21 yıl önce, devlet ve devletin paramiliter güçleri, resmi ideolojisine muhalif olan aydın ve sanatçıları Sivas’ta, Madımak Oteli’nde yakarak katletti. 35 insanın alevler içine nasıl terk edildiğini, televizyonlardan izlettirdi. Katliamı ve katliamcıları yücelten devlet, daha önce olduğu gibi Sivas Katliamı’nda da başrolü oynayanları ödüllendirdi. Katliamcı zihniyet hiç böyle övülmemişti, katliamcıların avukatları devlet kademesinde yüksek mevkilere getirildi.
Olaylardan 19 yıl sonra, 13 Mart 2012 tarihinde ise mahkeme adı altında kurulan tiyatro sahnesinde bir kez daha yakıldı Madımak. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, zaman aşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesine karar verdi. Sivas’ta Madımak Oteli yanarken olayı seyreden ve hiçbir şekilde müdahale etmeyen kamu görevlileri hakkında soruşturma açılmadı ve dava zamanaşımından düştü.
Devlet, dava kararını protesto etmek için gelen, katliamda yakınlarını kaybeden ailelerin, insanlık davasında zaman aşımı olmaz diyenlerin, sosyalistlerin, devrimcilerin, Alevilerin, Kürtlerin, Ermenilerin ve tüm halkların ve inançların üzerine kolluk kuvvetlerini saldı. Biber gazlarıyla, coplarla, panzerlerle saldırdı. Yetmedi, üniversitelerdeki ırkçı gruplar “ Yaktık, yine yakarız” diye pankart açarken, Recep Tayyip Erdoğan dava kararına ilişkin “Milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun.’’ dedi. Bugün de büyük bir aymazlıkla Cemaat’in televizyon kanalı Samanyolu, “iftar menüsü mutfak keyfi” adlı programında “Madımak Mıklası” tarifi verecek kadar insanlıktan çıkmış, Alevi düşmanlığını sürdürmekte kararlı olduğunu bir kez daha gösterdi.
Topraklarımızda yaşayan halkları ve inançları düşman belleyen faşizm, dün olduğu gibi bugün de yine paramiliter güçlerini, faşistleri, ölümden yana olanları, tek dil, tek din, tek bayrak diyenleri korurken Uğur Kaymaz’ın, Hrant Dink’in, Sevag Balıkçı’nın, Festus Okey’in, Metin Göktepe’nin, Ceylan Önkol’un, Metin Lokumcu’nun, Dersim’in, Çorum’un, Maraş’ın, Gazi Mahallesi’nin Roboski’nin, katledilen Gezi Direnişçilerimizin ve daha binlercesinin katilleri aramızda dolaşıyor ve biz sessiz kaldığımız sürece de aramızda dolaşmaya devam edecek.
Bu faşizm karşısında yaşadığımız bu cehennemi cennete çevirmenin yegane yolu, topraklarımızın tüm halkları ve inançları ile birlikte, ezilenleri ve tüm ötekileriyle birlikte, faşizme ve sömürüye karşı, ayrımcılığa karşı eşitlik, özgürlük ve kardeşlik mücadelesi vermek, omuz omuza durmaktır.
Yaşasın Halkların Dayanışması!
Eşitlik Adalet Kardeşlik!
NOR ZARTONK / ՆՈՐ ԶԱՐԹՕՆՔ