HaberFabrikası.Org
Dünyanın dört bir yanından kadın örgütlerinin oluşturduğu Dünya Kadın Yürüyüşü (DKY), “8 Mart 2012 Dünya Kadınlar Günü -Dünya Kadın Yürüyüşü Deklerasyonu”nu yayınladı.
“Kapitalist, ırkçı ve ataerkil sistemin içinde bulunduğu krizin en şiddetli döneminden geçiyoruz”saptamasının yapıldığı deklerasyonda, küresel ölçekte gelişmekte olan militarizm ve otoriteryanizm tehditine, “aşırı tutucu, muhafazakâr ideolojisi ve krize getirdiği uyduruk çözümleriyle ölümcül kapitalist paradigmanın saldırı” koşulları altında kadınların dünya genelinde elde ettiği kazanımların giderek zayıflatıldığına, küresel medyanın “muhafazakâr dogma ve değerleri yeniden diriltme stratejisi“ne vurgu yapılıyor.
Krizdeki Avrupa’daki “neoliberal gerici saldırı”nın halklara dayattığı “tasarruf tedbirleri”nin “ataerkil, kapitalist ve ırkçı ideolojinin ağırlığını” taşıdığını belirten deklarasyonda; “Biz kadınlar yüksek bir bedel ödüyoruz: Önce işten çıkarılıyor, ardından da eve ait düzenli görevlerimizle birlikte, daha önce sosyal hizmetlerin yüklendiği sorumlulukları üstlenmek zorunda kalıyoruz. Bu tedbirler… kadını eve dönmeye özendiren politikalara destek sağlayarak, fuhuşu, kadın ticaretini, kadına karşı şiddeti, insan kaçakçılığını ve göçü teşvik ediyorlar” deniyor.
Kuzey Amerika ve Avrupa’da birçok ülkede kadınların “kendi bedenleri üzerinde karar verme hakkı”nın ya fiilen (özellikle sağlık bütçelerindeki kesintiler) ya da yasalar yoluyla gaspedildiğini belirten deklerasyon; Honduras’ta doğum kontrol ilaçlarının yasaklandığı, Nikaragua’da Anayasa Reformu’yla birlikte kürtajın “annenin hayatı tehlikedeyken ya da tecavüz olaylarında bile suç ilan edildi”ği, Meksika’da başkent (federal bölge) dışındaki bölgelerde kürtajın yasa dışı ilan edilmeye devam ettiği örneklerini veriyor.
Avrupa’da “neoliberal gerici saldırı”ya karşı örgütlenen, küresel güneyde “kıtlık, fakirleşme, kölelik ve şiddet”e karşı direniş inşa eden , “savaş, askerî kontrol ya da onun tehditi altındaki tüm bölgelerde”mücadele eden kadınlar ve halklarla “dayanışma içinde” olduklarını belirten DKY’li kadınlar; “Tüm bu zorlu koşullara rağmen biz kadınlar, bölgelerimizi, bedenlerimizi ve topraklarımızı resmi olan ya da olmayan, devlete bağlı ya da özel orduların sömürüsüne karşı savunmaya devam ediyoruz” diyor.
“Toplulukları fakirleştiren, bağımlılık yaratan ve yerel üretim biçimlerini imha eden tüketici kültürünü”reddettiğini belirterek, “Sağlık, eğitim, su gibi kamusal malları ticarileştirerek dönüştürmeye çalışan, küresel güneyde ucuz emek sömürüsü için pazarlar yaratan serbest ticaret anlaşmalarının devam eden tacizini” suçlayan deklerasyonda: “Bu 8 Mart’ta, biz, Dünya Kadın Yürüyüşü’nden kadınlar, kendimiz ve ötekiler için, halklarımız için, tüm canlılar ve çevre için bir dünya yaratmak ve direnmek amacıyla yürüyüşe devam ediyoruz” deniyor.
Deklerasyon metninin bütününe buradan ulaşılabilir.