Bu Zihniyet İçin Sevag Son Değil

[ A+ ] /[ A- ]

Faruk AYYILDIZ
Evrensel Gazetesi

Batman’ın Kozluk ilçesinde askerlik yaparken er Kıvanç Ağaoğlu’nun silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Ermeni genç Sevag Balıkçı’nın sekizinci duruşması Diyarbakır’da görüldü. 2. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde görülen dava 5 Kasım’a ertelendi. Davayı izlemek ve Balıkçı ailesine destek vermek için Diyarbakır’a gelen Nor Zartonk İnisiyatifi davanın peşini bırakmayacaklarını söyledi.

Gerçekleştirilen ırkçı ve nefret söyleminin yeni Sevag cinayetlerini habercisi olduğuna dikkat çeken İnisiyatif’ten Murat Gözoğlu, bu söyleme karşı barış dilinin kullanılması gerektiğini belirtti. Gözoğlu, sorularımızı yanıtladı.

Davada neler oluyor?

İlk duruşmada katil zanlısı tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Sekizinci duruşmaya geldik. Sevag vurulduktan sonra olay yerinde iki farklı tutanak düzenleniyor. Birincisinde kaza deniliyor, diğerinde ise cinayet olduğu söyleniyor. İki tutanağı da aynı komutan imzalıyor. Zaten tutarsızlık, tutanaklarda başlıyor. Sevag’ın asker arkadaşlarından birisi daha sonra ifadesini değiştirdi. Önce olayın kaza olduğunu söylüyordu ama Ağaoğlu ailesinin baskısı altında ben bu demeci verdiğini ve Kıvanç Ağaoğlu’nun hedef alarak ateş ettiğini anlattı. Bunların hepsi bize gösteriyor ki bu davanın üzeri örtülmeye çalışılıyor. Olayın kaza sonucu meydana geldiğine inanmamız isteniyor. Bir sonra ki duruşmada da adli tıp raporları gelecek davanın sonuçlarını o etkileyecek.

Resmi söylem devam ediyor

Son duruşma 6 – 7 Eylül olaylarının yıl dönümüne denk geldi. Bu neler düşündürüyor size?

6 – 7 Eylüllerle, katliamlarla yüzleşmediğimiz için Sevag askerlik yaptığı sırada ırkçı cinayete kurban gidebiliyor. Türkiye’de bu konuda az da olsa ilerleme var. En azından soykırım eskiye göre konuşulabiliyor. Ancak devletin bizlere dayattığı sistem tek tipçi ve asimilasyoncu özelliğini koruyor. Bu cinayetlerin de sürebileceği anlamına geliyor. Sevag’ın davası emsal oluşturabilecek bir şekilde sonuçlanırsa şüpheli asker ölümlerinin önüne geçirebilir ama şuan için egemenler barışın değil savaşın dilini kullanıyorlar, ülkede ciddi bir çatışma ortamı var.

Duyarlılığın artması gerekiyor

Kürt ve Alevi gençlerinin askerlik yaptıkları sırada ‘intihar’, ‘kaza’ gibi sebeplerden ölüm haberlerini alıyorduk. Şimdi bir Ermeni genç öldürüldü ve bu durum toplumda nasıl karşılık buldu?

Ne yazık ki askerde kazayla ya da intihar sonucu ölen Kürt, Alevi ve Ermeni askerlerin toplumunda bir karşılığı yok gibi görünüyor. Bölgede savaş ciddi şekilde devam ediyor. İnsanlar ölmeye devam ediyor. İntihar, kaza gibi açıklamalar toplumda tepki doğurabilecek şekilde yansımıyor. Meydanında da etkisi ve gücüyle bazen bu askerler toplumun gündemine bile gelmeyebiliyor.

‘İntihar’ ya da ‘kaza’ denilen bu ölümler genelde ailelere inandırıcı gelmiyor ve olay mahkemeye kadar yansıyor. Bununla birlikte davanın takibi de aile için zorlaştırılıyor. Sevag davası için benzer bir durum söz konusu mu?

Davanın Diyarbakır’da görülüyor olmasının avantajları ve dezavantajları var. Diyarbakır’a Ermeniler olarak geldik ve kendimizi evimizde gibi hissediyoruz. Ancak davanın İstanbul’da olmaması davanın takibini de zorlaştırıyor. Sonuç olarak sindirilmiş bir toplumuz. Bizim de amacımız Diyarbakır’a gelip, Balıkçı ailesi ile dayanışmaktı. BDP Milletvekilleri destek oldular bize. Ama tüm kesimlerde bu duyarlılığı yaratmak amacındayız.

Irkçılık körükleniyor

İnisiyatif olarak neler yapıyorsunuz? Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Anti militarist, savaş karşıtı bir inisiyatif olarak çalışma yürütüyoruz. Hrant’ın ölümünden sonra ete kemiğe bürünmüş bir yapıyız biz. Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunmak istiyoruz. Paneller, etkinlikler düzenliyoruz. Türkiye’deki Ermenilerin bu davalara karşı duyarlılık yaratmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bu mesele kaza da olabilir ama ortada ırkçı, nefret cinayetleri var. Neden askerde sadece Kürt, Alevi ve Ermeni gençleri intihar ediyor, kazaya kurban gidiyor? Devlet yetkililerinin meydanlar çıkıp nefreti körüklememesi lazım. Hocalı mitinginde İçişleri Bakanı, Ermeniler özelinde tüm ezilenlere karşı ırkçılığı, şovenizmi körükledi. Bu zihniyet devam ettiği sürece Sevag cinayetleri son olmayacaktır.