19 Ocak ve büyük yalan…

[ A+ ] /[ A- ]

Eren KESKİN
Özgür Gündem

19 Ocak 2007’den bu yana, 7 yıl geçti…

Bir kez daha 19 Ocak’ta Hrant Dink’i anacağız hep birlikte…

Devletin, bu cinayetteki “temel rolünün” açıklanmasını ve özür dilemesini isteyeceğiz.

Ancak bence, yine kendimizi ‘sorgulamaktan’ kaçınarak yapacağız bütün bunları…

Devletler ancak, yüksek sesle gelişen bir ‘iç talep’ zorlarsa, değişebilirler…

Tabii ki devletleri, farklı politikalar uygulamaya zorlayan dış etkenler de çoğu zaman etkili olur.

Ancak, “asıl belirleyici” olan daima, ‘iç gelişmeler’ ve ‘iç taleplerdir.’

Fakat Türkiye Cumhuriyeti Devleti, öylesine ‘TOTALİTER’ bir yapı oluşturmuş ki; halk da, devletin ve ‘resmi ideolojinin’, ‘kırmızı çizgilerini’ içselleştirmiştir.

Bu ‘kırmızı çizgilerin’ başında, ERMENİ SOYKIRIMI’NA yaklaşım gelir.

Halkın bakış açısı ile, devletin bakış açısı arasında hiçbir çelişki yoktur bu konuda…

Hrant Dink’in öldürülmesine üzülenler, hatta onun cenazesinde on binlerle yürüyenlerin arasında da, fazla istisnası yoktur bu durumun…

‘SOYKIRIM’ sözcüğü, hep tartışmalıdır.

Bu kavramı kullanmak, çok zor gelir genelde birçoğuna…

Hatta bu sözcüğü kullananlar, ‘işi zora sürmekle’ suçlanırlar…

Oysa ben, ‘SOYKIRIM’ kavramının hepimizin beyinlerindeki ‘ZİNCİR’ olduğunu düşünürüm.

Bu kavramı özgürce kullananlar, beyinlerindeki zinciri de kırmaya başlarlar.

1915 ERMENİ SOYKIRIMI, yüzyılın en büyük suçudur.

‘SOYKIRIM’ tanımını bulan hukukçu Lemkin, kavramı oluştururken, 1915’ten ilham almıştır.

Coğrafyamızda işlenmiş bu suç, yine bu coğrafyada yaşayan insanlara söylenmiş en büyük yalan olmuştur.

Büyük çoğunluk, bu yalana esir olmuştur.

Bir kısım insan ise, ‘SOYKIRIM’ kavramı yerine, hiçbir zaman onun yerine geçmeyecek, ‘TEHCİR’ gibi kavramlarla geçiştirmeye çalışırlar.

Oysa 1915’te, ‘SOYKIRIM YAPILMIŞTIR’ diyebilmek, bizi kendimize karşı da özgürleştirecektir.

İstesek de istemesek de; susarak, talep etmeyerek, gizleyerek, yok sayarak bir şekilde ortağı olduğumuz bu büyük suç karşısında, alacağımız tavır bizi İNSAN yapacaktır.

İşte o zaman, Hrant Dink cinayetinin, asla sadece bir cinayet olmadığını anlayacağız.

İşte o zaman, anlayacağız ki, bu ‘SOYKIRIM’ nedeniyle, devletten ‘ÖZÜR VE TAZMİN’ talep etmezsek, diğer tüm talep ettiklerimizin de sonu hüsran olacaktır.