Antep’teki gerilime AKP bakışı: Suçlu dış mihraklar, çözüm Suriyelilerin sevki!

[ A+ ] /[ A- ]

maras-fasist

Sendika.org

Antep’te Suriyelilere yönelik saldırılar üç günü geride bırakırken kentin yönetim mercileri ancak yeni yeni kamera karşısına geçebildi. Açıklamada itidal çağrısının ötesine geçilemedi, çözüm olarak ise Suriyelilerin başka kentlere sevki sunuldu. AKP Milletvekili Mehmet Sarı ise suçluyu buldu: Dış mihraklar!

Antep’te bir Suriyeli kiracının ev sahibini öldürdüğü iddiası sonrası Suriyelilere yönelik başlayan eylemler, saldırılar ve linç girişimleri üç günü geride bırakırken, Antep Valiliği’nden nihayet bir açıklama geldi. Vali Erdal Ata; Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, İl Jandarma Komutanı ve İl Emniyet Müdürü ile birlikte kameraların karşısına geçerek aldıkları önlemlere ilişkin bilgi verdi.

Suriyeliler başka kente sevk ediliyor

Yapılan aksi yöndeki açıklamalara karşın Suriyelilerin kentte ciddi asayiş sorunlarına neden olduklarına dair yaygın bir kanaat oluştuğunu aktaran Vali Erdal Ata, asayiş birimlerinin kayıtlarına göre Suriyeli sığınmacıların karıştığı asayiş olaylarının sayısının abartıldığı kadar yüksek düzeyde olmadığını açıkladı.

Suça karışan Suriyelilere müsamaha gösterildiği yönündeki iddiaları yalanlayan Ata, 11 Ağustos’taki cinayet vakasının ardından fail ve şüphelilerin gözaltına alındığını da sözlerine ekledi. Vali, “Metruk bina, garaj, işyeri, park ve bahçe gibi, hijyen ve sağlık şartları yeterli olmayan, yaşadıkları yerler itibariyle, bizim vatandaşlarımıza rahatsızlık veren yerlerde barınmaya çalışan Suriyeli sığınmacıların, İslahiye, Nizip, Viranşehir ve Nusaybin’de kurulmuş bulunan ve boş durumdaki çadır kentlerinde barınmaları için sevk edilmelerine başlanmıştır” dedi.

Suriyelilerin taşınması doğrultusunda ilk etapta 400 kadar Suriyelinin Urfa ve Mardin’deki kamplara götürüldüğü belirtildi.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de özellikle kentteki gençlere itidal çağrısı yaptı. Suriyelilerin zor şartlar altında canlarını, mallarını, çocuklarını korumak için ülkelerinden kaçtıklarını ve Antep’e geldiklerini söyleyen Şahin, yeni kamplar kuracaklarını da duyurdu.

Tedirginlik, trafik, ucuz işgücü, kira fiyatları ve tepki

Antep’teki olaylarla ilgili olarak BBC Türkçe’ye konuşan yerel bir kaynak, Suriyelilerin hırsızlığa ve suça bulaşma oranlarının düşük olduğunu fakat asıl sıkıntının parklarda yaşayanlardan çıktığını söyledi. Yerel kaynak düşüncelerini şöyle aktardı:

Halk tedirgin oluyor. Parklara, alışveriş merkezlerine gidemiyor. Halk trafikten de şikayetçi.

Önceden geldiklerinde paraları vardı, kiralarını ödeyebiliyorlardı ama artık ödeyemiyorlar. Eskiden 3+1 dairenin kirası 300 TL idi, şimdi 1000 TL oldu. Kenar mahallelerde de kiralar 150 TL’den 350 TL’ye çıktı. Boş yer kalmadı.

Kuaförde, lokantada, oto yıkama servislerinde çalışıyorlar. Bir Gaziantepli lokantada günlük 50 TL yevmiye alıyordu, Suriyeliler günde 15-20 TL alıyor. Berberlerde de çok ucuza çalışıyorlar. Halk arasında işsizlik de sıkıntı yaratıyor.

Halk parktakilere çadır, yorgan, battaniye ve gıda yardımı yapıyor. Olanlardan sadece Suriyelileri sorumlu göstermek doğru değil. Ama halk bıkmış durumda.

‘AKP krizi iyi yönetemedi’

CnnTürk’e konuşan Mülteci-Der İdari Koordinatörü Pırıl Erçoban da Türkiye’nin sınırı mültecilere açtıktan sonrasını iyi yönetemediği görüşünde. Erçoban, krizin çabuk biteceğinin, mültecilerin kısa sürede geri döneceğinin düşünüldüğünü belirtti. Erçoban, Suriyelilerin umutsuz durumundan fahiş kiralar ya da kaçak işçi çalıştırma sureti ile faydalanıldığını dile getirdi.

AKP’den şaşırtmayan gerekçe: Dış mihrak!

AKP cephesinden yapılan açıklamalarda ise bir kez daha “Suriye istihbaratı” gerekçesinin arkasında sığınıldı. Emperyalizmin Suriye’ye yönelik politikalarının taşeronluğunu yürütürken defalarca kez “Suriye istihbaratı” gerekçesini dillendiren AKP cenahında son açıklama Antep Milletvekili Mehmet Sarı’dan geldi.

Hükümetin ilk günden bu yana üzerine düşeni yaptığını öne süren Sarı, gelenlerin sayısının tahminlerin üzerinde olması nedeniyle sorun yaşandığını söyledi. BBC Türkçe’nin “sınır kontrolü” ile ilgili sorusuna “Çok sıkı değil” itirafında bulunarak yanıt veren Sarı, daha sonra ise denetimin sağlandığını iddia etti.

Kardeşlik ve misafirperverlik sözcüklerini art arda sıralayan Sarı, yaşanan saldırılardaki sorumluluğu ise hiçbir biçimde üzerlerine almadı ve AKP’lilerin dillerine pelesenk olan “dış mihrak” gerekçesini sundu:

Bu problemin coğrafyamızda paralel gelişen olaylarla bağlantılı olduğuna, değişik kesimler tarafından yaptırıldığına inanıyoruz. Sadece içeriden değil, dışarıdan da suni olarak oluşturulmuş bir hareket olduğu, ardında özellikle Suriye tandanslı, istihbarat teşkilatı olduğu kanaatindeyiz.

Sadece Suriye istihbaratı değil ve ya başka istihbaratlar da olabilir. Geçmişte bunun örneklerini gördük. İçeride de art niyetli hareket edenler olabilir.

Bu istenmeyen hadiseler lokal hadiselerdir. Gerek Gaziantep, gerek diğer illerdeki hemşerilerimiz aklıselim hareket etmeli, misafirlerimizin tamamına mal etmemek gerekir. Bunlar gelip geçicidir. Sağduyuya davet ediyorum. Emniyet teşkilatı, emniyet güçleri en güzel şekilde çalışmaktadır.

‘Suriyelilerin kabahati değil, hükümet üzerine düşeni yapmalı’

CHP Antep Milletvekili Ali Serindağ ise BBC Türkçe’ye yaptığı açıklamada Suriyeliler için yeterli sayıda kamp inşa edilmesi ve insani yaşam koşullarının sağlanması gerektiğini söyledi. Kampların kapasitesinin sınırlı olmasıyla yer bulamayanlar ile kamplarda kalmak istemeyenlerin kontrolsüz, kayıtsız bir biçimde sınır kentlerine yayıldığını belirten Serindağ, Antep’teki durumu şöyle yorumladı:

Gaziantep’te resmi olarak 215 bin kayıtlı Suriyeli var. 33 bini kamplarda, geri kalanı şehrin çeşitli bölgelerinde. Kayıt altına alınmayanlarda genel kanıya göre 400-500 bin arasında değişiyor. Bunların büyük bir bölümü gayri insani şartlarda yaşıyor. Barınma yerleri ya yok, ya da çok kötü. Zaten Gaziantep’te işsizlik oranı fazla. Şehrin sosyal dokusu bozulmaya başladı.

Hem onlar çok kötü şartlarda yaşıyor, hem de Gaziantepli huzursuz. Suriye’deki durum sükûnete ermeden tekrar ülkelerine gönderilmeleri mümkün değil. Suriye’den gelenlerin kabahati değil buraya gelmek. Kimse keyif için evini bırakmaz, zorunluluktan ötürü geldiler. İnsanca davranmalıyız ama hükümet de üzerine düşeni yapmalı.

Gelenlerin kayıt altına alınması, gelenleri barındırılabilecek şekilde yeterli kamplar inşa edilmesi, kamplara yerleştirilmeleri gerekiyor. İnsanca yaşam mekânına kavuşurlarsa, Gaziantep’teki huzursuzluk biter.

Bunu yaparken uluslararası toplumun da katkısını almak önemli. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ile iş birliği sağlanmalı. Hükümetin sınırları kontrol altına alması, sivil toplum kuruluşlarının sükûneti sağlayacak şekilde girişimde bulunması lazım. Bu, Türkiye’nin tek başına altından kalkabileceği bir sorun değil.

Gaziantepli olarak yaşanan tüm bu olayları hayretle takip ediyorum. Asla tasvip edilemez bir durum söz konusu. Sonuçta onlar bizim geçici durumda olan misafirlerimiz kontrolsüz güç asla çözüm değildir. Misafirlerimiz ile ilgili gerekli hassasiyeti de sağlayacak olan da devletimizdir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.