydi, Polislere taş atılıyordu, polis de gençleri dağıtmaya çalışıyordu. Beşik otel tarafından 4-5 polis bir genci kovalıyordu. Yakalayın diye bağırıyordu bir polis. Ayağımı attım, döndüğümde yere düşmüştü. Devletin polisinin kovaladığı bir şüpheliyi yakalayıp polise teslim ettim, bu suçsa özür diliyorum.”

Tutuklu Ramazan Koyuncu: “Özel güvenlik görevlisiyim. Ismail Koyuncu çağırdı, gittik. Göstericiler polise birşeyler atıyordu. Bir ses geldi, önüne geçin diye. Polislerin kovaladığı kişinin önüne geçtik. Ben vurmadım, bize küfür deiyordu. Kendisini yere attı. Mağdurum.”

Sanık avukatları: Görüntülerdeki Ali İsmail olduğu belli değil

Sanık avukatları, görüntülerde darp edilen kişinin Ali İsmail olup olmadığının belirlenmediğine yönelik savunma yapıyorlar. Ali İsmail’in ölümüne, kullandığı kan sulandırıcı ilaçların yol açtığını iddia ediyorlar.
Mevlüt Saldoğan’ın avukatı: Müvekkilim 72 saat uykusuz kalmıştır, öyle iddia edildiği gibi masum bir eyleme saldırmamıştır.

Sanık avukatı: Kamera kayıtlarına güvenmiyoruz. Tüm basına müzekkere yazılarak görüntü istenmesini, montajlı olup olmadıklarının tespitini istiyoruz.

Avukatı: “Mevlüt Saldoğan terörle mücadelede görev almış bir polistir. Bir şahsın hayati, vurulmayacak yerlerini bilir.”

Ardından karar için duruşmaya ara verildi ve Mahkeme sanıkların olay günü tüm telefon görüşmelerinin TİB’den istenmesine, sanık avukatlarının görüntülerdeki kişinin Ali İsmail olmadığını iddia ettiği için Ali İsmail’in telefon kayıtlarının istenmesine, menfaat çatışması bulunduğundan sanıkların ayrı ayrı avukatlara teslimine, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına ve tutuksuz sanıkların tutuklanma talebinin reddine karar verdi ve bir sonraki duruşmayı 12 Mayıs’a erteledi.